2 Temmuz Katliamını unutmadık. Gericiliğin ve mezhepçiliğin karşısında biz varız!

Ct, 02/07/2016 - 13:26
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Bugün 2 Temmuz. Acının, öfkenin bir nebze olsun azalmadığı, kaybettiğimiz aydınlık yüzlü insanlarımıza olan özlemimizin dinmediği bir kara gün. 2 Temmuz 1993'te Pir Sultan Abdal Kültür Derneği 'nin düzenlediği şenliklere katılan yüzlerce insanın içinde ülkemizin en değerli sanatçıları, aydınları, yazarları ve yabancı konuklar da vardı. Ülkemizin yaşadığı kirli savaş sürecinde ne muhalefete, ne de muhalif aydınlara tahammül vardı. Yıllardır devlet eliyle beslenen gericilik ve faşizm yeniden devreye sokuluyordu. 'Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmayız" diyerek başlatılan provokasyon devletin gözetiminde 35 insanımızın yakıldığı bir katliama dönüştü. Yakılanlar Aleviler ve aydınlarımızdı. Ülkemiz bu büyük acıyla birlikte daha bizlere onlarca eser verebilecek aydınlarını ve fikir insanlarını yitirdi.

Katliam sonrası ülkemizi yönetenler saldırıya uğrayanları suçladı. Aziz Nesin hedef tahtasına konuldu. Dinci olmayan liberaller bile yakılanlarda suç aradı. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel saldırganların sağlığına zarar gelmemesine sevindiklerini belirten açıklamalar yaptılar.

Ve yakanlar, provoke edenler ortadayken katillerin cezalandırılmaması için çaba harcandı. Davada Sivas Katliamında katledilenlerin yakınları mağdur edildi. Katillerin birçoğunun kaçmasına göz yumuldu. Günü geldi katillerin bazılarının belediyelerde çalıştığı ortaya çıktı.

AKP iktidarı elbette Sivas katillerinin yanında oldu. Bazılarına iş verdi, bazılarının ev adresleri bilindiği halde dokunulmadı. Sanıkların 8 avukatı AKP milletvekili oldu. Dava zaman aşımına uğratıldığında Tayyip Erdoğan 'hayırlı olsun' dedi. Kısacası Sivas katliamını gerçekleştirenler bazen açıkça, bazen utangaçça ama daima iktidar tarafından sahiplenildi.

Bugün Sivas Katliamı’nın acısı sürerken Sivas'ta yakanların politikaları da sürüyor. AKP gerici-mezhepçi politikalarla toplumsal yaşamın bütününü dincilikle yeniden şekillendirmeye çalışıyor. Cihatçı çetelerin desteklenmesinin sonuçlarını ne yazık ki katliamlarla yaşıyoruz. Alevilerin yaşadığı yerlere mülteci kampı adı altında cihatçıların yerleştirilmek istenmesiyle yeni katliamlara zemin hazırlanıyor.

2 Temmuz’un acısını yüreğinde hissedenlere bugün daha fazla görev düşüyor. AKP’nin gerici-mezhepçi politikalarını durdurmak yaşamak için artık bir mecburiyet. Halkevleri olarak bu sorumluluk bilinciyle 2 Temmuzda katledilen canlarımızı saygı, sevgi ve hasretle anıyoruz.

 

 Oya ERSOY

Halkevleri Genel Başkanı