2 Temmuz, acının öfkenin ve kaybettiğimiz insanlarımıza duyulan özlemimizin günü…

2 Temmuz 1993'te Pir Sultan Abdal Kültür Derneği 'nin düzenlediği şenliklere katılan yüzlerce insanın içinde ülkemizin en değerli sanatçıları, aydınları, yazarları ve yabancı konuklar vardı. Ülkemizin yaşadığı kirli savaş sürecinde ne muhalefete, ne de muhalif aydınlara tahammül vardı. Yıllardır devlet eliyle beslenen gericilik ve faşizm bu kez Sivas’ta devreye  sokuluyordu. 'Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmayız" diyerek başlatılan provokasyon devletin gözetiminde 35 insanımızın yakıldığı bir katliama dönüştü. Yakılanlar Aleviler ve aydınlarımızdı. Ülkemiz bu büyük acıyla birlikte daha bizlere onlarca eser verebilecek sanatçılarını, aydınlarını ve fikir insanlarını yitirdi.

Katliam sonrası ülkemizi yönetenler saldırıya uğrayanları suçladı. Aziz Nesin hedef tahtasına konuldu. Adeta yakılanlarda suç arandı. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel saldırganların sağlığına zarar gelmemesine sevindiklerini belirten açıklamalar yaptılar.

Ve yakanlar, provoke edenler ortadayken katillerin cezalandırılmaması için çaba harcandı. Davada Sivas Katliamında katledilenlerin yakınları mağdur edildi. Katillerin birçoğunun kaçmasına göz yumuldu. Günü geldi katillerin bazılarının belediyelerde çalıştığı ortaya çıktı.

AKP iktidarı elbette Sivas katillerinin yanında oldu. Bazılarına iş verdi, bazılarının ev adresleri bilindiği halde dokunulmadı. Sanıkların 8 avukatı AKP milletvekili oldu. Dava zaman aşımına uğratıldığında Tayyip Erdoğan 'hayırlı olsun' dedi. Kısacası Sivas katliamını gerçekleştirenler bazen açıkça, bazen utangaçça ama daima iktidar tarafından sahiplenildi.

Binlerce insanın “adalet” talebiyle yürüdüğü bu günlerde sönmeyen Sivas yangını için de en temel talep adalettir. Katliam’ın bütün yöneleriyle açığa çıkartılması, yalnızca maşa olarak kullanılanların değil, provokasyon  için emir verenlerin, katliama göz yumanların, ihmali bulununanların da yargı önüne çıkartılmasını istiyoruz.

Bizler 2 Temmuz’un 24’üncü yıldönümünde “adalet” talebiyle, Sivasta aramızdan aldıkları insanlarımızın anısıyla ve onların hayal ettikleri ülkenin özlemiyle yürüyoruz. Barışın, kardeşliğin, laikliğin ve demokrasinin tesis edildiği; eşitliğin ve özgürlüğün ülkesini kurmak için mücadele ediyoruz. Sivas’ta katşledilen insanlarımızı sevgi saygı ve özlemle bir kez daha anıyoruz. 

Oya ERSOY

Halkevleri Genel Başkanı