7 kadın işçinin katili rantçı belediyecilik ve güvencesiz çalıştırmadır!

Cu, 11/09/2009 - 01:00
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Sel katliamında 32 insanımız yaşamını kaybetti. İçlerinden 7 işçi kadın; 7 kız kardeşimiz servis niyetine bir yük aracıyla taşındıkları ve yaşamları patronlarının fazladan kazanacağı üç kuruştan daha değerli görülmediği için can verdiler. Nebahat Salkım, Nuriye Can, Bircan Karataş, Özlem Ünal, Güldane Çiftçi, Altun Yüksek ve Naciye Karadeniz ancak ölümleriyle; emekleri üzerindeki sömürüyü, insanlık dışı çalışma biçimlerini, yoksulluklarını görünür kıldılar. Tıpkı Ceylanpınar’da boğulan mevsimlik tarım işçisi kadınlar gibi, tıpkı Bursa’da üzerlerine kilitlenen kapıların ardında yanarak can veren tekstil işçisi kadınlar gibi.

Evet işçi kadınlar ekonomiye can verdiler.  Günde 15 saat, haftada 7 gün güvencesiz ve en ucuza çalışarak, hava bile almadıkları servislerde taşınarak, bütün gün ayakta çalışıp, hakaret görerek, insanlıktan çıkarılarak ekonomiye can verdiler. 7 işçi kadının çalıştığı Pameks şirketi ölümlerden sonra yaptığı açıklamada “tekstil ürünlerini dünya çapında ihraç etmekle, tekstil sektöründe öncü ve köklü bir firma olmakla, istihdam ettiği işçi sayısıyla, vergisini vermekle”  övünüyor. İşte şimdi sermayenin bu saygıdeğerlik maskesini yırtmanın, ekonomiye can verenin asıl kim olduğunu göstermenin, krizden çıkış stratejilerini emek sömürüsünü arttırmak olarak belirleyip reklam kampanyaları düzenleyenlerden hesap sormanın zamanıdır.

Evet yağmur katliama dönüşmüştür.  Bu katliamın içinde 7 işçi kadın can vermiştir. 

Biz kadınlar kız kardeşlerimizin faillerini biliyoruz. Kadın emeğini ikincileştiren, ucuzlatan kadının emeği ve yaşamı üzerinde denetim kuran ataerkil toplumsal ilişkiler; işçi sınıfının tüm haklarını ortadan kaldırarak kölece çalışmaya mahkum eden neoliberal kapitalizm;  kentleri oluştururken insan ihtiyaçlarını değil rantı düşünen, sermayeye teşvik verip işçilere ölümü, açlığı reva gören, ağır çalıştırma biçimlerine, hak ihlallerine göz yuman siyasal iktidar; işçileri ölesiye, güvencesiz, ucuza çalıştırıp kreşten servise, yemekten yol yardımına kadar tüm hakları gaspeden, iş sağlığı ve güvenliği için masrafa girmeyen patronlar, bugün önünde eylem yaptığımız kurum da dahil olmak üzere emeğin çalışma koşullarını ve iş güvenliğini denetlemeyle görevli ama bu görevlerini yerine getirmeyen tüm kurum ve yetkililer bu katliamın sorumlusudur.  

Sorumluluktan kaçmak için Pameks tekstilin patronu da başbakan da aynı dilden konuşuyor katliama vahim bir doğa olayı diyor. Biz kadınlar soruyoruz bu doğa olaylarında neden hep kadınlar, işçiler, yoksullar ölüyor? Soruyoruz yük arabasıyla işçi taşımak mı doğa olayıdır? Sel tehdidi varken yerleşimleri tahliye etmemek,  işçileri zorla işe getirmek mi doğa olayıdır? Doğanın arkasına gizlenip ellerinizdeki kanı gizleyemezsiniz.  Kadınlar sizden bu katliamın hesabını soruyor, hesap verene kadar yakanızı bırakmayacağız.

Bugün açık ki biz kadınlar için insanca koşullarda çalışma ve insanca yaşama mücadelesi ölüm kalım mücadelesidir.

İş cinayetlerinde ağır çalışma koşullarında ölmemek, doğal afet denilerek üzeri örtülen katliamların ilk kurbanları olmamak için kadınların özgürlük mücadelesini, insanca yaşama ve çalışma hakkı mücadelesini yükselteceğiz.  Bu mücadele öldürülen, katledilen tüm kadınlara Nebahat’a, Nuriye’ye, Bircan’a, Özlem’e, Güldane’ye, Altun’a ve Naciye’ye borcumuzdur.

HALKEVCİ KADINLAR