Günler öncesinden Tayyip Erdoğan başta olmak üzere; AKP hükümeti, İstanbul Valisi, Emniyet Müdürü provokasyon bahanesiyle 1 Mayıs günü yapacakları saldırının zeminini hazırladılar. 1 Mayıs günü akıllara durgunluk verecek “önlemlerle” İstanbul ve tüm ülkede terör estirdiler. Yaptıkları saldırının orantısı, Şişli Etfal Hastanesi’ne attıkları gaz, boyalı tazyikli su, plastik mermi, biber gazı, cop silah, panzerleriyle gösterdikleri şiddetle tartışılmaz biçimde açığa çıktı.
AKP 1 Mayıs günü yarattığı terör ortamından kaynaklı meşruluğunu kaybetmiştir. Bu yüzden kendisine muhalefet eden kesimlere dönük baskıları artırıyor …
1 Mayıs 2008 günü; Adana’da toplumsal muhalefet bileşenleri tüm ülkede olduğu gibi “1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü”nü kutlamak üzere miting yaptılar. Miting sonrası İstanbul’da yaşanan AKP terörünü, saldırıları, gözaltıları ve yaralamaları protesto etmek amacıyla Adana Halkevi üyeleri AKP İl binası önüne yürümek istediler. Fakat Emniyet güçlerinin saldırısına maruz kaldılar. Halkevcilere destek olan Özgürlük ve Dayanışma Partisi üyeleri de dahil olmak üzere 23’ü Halkevci, toplam 47 kişi gözaltına alındı. Hızını alamayan emniyet güçleri dağılmakta olan gruplara ve çevredeki insanlara da saldırdı.
Emniyet güçleri “1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü”nü kutlamak için bir araya gelen ve İstanbul’daki vahşi saldırıların haberini alınca bu durumu protesto etmek isteyen işçi ve emekçilere aynı vahşilikle saldırdı. Adana Terörle Mücadele ve Güvenlik Şube’sinin sivil polisleri ellerindeki kalın sopalarla kitleye müdahale etti. 6 kişi ağır yaralandı. Yaralananlar arasında kolu ve burnu kırılanlar oldu.
Bu şiddet gözaltı sürecinde de devam etti. Karakolda savcılığa çıkarılana kadar gözaltına alınan 47 kişi çeşitli aralıklarla emniyet güçlerinin şiddetine maruz kaldılar. Maruz kaldıkları şiddet Adli Tıp raporuyla tespit edilmiştir. Gözaltına alınanların yaşadıkları bununla bitmedi. 2 Mayıs 2008 gecesi çıkarıldıkları Savcılıkta iki Halkevci tutuklandı.
1 Mayıs günü ÖDP İstanbul İl binası, Harita Mühendisleri Odası basılması, cumartesi günü sabaha karşı kaldığı otelden Türk Tabipler Birliği Merkez Konsey Başkanı Gencay Gürsoy’un gözaltına alınması, yine cumartesi günü İstanbul Halkevi önüne gelen polislerin hiçbir sebep göstermeden bina önünde beklemesi, AKP terörünü kınamak isteyenlerin tutuklanması hiç tesadüfi değildir. 1 Mayıs sonrası tüm meşruluğunu yitiren, basın başta olmak üzere toplumun tüm kesimleri tarafından ağır eleştirilen AKP hükümeti paniğe kapılmıştır. Hem yasakçı, baskıcı, şiddet yöntemlerini rahatlıkla kullanabilen yüzü açığa çıktığı için hem de toplumsal muhalefetin gücünden korktuğu için panikle kendisine karşı olan herkese pervasızlıkla saldırmaktadır.
Bir süre önce; “demokrasi”den, “özgürlük”ten bahseden ve bunu sadece kendisi için talep eden AKP hükümeti aslında demokrasi, özgürlük ve emek düşmanı olduğunu açıkça göstermiştir.
Biz Halkevleri olarak; bir kez daha 1 Mayıs 2008 tarihin de başta İstanbul olmak üzere, tüm ülkede yaşananları kınıyor; tüm emek ve demokrasi güçlerinin haklı mücadelesinin engellenemeyeceğini bir kez daha yineliyoruz. Bu süreçte gözaltına alınan herkesin serbest bırakılmasını, AKP terörünü protesto etmek isteyen ve tutuklanan Halkevcilerin derhal salıverilmesini, bütün bu yaşananlardan sorumlu olan İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü’nün ayrıca AKP hükümetinin istifa etmesini istiyoruz.