AKP'nin Suriye tezkeresini Meclisten geçirdiği 4 Ekim 2012'de Taksim'de gerçekleştirilen eylemde HALKEVLERİ, HALKLARIN DEMOKRATİK KONGRESİ İSTANBUL MECLİSİ, ÖZGÜRLÜK VE DAYANIŞMA PARTİSİ, TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ, İSTANBUL TABİP ODASI, İSTANBUL ECZACI ODASI, TMMOB İSTANBUL İKK, KESK İSTANBUL ŞUBELER PLATFORMU ortak imzasıyla okunan açıklama
Dün Urfa Akçakale'de 5 insanımız Suriye'den gelen top mermisi ile yaşamını yitirdi. İnsanlarımızın ölümünün sorumlusu AKP iktidarıdır. Hatay'dan sonra Akçakale'yi de silahlı grupların kol gezdiği bir yer haline getiren AKP, tam bir aydır fiilen savaşın etkilerini yaşayan Akçakale halkını korumak için hiçbir önlem almadığı gibi savaş kışkırtıcılığına hız vermiştir. İçerde ve dışarda savaş politikalarını tırmandıran iktidar; ölüm, kan ve gözyaşı üretmeye devam ediyor. Bugün burada, savaş istemeyen Türkiye halklarının sesini duyurmak için toplandık. AKP’nin savaş politikalarını durduracağımızı haykırmak için yanyana geldik.
AKP iktidarı, bölgede emperyalizmin aktif taşeronluğuna soyunmuş, emperyalist müdahaleden rol kapmak için Suriye'ye dönük iç savaşı kışkırtma politikalarını örgütlemiştir. Ülke sınırlarını Suriye'deki rejime karşı savaşan çoğunluğu paralı asker, cihatçılara selefilere açmıştır. Suudi Arabistan ve Katar'la birlikte silahlı gruplara lojistik, silah ve para desteği vermiş, bu topraklarda silahlı eğitim yapmalarını sağlamıştır. Bu gruplarla karşı karşıya kalan sınır kentlerimizde halkımız aylardır can güvenliği ve yaşamını sürdürebilme endişesi ile yaşamakta, savaşı ve silahlı grupları istemediğini haykırmaktadır. AKP iktidarı emperyalizmin bölge projelerinde pay almak için at başı koştururken ülkeyi düşürdüğü durumda, yalnız Suriye’yi askeri müdahaleyle tehdit etmekle kalmamakta, ısrarla NATO başta olmak üzere emperyalizmin askeri müdahalesinin ön çağrıcılığını yapmaktadır.
Türkiye halklarının Suriye ile savaşa, askeri müdahaleye karşı olması, barış istemesi ise AKP iktidarını sıkıştırmış, savaş politikalarını meşrulaştırmak için bir yandan gerici bir saflaşma yaratmak amacıyla Alevi ve Kürt düşmanlığına sarılmış, diğer yandan ise fiili bir savaşı körüklemek için bahaneler üretmeye başlamıştır.
“Komşularla sıfır sorun” demagojisi yapıp ülkemizi “komşularla savaş” konumuna sürükleyen AKP iktidarı ve bu politikaların mimarı Ahmet Davutoğlu savaş kışkırtıcı çizgileriyle sonunda çatışmaları Türkiye-Suriye sınırına çekip Akçakale'de 5 kişinin ölümüne sebep olmuştur. Bununla yetinmeyen AKP, Suriye'yi vurarak ülkenin bütününü savaşa sokmaya dönük bir adım daha atmıştır. Bugün Meclis'te AKP ve savaş çığırtkanı destekçisi MHP oylarıyla geçirilen tezkere, hali hazırda Kürt halkına yönelik saldırıların aracı haline getirilen Irak tezkeresine eklenen maddelerle Suriye halklarına da bu topraklardan ölüm kusmak amacını taşımaktadır. AKP'nin Suriye'ye dönük top atışının "misilleme" olarak değil genel bir saldırı olarak Antakya yakınındaki İdlib'i hedef alması bunun göstergesidir.
Bülent Arınç'ın dün Akçakale'de yaşananların ardından "son olay bardağı fazlasıyla taşırmıştır" açıklaması manidardır, savaş politikalarında bardağı taşıran asıl olarak AKP iktidarıdır. Kürt sorununda demokratik çözüm yerine savaş politikalarını tırmandıran, gazetecisinden avukatına, öğrencisinden sağlıkçısına 10 bin Kürt siyasetçiyi ceaevlerine gönderen AKP bu toprakların içinde de hergün Türk ve Kürt halklarından gençlerin ölümüne neden olmaktadır. Şimdi sıra komşu ülke halklarına gelmiştir.
AKP iktidarı bu topraklardaki halkların savaş karşıtlığını, iktidar politikalarına karşı çıkışları da şiddetle bastırma, faşist baskı ve zor politikalarıyla sindirme çabasına hız vermektedir. Roboski'de katledilen 34 Kürt'ün ölümlerinin hesabını soranlara saldırdığı gibi Hatay'da savaşa karşı ayağa kalkan halkın üzerine biber gazıyla, panzerlerle yürümüş, dün Akçakale'de de ölümlerin öfkesiyle valiliğe yürüyen halka, bugün ise tezkerenin kaplı kapılar ardından görüşüldüğü barışın sesini yükseltmek için Meclis’e yürümek isteyen Halkevleri üyelerine ve İstanbul’da da SDP üyelerine saldırılmıştır. Topraklarımızda çetecileri barındırmaktan imtina etmeyenler barış isteyenlerin üzerine polis şiddeti ve baskı ile yürümeye çalışmaktadır. AKP sıkıştıkça saldırganlaşmaktadır. Emekçilerin vergileriyle onların istemeği bir savaşa bütçe ayıran AKP her yaşamsal ihtiyaca ve kamusal hizmete yaptığı zamlarla da savaşı emekçilerin tüm gündelik yaşamına yaymaktadır.
AKP derhal içerde ve dışarda savaş politikalarına son vermelidir. Bu ülke topraklarını Suriye’de iç savaşı kışkırtan bir operasyon üssü haline getiren uygulamalar, askeri eğitim verilen, Suriye'de savaşanların barındığı kamplar derhal kapatılmalıdır. Suriye’den sivil insanlar dışında kalan çeşitli milis, çetelerin Türkiye’ye giriş çıkışları derhal engellenmelidir. Savaş Bakanı Davutoğlu derhal istifa etmelidir. Kürt sorununda demokratik çözüm ve onurlu bir barış için gereken adımlar atılmalıdır.
AKP iktidarının "Ortadoğu'da lider ülke" masallarıyla, 1071 fetihçilik demagojileriyle emperyalizme taşeronluk adına ülkemizi komşu halklarla savaşa sürüklemesine izin vermeyeceğiz. Suriye ile savaşa izin vermeyeceğiz. Emperyalizmin askeri olmayacağız, emperyalizme karşı mücadeleyi büyüteceğiz. Bu toprakların içinde Kürt düşmanlığıyla milliyetçiliği ve ırkçılığı tırmandırmasına, Kürt halkına yönelik savaş politikalarına karşı ortak mücadeleyi büyüteceğiz. İktidarın mezhepçi, Alevi düşmanı söylem ve politikalarına karşı mücadele edeceğiz. Emperyalizmin taşeronu, savaşın, ölümün, faşizmin iktidarı AKP'yi Türkiye halkları durduracak!
Bugün burada biraraya geldik, 7 Ekim’de ülkenin dört bir yanında on binlerle Eşit Yurttaşlık mitinginde Ankara’da olacağız. AKP’nin savaş politikalarını sokakta durduracağız.
AKP Elini Suriye’den Çek!