AKP'ye oy yok

Ct, 14/07/2007 - 08:00
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Seçimlere bir hafta kala bütün panolar, bilbordlar partilerin afişleri, pankartları, bayraklarıyla dolu. Afişlere, pankartlara, miting meydanlarındaki sözlere bakılırsa; mazotu 1 YTL’ye indirecekler de var, işsizlik maaşı verecekler de var, ÖSS’yi kaldıracaklar da var.
Halkın temel sorunlarını çözdüğünü iddia eden AKP’nin hiçbir seçim vaadi yok. Tek başına iktidar olmazsak kriz çıkar, “biz iktidar olmazsak elinizdekiler de gider” korkusunu yayarak oy istiyor.
4,5 yıldır uyguladığı politikalarla hayatımızı karartan AKP “Durmak yok yola devam” diyor.
SSK’ları devreden, özel sağlık kuruluşlarının önünü açan, kısacası sağlımızı satılığa çıkartan AKP sağlıkta yaptıklarıyla övünüyor “dönüşüme devam” devam diyor. Bilbord reklamlarında yüzü gülen vatandaş “istediğim hastanede tedavi oluyorum, durmak yok yola devam”diyor.
Sağlığımızı rant kapısı olarak görenler, yerli ve yabancı sermayeye bakın burda iyi para var diyerek pazarlayanlar, şimdi de sağlığımız üzerinden seçim yatırımı yapıyor !
Bir genelge ile “sağlık ocaklarında bütün hizmetleri ücretsiz(!)” yaptığını açıklıyor, elektrik tesisatı bile döşenmemiş hastanenin açılışını yaparak şov yapmayı da ihmal etmiyor.  
Yalan söylüyorsunuz!
Ülkemizde zaten 40 yıldan bu yana 6300 sağlık ocağı sosyal güvencesi olup olmadığına bakamadan herkese hizmet veriyordu.
İktidarınız döneminde 2003 yılından bu yana sağlık ocaklarına yazar kasa sokan muayenehane ücretlerini önce 2 YTL daha sonra da 8 YTL yapan siz değilmisiniz!
Sağlık ocaklarına paralı hizmeti sokan, başlattığınız aile hekimliği uygulamasıyla 11 ilde 600'den fazla sağlık ocağını kapatarak aile hekimlerine kiralayan, ofislere dönüştüren siz değil misiniz?
İktidara geldiğiniz günden bugüne kadar sağlık hizmetlerini piyasa koşullarına terk etmek için çalıştınız. Sağlık ocaklarını bunun önünde en büyük engellerden biri olarak gördünüz. 15 Haziran 2007 de yayınladığınız ve “üniversite hastanelerini halka açıyoruz” diye yutturmaya çalıştığınız genelge ile sağlık ocaklarındaki doktorları sevk memuru haline getirdiniz.
Çünkü sağlık ocaklarında asıl koruyucu sağlık hizmeti veriliyordu. Oysa “sağlığı korunmuş” insandan para kazanamazsınız! Hasta olacak ki bir sürü tetkik, tedavi, ilaç arkasından gelecek tüm sektörler kar edecek!
Yine AKP, seçim afişlerinde “ders kitaplarını ücretsiz dağıttığının” propagandasını yapıyor. Eğitim hizmetlerini sermayeninin daha fazla kar etmesi için piyasalaştırmayı önüne hedef koyan AKP, iktidarı süresince eğitimi ticarileştirmek için elinden geleni yaptı. Özel okulları teşfik etti, veliler okullara ödenek ayrılmadığı için yıl boyunca soyuldular. Eğitimdeki  müfredat daha da gericileştirildi.
Yine AKP, “kentsel dönüşüm” planlarıyla halkın evini başına yıkma politikasını, TOKİ’nin uzun vadeli taksitlerle düzenlediği konut satış projeleriyle ve konut kredisi sunan Mortgage yasasıyla örtmeye çalışıyor. Ancak bunlarla halkın ev sahibi olmasının neredeyse imkansız olduğu gerek hükümet yetkililerince gerekse TOKİ yetkililerince ifade ediliyor. Yani

bilbordlarda “kira öder gibi ev sahibi oluyorum” diyen vatandaşın nerede yaşadığını bilmiyoruz ama bu ülkede yaşamadığı kesin.
Bütün bunları yine o milyonlarca lirayı harcadığı seçim kampanyalarında astığı “birlikte başardık” afişi özetliyor. Evet birlikte başardınız. ABD, AB, IMF, DB ile birlikte başardınız.
Şimdi tüm bunları kendileri yapmamış gibi oy istiyorlar. Ne için geleceğimizi daha fazla karatmak için, eğitim hizmetlerini ticarileştirmek için, sağlımızı piyasalaştırmak için, evlerimizi başımıza yıkmak için.
Evet! Yaptıklarınız, yapacaklarınızın kanıtıdır.
4,5 yıllık iktidarınız süresince, ülke tarihinin en büyük borçlanmasını yaptınız. Dış borçlar 200 milyar dolardan 400 milyar dolara çıktı. Yani iki kat arttı.
Eğitimi, sağlığı, barınmayı, ulaşımı, enerjiyi patronların kar alanı haline çevirdiniz.
ABD’ye AB’ye, IMF’ye, TÜSİAD’a hizmet edip halka kabadayılık yaptınız. Başbakandan sonra geçtiğimiz günlerde meclis başkanı Bülent Arınç’ta çiftçileri azarladı.
Kendi çocuklarınıza gemiler alıp, şirketler kurdunuz. Halkın çocuklarını işsiz bıraktınız.
Halkı bizden ve bizden değil diye böldünüz. Kendinizden olanı kayırdınız, kendinizden olmayanı dışladınız.
Kadınların hakkı olarak sadece türbanı gördünüz, kadınları ikinci sınıf olarak görmeye devam ettiniz.
%10 barajı sayesinde %25 oyla iktidarı ele geçirmeyi demokrasi saydınız. Okuma yazma bilmeyenlerin oy kullanmasını engellemeyi marifet saydınız.
Hükümetiniz döneminde ülkemiz tarihinde görülmemiş bir kadrolaşma yaşandı, yakınlar, partililer birçok alana yerleştirildi.
Bizler Halkevciler olarak diyoruz ki Eğitim, sağlık, barınma, enerji, su, yaşanılabilir bir çevrede yaşama güvenceli bir iş, onurlu bir ücret gibi en temel haklarımızı elimizden alan neoliberal politikaları savunanlara,
Türkiye’de kardeşi kardeşe düşman etmeye çalışanlara,
Türkiye’yi ABD’nin Ortadoğu’daki baş işbirlikçisi yapmak isteyenlere,
Amerikancılara, AB’cilere, gericilere, faşistlere, cuntacılara oy vermeyin!
Meclise hangi partiler hangi çoğunlukla girerse girsin, geleceğimizi değiştirmenin yolu en temel insani haklarımıza sahip çıkmak, halkın kendi hakları temelinde yürütülecek olan mücadeleyi yükseltmektir.
Bizler şimdiye kadar bu mücadeleyi yükseltmek için çalıştık, bundan sonrada bu yolda yürümeye devam edeceğiz.