Geçtiğimiz hafta Ege ve Marmara bölgelerinde 13 ilde elektrik kesintileri yaşandı. 1 Temmuz akşam saatlerinde bir çok ilin tamamen karanlığa gömülmesine yol açan sebep ise özel elektrik dağıtım şirketlerinin elektriğe zam istekleri.
Elektrik kesintilerinden sonra enerji ve tabi kaynaklar bakanlığından muğlak açıklamalar geldi. Bakanlık müsteşarı elektriğe zam yapılacak mı sorusuna "hayat ne gerektirirse o olur" şeklinde cevap verirken enerji bakanı Güler ise tam anlamıyla liberal sistem oluşturma çabası içinde olduklarını, ekonomi ne gerektirirse onun yapılacağı fakat şimdilik zam diye bir şeyin söz konusu olmadığını belirten açıklamalarda bulundu.
Türkiye'de enerji politikalarının halk yararına göre yapılandırılmaması sonucu elektrik; paralı, pahalı ve ulaşılması güç bir enerji halini aldı. Enerji politikası olarak elektrik santrallerinin özelleştirilmeleri hedefindeki AKP hükümeti, Türkiye'ye hep ve her an bir enerji sorunu olacakmış gibi göstererek ülkemizi enerjide de dışa bağımlı bir ülke haline sokacak politikalarla hareket ediyor. Nükleer santral hazırlıklarının oldukça yoğun yaşandığı bu günler de bu politikaların bir göstergesi.
Doğal kaynaklar açısından oldukça zengin olan ve varolan bugünkü elektrik santrallerinin de yeterli olduğu ülkemizde, elektrik enerjisi lüks tüketim halini alarak bir çok köy, mahalle ve beldelerde yoksul halkın ulaşamadığı bir enerji şekli. Son yaşanan elektrik kesintileriyle de mağdur olan yine halktır.
Bu nedenlerle biz halkevciler olarak hükümetin enerji politikaları üstündeki liberal sistem oluşturma çabasının bir an önce durdurmasını, özelleştirme kapsamına alınan elektrik santrallerinin kamu statüsüne geri döndürülmelerini, enerjinin kamusal bir hak olarak herkese eşit ve ücretsiz bir biçimde dağıtılmasını ve varolan enerji politikalarının bu biçimde yeniden yapılandırılmalarını talep ediyoruz.