Ankara valisini gerçekten tanımıyoruz. Yasağını hiç tanımıyoruz!
İktidar sahipleri kendi iktidarlarını ve zenginliklerini korumak, toplumu baskı altına almak için OHAL yasaları çıkartıyor, KHK’larla halkın yaşamsal haklarını gasp eden yeni düzenlemeler gerçekleştiriyor. Ülkeyi adeta diktatörlüğe sürüklüyorlar.
Son aylarda hangi yönetici çıkıp konuşsa söyledikleri tek şey “yasak!” “Ne yasak?” diye sorduğumuzda; neredeyse “Konuşmak, gülmek, oturmak, müzik dinlemek, aşure yapmak yasak…”Akara’da geçtiğimiz yıldan beri bombalar patlıyor; bunun önlemini almayan iktidar çareyi yeni OHAL yasaklarında buluyor. Bomba patlatanlara önlem almak yerine insanlara “nefes almayın yeriniz belli olur” deniyor.
Ankara valisi ile henüz tanışamadık. Ancak anlaşılan Ankara’nın yeni valisi ülkenin başkentini yasaklarla yönetebileceğini sanıyor. OHAL’i fırsata çeviriyor. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde başvurusu yapılmış mitingi güvenlik gerekçesiyle yasaklıyor. 10 Ekim Katliamı’nın birinci yılında ölen insanları anmak için Tren Gar’ında toplanmaya çalışan aileler başta olmak üzere tüm halka alanı kapatıyor. 15 Ekim’de açığa alınan, ihraç edilen emekçilerin mitingini yine güvenlik gerekçesi ile yasaklıyor. Hatay valisiyken halk tarafından “Yasaklar şehrinin şerifi” ünvanını alan yeni Ankara Valisi Erkan Topaca, bu ünvanı korumaya çalışmakta. Ancak unuttuğu bir şey var ki şehri yasaklarla yönetmek isteyene karşı bu şehirde her zaman Halkevciler var. Bizi tanımak isterse halkın barınma, su, ulaşım hakkı için Melih Gökçek’e karşı direnişine baksın. Çok uzaklara gitmeye gerek yok. Biz 2013 Gezi Direnişi’nden bu yana kentin meydanları yasaklanırken o meydanları özgürleştirenleriz. İşçinin ve emekçinin bayramında sizin Kızılay meydan yasağınıza karşı sokakları size dar edenleriz. Kadınların özgürlük çığlıklarıyla meydanları inletenleriz. Biz katliamlara karşı demokrasi ve barış talebini kendi imkanlarımızla “güven” içerisinde yükseltmeye çalışanlarız. Biz Ankara halkıyız! Eğer Ankara Valisi Topaca, yasaklar şehrinin şerifi rolünü üstleniyorsa buradan bilsin ki bizler de özgürlük mücadelesini sokak sokak büyüteceğiz.
Vali Topaca bombaların patlamasını istemiyor, demokrasiyi savunuyor ise yasakları değil özgürlükleri güçlendirmelidir. Uygulanmak istenen bu yasaklar ancak şiddetten nemalan gerici ve faşist katillerin elini güçlendirecektir. Buradan Vali Topaca’yı uyarıyoruz; halkın özgürlük ve demokrasi mücadelesinin önündeki koyulan her engel katliam sevdalılarının elini güçlendirecek, ülkenin korku ve şiddet sarmalında çözümsüzlüğe sürüklenmesine bilerek veya bilmeyerek destek sağlayacaktır.
Güvenlik bahanesi altında Ankara’nın halka açık tüm alanlarında koyulan, demokratik hak ve özgürlükleri gasp eden yasaklar geri alınsın. Demokrasinin önüne koyulan; OHAL’ı fırsata çevirmek isteyen bu uygulamalara karşı fiili mücadelemizi yükselteceğiz.
İnsan hayatı yasaklarla değil demokrasi ve özgürlüklerle ancak korunabilir! Biz demokrasi ve özgürlük mücadelesini yükseltmeye devam edeceğiz!
Halkevleri İç Anadolu Bölge Temsilcisi
Candaş TÜRKYILMAZ