Bizim Stratejimizde Eşitlik Var!

Geçtiğimiz bir ay içerisinde AKP’nin misyonerleri olarak tayin edilmiş kadın düşmanları söylemleriyle gerici zihniyetlerini bir kez daha gözler önüne serdi. Biz kadınların emeği, bedeni, kimliği ve yaşamı üzerinde söz sahibi olduklarını düşünüp, üst üste kadın düşmanı gerici açıklamalarda bulundular.

Fıtratında gericilik ve kadın düşmanlığı olan AKP ve sözcüleri bakalım ne demiş:

Bombayı ilk olarak her zaman olduğu gibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan patlattı. Erdoğan  “ kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz, o fıtrata terstir. Tabiatları bünyeleri fıtratları farklıdır. Kadın ile erkeğin eşit olması fıtrata ters” dedi.

Hemen ardından Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nurettin Yıldız; “bir kadın çalışmayı tercih ederek fuhuşa hazırlık yapmış olur” açıklamasıyla Erdoğan’ı destekledi.

Çok az bir süre geçmişti ki Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, kadınların kürtaj yasası ve yasağına karşı nasıl mücadele ettiklerini unutmuş olacak ki; “sezaryen bir ameliyat değil, manavdan muz almıyoruz. Kadının sezaryen istiyorum diye bir talebi ve hakkı olamaz. İşin doğalı, fıtratı normal doğumdur” diye açıklama yaptı.

 AKP organizasyonuyla Meclis’te sunum yapan, daha önce de “Hamile kadınların sokakta gezmesi doğru değil diyen” Tuğrul İnançer’den geldi. Şimdi de “hem evlenmem hem hamile kalırım diyenler var. Hürriyetmiş. Orospuluğun adının hürriyet olduğu dünyaya tükürürüm. Bunun adı orospuluktur” dedi utanmadan.

Durun daha bitmedi. Bugün fıtratında eşitlik ve isyan olan biz kadınları buraya getirten Kültür ve Turizm Bakanlığı, Strateji Geliştirme Başkan Vekili İsmail Demirel’in tüm personeli toplantıya çağırarak “Herkes kadın-erkek ilişkilerine dikkat etsin. Ahlaksızlık yaparsanız, kadınla erkeği bir arada görürsem kafanızı patlatırım” açıklaması ve çalışma hayatına müdahalesi söz konusudur.

Kadın düşmanı gerici AKP hükümetinin tiyatrolarda hayat kadını rolünü yasaklaması, Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bu ülkede yıllarca doğum kontrolü ihaneti yaptılar ve neslimizi kurutma yoluna gittiler” açıklamaları tesadüf değildir.

Belli ki Tayyip Erdoğan başladığı yoldan devam etmek istiyor. Bu yolda yürüyebilmesi için daha çok kuluçka makinesi lazım, çünkü kadınların emeği, kimliği ve bedeniyle AKP’ye biat edip erkek egemen kapitalist sistemin kölesi olması lazım.

Bu zihniyet biz kadınları yok sayan, değersizleştiren, bedenimiz, kimliğimiz ve yaşamımız üzerinde baskı kurmaya çalışan, kadın bedeni üzerinden gericiliği yeniden üreten kadın düşmanlığından başka bir şey değildir.

Eşitliğimiz ve özgürlüğümüz için hesap sorma vakti geldi.

Bütün gerici kadın düşmanlarını bu ülkede istemiyoruz. İstemiyoruz çünkü; biz kadınlar eşit ve özgür bir dünyada çocuk doğurup doğurmayacağımıza, ne şekilde doğum yapacağımıza, hamile halimizle sokaklara çıkıp çıkmayacağımıza, çalışıp çalışmayacağımıza, evlenip evlenmeyeceğimize kendimiz karar veririz.

Bunun için bugün toplumsal yaşamı kadınlar ve erkekler olarak ikiye bölen gerici kadın düşmanı iktidarın karşısında; eşit demokratik özgür ve laik bir toplumsal yaşamı biz kadınlar yeniden kuracağız. İşyerlerimizde, okul sıralarında, evde ve sokaklarda kadın ve erkeğin eşit olduğunu haykırmak, toplumsal yaşamı birlikte inşa etmek ve kadınların eşit ve özgür birer yurttaş olarak yaşayacağı bir dünyayı kurmak bizim için sadece bir özlem değil, kadınların gericiliğe karşı direnişi ve isyanıdır. Ve bu direniş bütün kadın düşmanlarının, attıkları her adımda söyledikleri her sözde karşısına çıkacaktır. Çünkü biz kadınların fıtratında direniş, eşitlik, özgürlük ve isyan var.

Bu yüzden ister Cumhurbaşkanı Başbakan, ister Sağlık Bakanı ister Diyanet, ister Strateji müdürü olun, aramızda dağlar kadar kültür farkı var. Topunuzun da FİZANA kadar yolu var.

Unutmayın! Bizim Stratejimiz de Eşitlik Var.

Halkevleri Kadın Sekreteri

Dilşat Aktaş