“Susurluk”ta patlayan lağım hiç durmuyor. Politikacılar, iş adamları, çete reisleri, MİT elemanları ve şimdi de yüksek yargı mensupları arasında dönen dolaplar, midemizi bulandırmanın da ötesine geçti.
Gittikçe yoksullaşan halkımızın kaderini elinde tutan ve devlet çarkının en önemli noktalarında konumlanan karanlık güçler, 12 Eylül ile birlikte üslendikleri misyonlarını, her gün bir öncekini aratacak ölçüde devam ettiriyorlar. Bulundukları makamlarda, halka hizmet yerine, kendi dar kirli çıkarlarının gereğini yapıyorlar.
Toplumun örgütlenme ve söz söyleme özgürlüğünün yok edildiği bir ortamda, her türlü denetim olanağının ortadan kaldırılmasıyla; bu halkın alınterini pervazsızca, rüşvet ve benzeri kirli yollarla özel hesaplarına akıtıyorlar.
İşkence, katliam ve yargısız infazların, savaş bezirganlığının, en meşru gösterilere copla ve gazla saldırmaların özünde, işte bu kendi çirkin dünyalarını gizleme anlayışı yatıyor.
Dün Yeşil, Çatlı, Sedat Bucak, Cavit Çağlar… bugün de Yargıtay skandalıyla aynı aktörler, kitleleri oyalama ve yanıltma gayreti içindeler.
Biz Halkevciler olarak, bu çirkin gidişatın sistemin kendi özünden kaynaklandığının bilincindeyiz.
Halkla alay edercesine bu tür sahneleri bize izletenlerin yakalarına yapışma vaktinin geldiğine inanıyoruz ve tüm sorumluları göreve çağırıyoruz.
Abdullah Aydın
Genel Başkan
23.08.2004