Fransa'nın başkentinde mizah dergisi Charlie Hebdo’ya yönelik olarak düzenlenen saldırı basitçe bir dergiye yapılan terörist bir saldırı olarak geçiştirilemez. Gövdesini çok uluslu şirketlerin, emperyalist işgalci ülkelerin ve bu ülkelerin istihbarat örgütlerinin, kollarını ise Ortadoğu halklarının karşısına dikilen cihatçı çetelerin oluşturduğu bir ahtapotun saldırısı altındayız. Bu ahtapot bugün bir koluyla Kobanê'de, bir koluyla Şengal'de, bir koluyla Bağdat'ta, bir koluyla Paris'te, bir koluyla Afganistan'da insanlığın tüm değerlerine saldırıyor.
Emperyalist çatışmalardan beslenen, birbiriyle çatışır görünürken aslında tüm insanlığa karşı ortak bir savaş yürüten İslam-karşıtı ve İslamcı faşist akımlar doğuda batıda tüm dünyayı tehdit ediyor.
Tehdit ne Rakka kadar ne de Paris kadar uzağımızda. Charlie Hebdo’ya yapılan saldırının ardından Türkiye'de de İslamcı çevrelerin saldırıya övgüleri ve mizah dergilerine, çizerlere yönelik tehditleri başlamış durumda.
Saldırı tam da Recep Tayyip Erdoğan'ın “üniversite yerleşkelerine artık ‘külliye’ diyelim” sözleriyle, “Batı’ya, laikliğe, aydınlanmaya karşı mücadelesi”nde bir cümle daha ileri gittiği saatlerde yaşandı.
Soğukkanlılıkla, ellerini kollarını sallayarak ve tıpkı Suriye sokaklarında insan kafası kesen çetecilerin profesyonelliğinde 12 kişiyi katlettiler.
Ardından gerek bazı haber sitelerinde, bazı medya organlarında ve sosyal medya hesapları üzerinden Penguen dergisi ve çizerleri tehdit edilmeye ve hedef gösterilmeye başlandı. Katliam haberi birçok haber ajansında "Peygamber efendimize hakaret eden dergiye saldırı" başlığıyla verilerek adeta bu iğrenç saldırı onaylandı.
"Dini değerlerin aşağılanmasına karşı tepki" kalkanı altında örgütlenen gericilik; tıpkı Sivas'ta olduğu gibi öldürmenin ve katletmenin geçerli bir sebebinin olduğu ve haklıymış gibi gösterilmeye başlandı bile. "İşte dinimizin değerlerini üretimlerine konu edersen sonun böyle olur" naraları daha bir cüretle atılmaya başlandı. Bu karanlık zihniyetin kimi, ne zaman, ne ile suçlayacağı ve hedef göstereceği belli değil. Belli olan tek şey, çeteci zihniyetin tüm dünya üzerinde ve Türkiye'de ölüm naralarını cesaretle atabilmesidir.
Siyasal İslam’ın, faşizmin, gericiliğin çıtasını bu topraklarda ya da dünyanın herhangi bir ülkesinde yükseltenler insanlığın oluşturduğu tüm değerlerin karşısındadırlar.
Onlarca aydının yakılarak katledildiği Sivas Katliamı davasının zamanaşımına uğramasını “Hayırlı olsun” diye kutlayan, “Aklın ve bilimin tek çıkış yolu gösterilmesi manidardır” diyerek dogmaları sorgulayan aklı, bilimi, sanatı hedef gösteren zihniyet, uzun namlulu silahlarla Fransa’da karikatürist öldüren canilerin Anadolu'daki izdüşümüdür. Bu topraklarda çetecilerin tehditlerinin açıktan destekçisi ve şevk vericisidir. Tüm dünya halkları bu gericiliğe ve faşizme karşı ortak değerlerimizi savunmalıdır.
Charlie Hebdo'ya yapılan saldırıyı kınıyoruz. Yazarların, karikatüristlerin, ressamların, oyuncuların kısacası hayatın ivmesine yön veren tüm sanatçıların ürettikleri ile özgürce yaşayabileceği bir dünya için dünyanın her yerinde mücadeleye çağırıyoruz.
Volkan Yosunlu
Halkevleri Kültür Sekreteri