Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yer alan Cilvegözü sınır kapısında bomba yüklü aracın patlaması sonucu en az 12 kişi öldü, onlarca kişi de yaralandı. Yerel kaynaklar ölü sayısının 20’yi bulabileceğinden söz ediyor. Yaşamını yitirenler arasında hem Türkiye hem de Suriye yurttaşları bulunuyor.
Patlamanın kim ya da kimler tarafından yapıldığı şimdilik meçhul. Ancak böylesi bir saldırının temel sorumlusunun kim olduğunu tartışmamızı gereksiz bırakacak şekilde malum olan çok şey var. Malum olan AKP’nin, Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgenin şiddetli çatışma ortamına sürüklenmesini bizzat teşvik ederek ve Türkiye halklarını saldırılara çok yönlü açık hale getirdiğidir.
Türkiye-Suriye sınırı bizzat AKP tarafından savaş bölgesine çevrilmiştir. AKP’nin hem Suriye Kürtlerine hem de Suriye rejimine karşı savaşa teşvik ettiği cihatçı çeteler, sınır bölgelerinde barındırılmakta, silahlandırılmakta, çatışmalarda sınır hattında serbest geçişleri sağlanmaktadır. AKP sınır kentlerinde yaşayan halkın canını tehlikeye atma pahasına bölgeyi cihatçıların üssü haline getirmiştir.
AKP komşu ülkelerdeki mezhepçi-etnik temelli iç savaş batağını büyütmekte ve Türkiye halklarını da bizzat bu batağa sürüklemektedir.
İran, Irak ve Suriye rejimleriyle kavgalı olan AKP iktidarı Türkiye’de de Alevileri ve Kürtleri hedef alan mezhepçi-şoven bir siyaset izlemektedir. Cilvegözü Sınır Kapısında daha önce de Alevilere ait tır filolarına yönelik saldırının gerçekleşmesi bu atmosferde gelişmiştir.
AKP Türkiye istihbaratının desteklediği çeteler kanalıyla adam kaçırmadan, bombalamaya bir dizi hukuk dışı eyleme katılmakla suçlanmakta, bu suçlamalara Lübnan’da Türklerin kaçırılması, Türkiye’de faili meçhul bombaların patlaması gibi misillemeler eşlik etmektedir. Sorun AKP’nin Türkiye’yi misillemelere muhatap kılan saldırılara destek çıkmasıdır.
AKP NATO’nun işgal operasyonlarına bizzat katılarak, füze kalkanı ve patriot sistemlerini Türkiye ve komşu ülke halklarının tepkilerini hiçe sayıp ülkeye konuşlandırarak Türkiye’yi bölgede yalnızlaşan bir düşman unsur haline getirmektedir.
Bu, fiilen adı konmamış bir savaşın içine sürüklendiğimiz son 1-2 yıllık süreçte maruz kaldığımız ilk saldırı değildir. AKP, emperyalizm işbirlikçisi ve savaş kışkırtıcısı politikalarını sürdürdükçe, mezhepçi-şoven siyasetini terk etmedikçe Kürt sorununda şiddet sona ermedikçe son saldırı da olmayacaktır.
Emperyalizmin ve savaştan beslenen egemen sınıfların temsilcisi olan AKP bu siyaseti kendi başına terk etmeyecek, biz durdurmazsak durmayacak.
Kanın durması için AKP’nin durdurulması gerekmektedir. Bu da halkın örgütlü bütün güçleriyle bizim sorumluluğumuz ve görevimizdir.
Oya Ersoy
Halkevleri Genel Başkanı