Bugün Adana’da yaşanan polis operasyonu ve gözaltılar AKP hükümetinin devrimcilere yönelik ilk saldırısı değil, sonuncusu da olmayacak. 6 Mayıs Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarını protesto eden ve 18 Mayıs İbrahim Kaypakkaya’nın ölüm yıldönümünde anma düzenleyen ilerici devrimci kurum ve kişilere yönelen bu saldırı devrimcilerin onurlu tarihlerine ve önder kişiliklerine olan bağlılıklarını, saygılarını göstermekten alıkoyamayacaktır.
Adana’da yaşananlar bir ilk değil. Geçen yıllarda Adana polisinin “özel gayretleri” ile gerçekleşen gözaltı ve tutuklulukların devamı niteliğindedir. Giderek otoriterleşen, baskıyı artıran AKP bu faşist yöntemlerle demokrasi ve özgürlüklere yönelen tutumunu toplumu sindirmek üzere kendine yönelen geniş bur muhalif cephenin demokrat ve devrimci kurumlarını yıpratmak üzere kurguluyor. Her hak talebini, iktidarın uygulamalarına yönelen eleştirileri, özgürlük ve eşitlik isteyen her sesi gözaltı, cezaevi ile korkutmaya, sokağa çıkanları polis terörü ile sindirmeye çalışıyor. İşçiler, öğrenciler, kadınlar, Kürtler bütün ezilen kesimlerin muhalefetine tahammül dahi edemeyenler ekranlarda “demokrasi ve demokrat” kelimelerini pervasızca kullanabiliyorlar. Artık görülmektedir ki, iktidarın bütün olanaklarını ezilen ve hak isteyen kesimleri sindirmek için kullanan AKP kimilerinin onlara atfettikleri gibi “demokrat” değil, faşist uygulamaların bizzat sahibi olan otoriter ve gerici bir iktidardır.
Bugün gerçekleşen operasyonlarda Halkevleri MYK Üyesi Yasin Çetiner, Halkevleri Adana Şube Yöneticisi Yasin Ataç ve 9 üye arkadaşımızın da içinde olduğu 24 kişi gözaltındadır. Adana’nın ilerici ve devrimci kurum temsilcileri ve kişilerine yönelen bu tutumu şiddetle kınıyor ve gözaltıların derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Yöneticilerimiz ve üyelerimiz onurlu bir tarih yazan ve halkları için ölümü göze alarak eşitlik ve özgürlük davasında öne çıkmış önderleri anmaya ve o tarihi karalamak için her türlü yolu deneyenler karşısında tarihine sahip çıkarak ilerlemeye devam edeceklerdir. Tarih devrimcilerin egemenler tarafından “suçlu” ilan edildikleri dönemleri elbette görmüştür ama aynı tarihte devrimci önderlerin isimlerini emekçi sınıflar ve ezilen halkların bağrında bir yıldız gibi büyüdüğünü de görmüştür ve görecektir. Egemen sınıfların suç olarak ilan ettiği her tavrın devrimcilerin halkların bağrında büyüttüğü özgürlük ateşi ve onun eylemi olduğunu unutmadan uyarıyoruz. Devrimcilere, devrimci önderlere ve demokrasi için bedel ödeyenlere karşı giriştiğiniz bu faşist baskı yöntemleri sonuca ulaşmayacaktır. Bizler yolumuza inançla ve kararlılıkla devam edeceğiz.
Halkevleri Genel Başkanı
İlknur Birol