Domuz Gribi değil yoksulluk, paralı sağlık öldürür!

Ct, 31/10/2009 - 02:00
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Geçtiğimiz mart ayında ortaya çıkan ve hızla yayılan domuz gribi virüsü ülkemizde de birçok yerde görüldü ve vaka sayısı sürekli artıyor. Şimdilik ölümcül bir risk taşımayan virüs iyi beslenen, hijyenik koşullarda yaşayabilen insanlarda daha hafif atlatılıyor. Bununla birlikte iyi beslenemeyen, sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamayan insanlar için virüs ölümcül olabiliyor. Her zaman olduğu gibi hastalıktan en çok yine güvencesiz çalışan, sağlık ve sosyal güvenliği olmayan, yeterli beslenemeyen, yoksul, milyonlarca insan etkileniyor. Yani hemen hemen hepimiz risk altındayız. Kapitalizmin neoliberal yıkım politikaları, dünyanın her yerinde ve ülkemizde önce yoksulları tehdit ediyor.

Hükümet ve Sağlık Bakanlığı tıpkı önceki salgın hastalıklarda olduğu gibi kendi imajının derdine düşmüş durumda. Aylardan bu yana hastalık üzerine yapılan tartışmalar ve önlemler sadece aşı yaptırıp yaptırmamak üzerinden dönüyor. Hâlbuki aşı da dâhil olmak üzere hastalığa dair kapsamlı bir dizi önlemler alınması gerekmektedir.

Yıllardır yoksullaştırılan, güvencesiz çalışma koşullarına mahkûm edilen, eğitim hakkı, sağlık hakkı elinden alınan bizler domuz gribinden ölme riskiyle karşı karşıya kalıyoruz.

AKP hükümeti ise yaşananları kendinden menkul görüyor.

Sağlıkta dönüşüm adı altında çökerttiğiniz sağlık sisteminin sonucudur yaşananlar. Siz hastaneleri ticarethane, hastaları müşteri, sağlık çalışanlarını köle gibi görmeseydiniz, sağlıkta taşeron çalışmasaydınız, Ankara’da çalışan sağlık emekçisi büyük ihtimalle ölmeyecekti. Koruyucu sağlık hizmetlerini en iyi şekilde uygulayabilecek sağlık ocaklarını yok etmeseydiniz, bu kurumları çoğaltsaydınız mahallelerde hastalığa karşı ciddi önlemler alınabilirdi.

Şimdi birçok yerde hükümet “ciddi önlemler alıyoruz” söylemiyle beraber görüntüyü kurtarma derdindedir. İstanbul’da dört günlük tatilde okulların dezenfekte edileceği söyleniyor. Dezenfekte işi belediyelerce yapılıyor ve büyük ihtimalle maliyeti okullara, yani velilere çıkartılacak. Hükümete soruyoruz şimdi mi aklınız başınıza geldi. Yıllardır “eğitime yeterli bütçe ayırın, okullara ödenek ayırın” talebimizi dikkate almadınız. Okullar çoğu zaman su faturalarını ödeyemeyip, günlerce susuz kaldı. Hizmetli olmadığı için sınıflar, tuvaletler temizlenemedi. Neden? Siz eğitimi ticaret alanı gördüğünüz için, yeterli bütçe yeterli ödenek ayırmadığınız için.

Diğer yandan konuyla ilgili Sağlık Bakanlığının kalıcı, etkili ve planlı bir politikası yoktur. Daha birkaç hafta önce “okulların kapatılması söz konusu değil” diyenler şimdi okulları tatil ederek toplumda ciddi bir güvensizlik ortamının oluşmasına sebep olmuşlardır.

Okulların tatil olması durumunda çocukların korunabileceğini düşünen hükümet, balık istifi toplu taşıma araçlarında yolculuk yapan yurttaşları nasıl koruyacağını düşünmemektedir.

AKP, insan hayatını tehdit eden kuş gribi, kırım kongo kanamalı ateşi hastalıklarında olduğu gibi halkın sağlık hakkı konusunda nasıl yeterli ve insan sağlığını temel alan bir önlem alamadıysa, domuz gribinde de ne yazık ki bizlere aynısını yaşatmaktadır. Şimdi bütün toplum domuz gribi korkusuyla yaşamaktadır. Oysa yapılacak ciddi işler, alınacak ciddi önlemler vardır.

Buradan hükümete sesleniyoruz, imajı kurtarma çabasından vazgeçin, halkın sağlığı için önlemler alın. Bunun için;

  • Hastalıktan en çok etkilenen yoksulların beslenme, barınma, sağlık, temizlik ihtiyaçları için ihtiyaçlar çerçevesinde ek ücretler ödenmelidir.
  • Sağlık hizmetleri nitelikli ve parasız olarak sağlanmalı, sağlık hakkına ulaşımı engelleyen her türlü düzenleme iptal edilmeli, koruyucu sağlık hizmeti kamusal bir hizmet olarak sağlanmalıdır.
  • Sağlık hizmetlerinde taşeron çalışmaya derhal son verilmeli, güvenceli çalışma koşulları sağlanmalı, çalışanlara insanca yaşanacak ücret verilmeli ve mesleki eğitimden geçirilmelidirler.
  • Okullara yeterince temizlik malzemesi devlet tarafından sağlanmalı, yeterli sayıda personel kadrolu olarak istihdam edilmelidir.
  • Sağlık Bakanlığı ilgili örgütlerle birlikte çalışmalar yürüterek insanları korkutmayı bırakıp, toplumu bu konuda yaygın şekilde bilgilendirmeli, bilinçlendirmelidir.
  • Toplu ulaşımda sefer sayıları çoğaltılmalı, insanlara balık istifi araçlarda yolculuk yaptırılmamalıdır.
  • Sağlık çalışanları, gebeler, 6 aydan küçük bebeği olan veya bakan kişiler, 6 ay – 24 yaş grubu, 25 – 64 yaş grubundaki kalp hastalığı, kronik akciğer hastalığı veya immün sistem hastalığı olanlar risk grubunda bulunup istekleri halinde ücretsiz aşılanmalıdır.

 

Nuri Günay

Halkevleri 1. Bölge Temsilcisi