Emek düşmanlarının işçi katillerinin üstüne yürüyoruz

Çar, 13/05/2015 - 17:30
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Bundan tam bir yıl önce ülke tarihinin en büyük işçi katliamı yaşandı.

Bir yıl önce Soma’da Eynez Maden ocağında 301 canımızı; oğlumuzu, babamızı, eşimizi, kardeşimizi, madencimizi kaybettik.

301 insanımız gözünü kar hırsı bürümüş patronların ve AKP iktidarının yüzünden hayatını kaybetti.

Yetmedi, katliamın acısını yaşayan insanlara başbakan hakaret etti, müsteşarları tekme attı, korumalar acılı ailelere saldırdı.

Yetmedi, bu kölelik düzeni Ermenek’te, Torunlar İnşaat’ta işçilerin canını almaya devam etti.

Soma’da Taşeron şirket Soma Holding, asıl işveren AKP ve sarı sendika Türk İş Maden İş ittifakıyla bir ölüm ve sefalet düzeni kurulmuştu. Yaşam odası yoktu, iş güvenliği yoktu. Rödövans, dayıbaşı, taşeron ve aşırı çalıştırma vardı.

Katliamdan 11 ay sonra başlayan yargılama sürecinde hayati önemde olan gaz ve sıcaklık sensörlerinin çalışmadığı, madenleri denetlemesi gerekenlerin kapısına dahi uğramadığı ortaya çıktı. Asıl sorumlular davaya dahil edilmedi, sanık sandalyesine oturtulmadı. Tek bir kamu görevlisi soruşturulmadı, tek bir AKP’li bakan istifa etmedi.

Soma’nın acısı 1 yıldır sürüyor. Katliamın sorumlularından hesap sorulmadan, asıl sorumlular yargılanmadan Soma’nın acısı bitmeyecek.

12 yıllık iktidarları boyunca patronlar daha fazla kar elde etsin diye her türlü yasal düzenlemeyi yapanlar, taşeron çalışmayı yaygınlaştıranlar, güvencesiz çalışmayı kural  haline getirenler bu katliamın sorumlusudur.

Üretim zorlamasına yol açan rödovans sistemini uygulayan Enerji Bakanlığı, maden işçilerini güvencesiz çalışma koşullarına mahkum eden ve denetim görevlerini yerine getirmeyen Çalışma Bakanlığı katliamdan sorumludur.

Katliamdan iki hafta önce Soma’daki maden ocaklarının incelenmesi için meclise verilen önergeyi “hayır” oyu vererek reddedenler bu katliamın sorumlusudur.

Tarımı yok edip, bölge halkını madene mahkum edenler, katliamdan sonra bile termik santral kurmaya kalkanlar, mahkeme kararlarına rağmen Yırca’da zeytinliklerimizi kesenler katliamın sorumlusudur.   

AKP iktidarı döneminde 15 bin işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Kaza, dediler, afet dediler, fıtrat dediler. Maden kazalarında “güzel öldüler” dediler. Günde 5 işçinin iş cinayetlerinde öldüğü, hayatta kalanların insanlık dışı koşullarda kölece, güvencesiz çalıştırılmaya devam edildiği bir sömürü düzeni yarattılar.

Bizi yönetenlerin bize vaat ettikleri köle gibi çalışmak, kaderimize boyun eğmek, iş kazalarında ölmek. Bu yüzden Soma’yı, katlettikleri 301 insanımızı unutturmak istiyorlar. Hakkını isteyen taşeron işçiye nankör diyorlar. Bu ülkeyi yönetenler ve temsil ettikleri patronlar  hanlar, hamamlar, lüks içinde yaşarken bize insanca yaşayabileceğimiz asgari ücreti çok görüyorlar.

Biliyoruz ki AKP’nin kurduğu bu sömürü düzeni, bu ölüm düzeni sürdükçe işçi katliamları devam edecek.

Bizler insanca yaşamak istiyoruz. Emeğimizin, alınterimizin hakkını istiyoruz. İnsanlarımızın iş cinayetlerinde ölmediği, köle gibi çalışmadığımız, güvenceli iş güvenli bir geleceğe sahip olduğumuz bir ülke istiyoruz.

Bugün burada ve ülkenin dört bir yanında Soma’da katledilen 301 maden işçimizi anıyoruz. Ve İstanbul’dan Soma’ya bir yürüyüş başlatıyoruz. Soma’nın hesabını sormak için, işçi katliamlarını durdurmak için, AKP’nin sömürü düzenine son vermek için işçi katillerinin, emek düşmanlarının üstüne yürüyoruz.

Başka Somalar, Ermenekler yaşanmasın, insanlık yerin yedi kat altında kalmasın diye bu sömürü düzenini, bu ölüm düzenini diktatörlükle sürdürmelerine izin vermeyeceğiz!

Oya Ersoy

Halkevleri Genel Başkanı