28 Mayıs'ta esnaf ziyareti ve bildiri dağıtımı yaparken gözaltına alinan ve tutuklanan beş halkevci için Esenyurt Halkevi 4 haziran Pazar gününe eylem çağrısı yaptı. Eylem çağrısı için ağaclara karton asıldı. Kartonlar mahallede bulunan sivil polisler tarafindan toplandı. Basın açıklamasına yakın saatte toplanma noktasına ekip otoları ve tomalar getirildi. Bunun üzerine kitle Esenyurt Halkevi önünde toplanarak buluşma noktasına sloganlarla yürüdü. "Bizler bugün tutuklananan arkadaşlarımız icin buradayız ve keyfi tutuklamalara karşı sokaklardayız." sözlerinin ardından basın açıklamasına geçildi. Basın açıklamasının tam metni:
"Basına ve Kamuoyuna
Türkiye Cumhuriyeti anayasasının ikinci maddesinde şöyle der: Türkiye Cumhuriyeti demokratik, sosyal, laik bir hukuk devletidir. Aynı anayasa vatandaşların düşünce ve ifade özgülüklerini de güvenceye almıştır. Ancak gelinen bu noktada ne kadar demokratik ne kadar hukuk devleti olduğunu sorguluyoruz bugun. Akp ve Saray iktidarı kendi sesleri dışında bir ses duymaya tahammül edemez halde tüm muhalif unsurlara saldırganca davranıp tek adam yönetimini sürdürülebilir kılmak istemektedir.
16 Nisan referandumu da tam olarak bunu anayasal hale getirmek için yapılmış bir oylamadır. Tek adam, başkan, tüm halkın adına kararlar alacak devletin tüm işleyişine kendisi karar verecek , emniyet, yargı, meclis ve diğer tüm kamu kurumların yapısı aynı düşünceye ve muhalif tüm unsurlara düşman tavrıyla yaklaşan bireylerden oluşturacak bir düzenlemeyi oylatmıştır. Referandum sürecinde de devletin sopasını Hayır’cıların üzerinden eksik etmemiş, tarafsızlık yemine eden cumhurbaşkanı taraf olmuş, devletin tüm imkanlarıyla Evet’in çıkması için uğraş vermiştir. Hayır çalışması yapanlar engellenmeye çalışılmış, eli silahlı sivil faşistler hayır çalışması yapanlara saldırmış, tehdit etmiş ve bir ceza alması şöyle dursun adeta devlet tarafından korunup kollanmıştır. Tüm bu baskı ve tehdit ortamında hayır çalışması sokak sokak, mahalle mahalle meclislerle, iş yeri komiteleriyle örgütlenmiş ve seçime gidilmiştir.
Bulundukları her alanda demokrasi sözcüğünü dilinden düşürmeyen iktidar, halkın seçtiği milletvekillerini belediye başkanlarını cezaevlerine atan AKP, din tacirliği ile laikliği savunanları cezaevlerine atan AKP, kadın düşmanlığını körükleyen kaç çocuk yapılması gerektiğinden toplum içinde nasıl gülmesi nasıl yürümesi gerektiğine kadar kara veren AKP, işçilerin iş güvencesi olan ve en büyük kazanılmış haklarından biri olan kıdem tazminatını patronlar lehine değiştirmeye çalışan AKP seçim günü de yine kendisinden beklendiği gibi YSK marifetiyle oylamayı doğrudan etkilemiş, mühürsüz zarfların ve pusulaların geçerli olacağını duyurarak seçimleri şaibeli bir hale getirmiştir. Seçim sonuçlarından Evet çıkmamış, devlet eliyle çıkarttırılmıştır.
Bizler ve aslında tüm dünya kamu oyu oynanan oyunun farkında. Bu seçim sonuçları halkın gözünde gayrimeşrudur. Seçim saati oylama henüz bitmemişken seçim kuralını değiştirmek suretiyle Evet çıkartılması asla kabul edilebilir bir durum değildir ve kabul etmiyoruz. İşte tam da bizim bugün burada söylediğimiz bu sözü söyleyen beş arkadaşımızı tutukladılar. Esenyurt Halkevi üyesi olan beş arkadaşımız pazar çalışması kapsamında meşru olmayan seçim sonuçlarını halka anlatacakken polis tarafından gözaltına alınıp tutuklandılar. Anayasanın düşünce ve ifade özgürlüğü konusundaki hükmü açıkken hukuk tanımazlığını, yargının tarafsız ve bağımsız olması ilkesini elinin tersiyle iten hâkim ve savcılar tarafından arkadaşlarımız adeta esir alınmıştır. Aileleri ve arkadaşları olarak, yoldaşları olarak onların söylediği sözü buradan tekrar, yüksek sesle söylüyoruz. Referandum sonuçlarına gölge düşmüştür, reddediyoruz, bu referandum meşru değildir!
Buradan tüm hakim ve savcılara sesleniyoruz. Hukuka uyunuz. Anayasal haklarını kullanan ve bugün cezaevlerini dolduran tüm arkadaşlarımız için, gazeteciler, akademisyenler, halkın seçtiği vekiller ve belediye başkanları için bilcümle tüm fikir suçluları için adalet istiyoruz. Ne referandum sonuçlarını ne de arkadaşlarımızın tutuklanmalarını kabul etmiyoruz. Arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın. Onları alana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz ve bu ülkeye gerçek adaleti, gerçek demokrasiyi ve barışı hep birlikte getireceğiz."
Basin aciklamasindan sonra " Sokaklari terketmiyecegiz korkmuyoruz yilmiyoruz arkadaslarimizi alana ve aldiktan sonrada mucadele etmeye devam edecegiz denilerek eylem sonlandirildi.