Faşizme karşı mücadelede Maraş katliamını unutmadık, unutturmayacağız

Cu, 23/12/2011 - 13:51
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Maraş katliamının üzerinden 33 yıl geçti. 33 yıl önce yaşananları hatırlamak tarih sayfalarına bakıp öldürülenlere, zulüm görenlere üzülmek anlamına gelmiyor, hatırlamak katliamlarla dolu ülke tarihinde bu katliamları yapanlardan, destekleyenlerden hesap sormak yeni katliamlarının yaşanmaması için mücadele çağrısını yükseltmek  anlamı taşıyor aynı zamanda…

AKP iktidarı bugünlerde bir yandan faşizmin türlü yöntemlerini devreye sokup baskı politikasını derinleştirirken bir yandan da bu katliamların arasından “seçme yapıp” siyaseten “işine gelen” şekilde halkın acılarını kullanıyor. Ama yüzleşme de özür de bir maskeden öteye geçmiyor. Katliamların aydınlatılması, nedenlerinin, tüm ilişkilerinin, sorumluların açığa çıkarılması konusunda adım atılmıyor, çünkü bugün rejim katliamları yaratandan farklı değil.

Maraş’ı anlamak ve unutmamak için o günleri hatırlamak gerekiyor. Gözleri oyulan insanlar, anne karnında, kundakta öldürülen bebekler ve kurşuna dizilen bir halk… Bu insanlık dışı görüntüler faşizmin yüzünü apaçık ortaya koyan, her demokrasi masalı söyleminde hatırlamamız gereken gerçekler olarak hafızamızda yer ediyor.

Maraş’ta katliam aylar öncesinden planlanmaya başlandı. Katliamın başladığı 24 Aralık’tan bir hafta önce Alevilerin ve solcuların yoğun yaşadıkları mahaller “görevli” olduklarını söyleyen kişilerce sayıldı. Kapılara numara verilecek denilerek bazı evler kırmızı boya ile işaretlendi. Ardından 19 Aralık 1978’de Ülkü Ocakları tarafından organize edilen film gösterimine, yine faşistler tarafından provokasyon yaratmak amacıyla atılan bomba sonucu olaylar başlamış oldu. Bu olayla uygulamaya koyulan katliam tam beş gün sürdü.

Resmi rakamlara göre olaylarda 111 kişi öldü, 1000’in üzerinde insan yaralandı, 552 ev ve 289 işyeri yakılıp yıkılarak tahrip edildi. Olayların ardından Alevi nüfusunun yüzde 80'inin Maraş'ı terk ettiği istatistiklere geçmese de herkesçe biliniyor.

CIA, MHP ve kontrgerillanın kanlı elleri tarafından örgütlenen katliam yıllarca Alevi Sünni çatışması olarak gösterilmeye ve unutturulmaya çalışıldı. Sünni halk yalanlarla katliama ortak edildi. Oysa Maraş katliamı 1980 öncesi yükselen anti faşist devrimci mücadeleyi terörle bastırmaya, halkı teslim almaya, darbe ortamı hazırlayarak emperyalist programı yaşama geçirmek için kendi krizlerini çözmeye çalışan egemenlerce planlandı ve devreye sokuldu. 70’lerde; “bu ülke ikiye bölünmüştür; milliyetçiler ve sol” diyen Demirel’in de temsil ettiği egemenler açısından bir yandan da Alevi-Sunni çatılması süsü verilen ve Alevi halkını, devrimcileri hedef alan faşist saldırı ve katliamlar açık faşizme geçişte kullanıldı. Bu süreçte halkın büyük bir kesiminin umut bağladığı Ecevit ve CHP hükümeti olayları sadece izledi. Hatta İçişleri Bakanı solcuları suçlayan açıklamalar yaptı.

Evet, Maraş katliamı açık faşizme doğru ilerleyen süreçte egemenler açısından en kritik adımlardan birini oluşturdu. Maraş katliamının hemen ardından sıkıyönetim ilan edildi faşist terör yaygınlaştırıldı “darbe olmadan hayata geçmez denen” 24 Ocak kararlarının açıklanmasından Fatsa operasyonuna kadar adım adım darbe süreci örüldü. 

Bu tarih ogünden bugüne egemenler tarafından taşınıyor. Maraş katliamının failleri ceza almadan beraat etmiştir. Katliamın bir numaralı sanığı Ökkeş Şendiller (asıl ismi Ökkeş Kenger), sadece beraat etmekle kalmamış, milletvekili olmuştur. Hatta öyle ki Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi oldu. 80 darbesiyle adımları atılan neoliberal programı doğrudan sahiplenerek ilerleten; gerici faşist bir rejimi kendi döneminde kontrgerilla aygıtlarından yargısına, devlet kadrolarından basına ve toplumsal ağlarına kadar kurumsallaştırarak yapılandıran bugünün iktidarıyla Maraş’ı yaratan tarih sürdürülüyor. Maraş katliamını Alevi-Sunni çatışması olarak sunanlar bugün de rejimlerini sürdürmek için Kürt halkına saldırırken şovenizmi ve milliyetçiliği kışkırtarak halklar arasında düşmanlık yaratmaya çalışmaktadırlar. AKP “katliamlarla yüzleşme” söylemini sürdüredursun katliamcıları, onları koruyanları, avukatlığını yapanları kendi içinde barındırarak ve rejimin faşist karakterini bugüne uygun biçimde şekilendirip koruyarak tüm bu katliamcı tarihi sahiplenmektedir. 

AKP Maraş katliamında kentin emniyet müdürlüğünü yapmış olan Abdülkadir Aksu’yu AKP Genel Başkan yardımcılığı koltuğuna oturtmuştur. Maraş katliamcısı  Ökkeş (Kenger) Şendiller  AKP iktidarının sözde “Alevi açılımında” iktidar tarafından “Alevi çalıştayına” davet edilmiştir. Aynı kişi 2008’de artık iktidarın yayın organına dönüşen TRT’de yayınlanan Şahların Labirenti isimli programda Maraş katliamından Hrant Dink’i sorumlu tutan açıklamalar yapmıştır. Bu programda ne hikmetse Şendiller’in davanın sanığı olduğuna değinilmemiştir. Hrant Dink’in ailesinin açtığı davada mahkemenin verdiği tazminat cezası referandum sonrasının “yargıtayı” tarafından yayının “doğruluk, tarafsızlık ve gerçeklik” ilkelerine uygun olması gerekçesi ile bozulmuştur. Ne tesadüftür ki Maraş katliamcısı Ökkeş Şendiller’in de aralarında bulunduğu 39 ülkücü-faşist referandum öncesinde bir deklarasyon yayınlayarak AKP’nin referandum değişikliğini desteklediklerini açıklamıştır. 2010 yılında Alevi örgütlerinin çağrısı ile Maraş’ta gerçekleştirilen anma etkinliğine faşistler saldırmış, Ökkeş Şendiller ise bugünün iktidarının da arkasında olmasının özgüveniyle aynı gün Maraş’ta bulunmuştur.

Faşist katillerin ellerini kollarını sallayarak ortalarda gezdikleri; öğrencilerin, devrimcilerin, hakkını arayanların, gazeteci ve aydınların Kürt halkının temsilcilerinin cezaevlerine doldurulduğu bir düzeni kurmak ve sürdürmek iktidarların temel misyonlarından olmuştur.

Maraş’ı unutmadık. Sadece unutturmamak için değil hesap sormak için; Maraş katliamını ve onun gibi onlarca-yüzlerce-binlerce katliamı, saldırıyı, faili meçhulü, işkenceyi yaratan faşizmi tarihin çöplüğüne göndermek için mücadele ediyoruz, etmeye devam edeceğiz.

Oya Ersoy

Halkevleri Genel Sekreteri