Fethullah Gülen'in desteklediği 28 Şubat AKP'nin doğum günüdür – Batıkent Halkevi

Cu, 20/04/2012 - 13:47
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

AKP İktidarı bir yandan halkı yoksullaştıran neoliberal politikalara, özelleştirme ve zamlara devam ediyor, diğer yandan kendine karşı çıkan her kesimi baskı altına almaya çalışıyor. Baskı ve sindirme politikalarını ise “gerçek demokrasi”, “millet iradesine konulan ipoteklerin kaldırılması” gibi gösteriyor. 12 Eylül’le hesaplaşma adına göstermelik yargılamalar yaparken, 12 Eylül faşizminin asıl düzenlemelerine asla dokunmuyor. Tiyatro sahnelerini andıran sahte demokrasi tartışmaları yaptırıyor.

 

Son günlerde ise “28 Şubat post-modern darbesiyle hesaplaşma” adına yeni bir perde daha açıldı. Bu göstermelik hukuki girişimlerle amaç sorumlulardan hesap sormak değildir.

Yıllardır AKP’nin demokrat olmadığını, demokrasi adına söylediği ve yaptığı her şeyin yalan olduğunu söyledik. İktidar yaptıklarıyla bunu fazlasıyla kanıtladı. Son dönemde gündemde olan 12 Eylül davası ve 28 Şubat operasyonu AKP faşizminin kılıfıdır.

Çünkü AKP 12 Eylül faşizminin öz çocuğudur. Başta ABD emperyalizmi ve sermaye tarafından desteklenen 28 Şubat süreci ise AKP’nin doğduğu dönemdir. 28 Şubat operasyonuna destek veren güçlerle AKP’yi destekleyen güçler aynıdır. Bu güçler halk düşmanıdır.

 

O günlerde sesini çıkartmayanlar, 28 Şubat’ı destekleyenler, hatta fırsat bilip milli görüş gömleğini çıkarttık diyenler mağdur edebiyatına sarılmaktadır. Bugün bu kesimlerin hepsi hep bir ağızdan darbe karşıtıymış gibi görünmektedir. Bu isimlerin başında ise Fethullah Gülen gelmektedir. Gülen tıpkı 12 Eylülde olduğu gibi 28 Şubatta da darbeyi, darbecileri desteklemiştir.

Fethullah Gülen 28 Şubat kararlarının ardından şunları söylemişti.

 

Şimdi Türkiye’yi idare edenler…Dini, şov malzemesine çevirip istismar etmişler ve ülkeyi gerilime sürüklemişlerdir…

Bu hükümet derhal bırakıp gitmelidir...

Şeriatın % 95’ni oluşturan iman, ibadet ve şahsi muamelat kısımlarını bugün Türkiye’de tatbikini engelleyen bir durum yoktur…

Kesintisiz 8 yıllık eğitim zannedildiği gibi bir tehlike değildir. İsteyen ortaokuldan sonra da İmam Hatip’e gidebilir.

Bu girişim şer gibi görünse de ileride belki de hayırlara vesiledir…

Rejimi korumakla görevli kurumların haklı hassasiyeti de bu yüzdendir. Cumhuriyet ve laiklik şimdiye kadar hiçbir dönemde bu denli tehlikeye girmediği için, onu korumakla görevli kesimler, haklı olarak sesini yükseltmektedir.

Millî Güvenlik Kurulu bir anayasal kurumdur ve kendi İçtihatları gereği ülke ve rejim için tehdit ve tehlike gördükleri hususlarda tedbir ve teklif getirmeleri elbette sorumlulukları gereğidir ve bu içtihatları yanlış bile olsa kendilerine sevap getirir. “

 

Bu sözler Fethullah Gülen’e aittir. Mademki 28 şubat yargılanıyor, madem bütün destek verenler soruşturma kapsamına alınacak, o zaman buyurun diyoruz. Bütün 28 Şubatçılar ve destekçiler yargılanacaksa baş destekçi Fethullah Gülen de yargılanmalıdır.

Halkevciler olarak darbecilerden, kontrgerilladan ve darbe ürünü iktidarlardan hesabı halkın örgütlü gücüyle hesap sorulabileceğini biliyoruz. Darbecileri yargılıyoruz diyerek oynanan bu oyunlara kanmayacağımızı, figür olmayacağımızı buradan bir kez daha duyuruyoruz.

 

BATIKENT HALKEVİ