Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy'un 81. Yıl Şenliği'nde yaptığı konuşma metni;
Bağımsız, demokratik, özgür bir ülke için yola düşenler, Merhaba…
Sermayenin ve gericiliğin iktidarına karşı, eşitlik, barış ve kardeşlik mücadelesi verenler,
Ekmek yoksa, adalet yoksa, özgürlük yoksa, demokrasi yoksa isyan haktır diyenler, Hoşgeldiniz!
Üniversite ayakta diyerek iktidara meydan okuyan devrimci gençler, yaşam da bizim karar da bizim diyen kadınlar
Hoşgeldiniz!
Barınma hakkı için, panzerlere, dozerlere, polis copuna, mafyasına, çetesine, boyun eğmeyenler,
Ankara, Melih Gökçek’in çiftliği değil, halkındır diyen Ankaralılar
Hoşgeldiniz!
81 yıldır özgürlük, demokrasi ve halkın hakları için omuz omuza verdiğimiz yol arkadaşlarımız…
Karanlığa teslim olmayan yoldaşlarımız, sınıf kardeşlerimiz, Hoş geldiniz!
Halkevciliği Ankara’da öğrenmiş bir arkadaşınız olarak biliyorum ki Halkevlerini en iyi Ankaralılar tanır, Ankaralılar bilir. Ankara mahallelerine yayılan barınma hakkı, su hakkı, ulaşım hakkı, insanca yaşam mücadelesinden bilir. Demokrasi inadından, eğitim ve sağlık hakkı için yükselttiği direnişlerden bilir.
Evet biliyorsunuz, Halkevleri’nin tarihi bir halkın varoluş mücadelesinin tarihidir.
Halkevleri, tebaadan yurttaşlığa, cemaatten topluma, itaatten sorgulamaya, karanlıktan aydınlığa, düşmanlıktan kardeşliğe adım atmanın ana kucağıdır.
Halkevleri emperyalizme karşı bağımsızlık, faşizme karşı demokrasi, şovenizme karşı kardeşlik, savaşa karşı barış, yağma düzenine karşı halkın hakları mücadelesinin çatısıdır.
Bu örgüt 81 yıldır halkın umudunun adresi, halkın kavgasının barikatı oldu. Bugün bizim taşıdığımız bu bayrak, eminim ki yarın başka yoldaşlarım tarafından taşınacak. Birazdan dinleyeceğiniz Halkevleri çocuk korosuna kulak kesilin, çünkü yarın, onlar bu kürsülerden Halkevleri adına konuşacak, bayrağı birlikte taşıyacaklar. Çünkü biz geleceği birlikte kuruyoruz, birlikte büyütüyoruz.
Evet, ülkemiz önemli bir süreçten geçiyor. AKP kendi iktidarını sağlamlaştırmak için elinden geleni yapıyor. Diğer yandan halkların AKP’ye karşı direnişi de her geçen gün farklı alanlarda büyüyor.
AKP zorda. Erdoğan şimdi de halkın barış ve kardeşlik gibi büyük özlemlerini kullanarak iktidarını sağlama alma derdindedir.
Evet, barış istiyoruz, özgürlük istiyoruz, kardeşlik istiyoruz ama, AKP’ye güvenmiyoruz. Güvendiğimiz tek şey halkın mücadelesidir. Çünkü AKP ikiyüzlü. 29 yıldır süren bu savaşın 11 yılı AKP iktidarında yaşandı. Erdoğan, her seçimden önce akan kanı durdurma sözü verdi. Aksine savaş şiddetlendi. Daha geçen yıl Newroz bütün ülkede yasaklandı. Peki, ne oldu bu yıl Tayyip Erdoğan’a?
İşler değişti. Çünkü Tayyip Erdoğan başarısız oldu. Suriye’de başarısız oldu Irak’ta başarısız oldu. Uludere’de başarısız oldu.
AKP’nin başarısızlığını yenilgiye çevirecek olan ise bizleriz. Diktatörlük heveslisi Erdoğan’dan hesap soracak olan yine bizleriz. Bu topraklara barışı ve kardeşliği getirecek olan da halkın mücadelesidir.
Barış ve kardeşlik kapalı kapılar ardındaki iktidar oyunlarıyla gelmez.
Barış ve kardeşlik ancak halkın bağrında, bütün toplumun içinde, halkın onayı ve desteğiyle gelişir.
Ne AKP’nin yalanına kanıyoruz, ne de sopasından korkuyoruz. Ülkenin geleceğinin konduğu masaya seyirci kalmıyoruz. Tarafız. Çünkü bu topraklarda 29 yıldır Türküyle Kürdüyle yoksul gençlerin kanı dökülüyorsa, halkın zenginlikleri kardeşin kardeşi vurduğu bir savaşa aktarılıyorsa bu hepimizin sorunudur.
Çünkü, yüzyıllardır iç içe yaşadığımız komşumuz, anadili Türkçe değil diye hastaneye gittiğinde derdini anlatamıyor, okula gittiğinde öğretmeniyle konuşamıyorsa bu hepimizin sorunudur. O vakit, bizler AKP’nin karşısında, halkların yanında, demokratik çözümün tarafı olcağız.
Bu sorunun demokratik çözümünün tek güvencesi ise, Türküyle Kürdüyle emekçilerin, demokratların omuz omuza mücadelesidir. Bu mücadeleyi görev bilen sosyalistlerdir, devrimcilerdir, bu ülkenin ilericileridir. İşte bu salondaki binlerdir.
Evet, bu ülkede Kürt sorunu var.
Ama, bu ülkede aynı zamanda;
Gericilik sorunu var, Alevilerin eşit yurttaşlık sorunu var!
Emperyalizmin işbirlikçiliği sorunu var, Suriye’yle savaş sorunu var!
Tayyip Erdoğan, Fethullah Gülen, Melih Gökçek sorunu var!
Bu ülkede, eğitim sorunu, sağlık sorunu, ulaşım sorunu, barınma sorunu var!
Demokratik üniversite sorunu var!
İşsizlik, güvencesizlik, taşeron sorunu var!
Su sorunu, gıda sorunu, çevre sorunu, HES sorunu var!
Bu ülkede, kadın sorunu var, AKP’nin kadın düşmanlığı sorunu var!
….
Ancak bu salonu dolduran bizlerin
Mücadele sorunumuz yok!
Kararlılık sorunumuz yok!
Dayanışma sorunumuz yok!
Örgüt sorunumuz yok!
Mücadelemiz, insana dair her şeyi alınır satılır mala dönüştüren, insanı ücretli köleye indirgeyen kapitalizme karşı insanca yaşam mücadelesidir. Bu mücadele kapitalizme, dinci gericiliğe, faşizme, şovenizme karşı bir sosyalist iktidar mücadelesidir.
Bu salonun coşkusu ile bir kez daha hep birlikte yineliyoruz.
AKP’yi birlikte durduracağız!
Barış ve demokrasi için mücadeleyi yükselteceğiz.
Melik Gökçek’e Ankara sokaklarını dar edeceğiz!
Çocuklarımızı 4+4 karanlığına teslim etmeyeceğiz!
Dikmen’i savunacak, barınma hakkımızı alacağız!
Ve dostlar, sömürünün olmadığı, eşit, özgür ve kardeşçe yaşanacak bir dünyayı biz, hep birlikte kuracağız! O zaman yolunuz açık olsun, YOLUMUZ AÇIK OLSUN!