Halkevleri 86 yaşında. Bu, senin ve memleketin hikayesidir…
Belki dedelerinizden ve ninelerinizden dinlemişsinizdir Halkevleri’ni ya da bu yaz Halkevleri Yaz Okulu’na giden 5 yaşında bir çocuktan. Sevdiğiniz tiyatrocu ya da yazarlardan birileri mutlaka Halkevleri’nde yetişmiştir. Belki bir eylemine, belki konserine, festivaline, kampanyasına, bağlama ya da okuma yazma kursuna, kadın atölyelerine, yaz okullarına katılmış, bir yerde omuz omuza mücadele etmiş ya da emektarı, üyesi, gönüllüsü olmuşsunuzdur. Halkevleri mutlaka hayatınızı etkilemiş, sizin hikayenizde bir yer etmiştir. Halkevleri aynı zamanda bu memleketin hikayesidir.
Halkevleri, yüzlerce yıl süren tebaadan yurttaşlığa geçiş mücadelesinin, milyonlarca insanın okuma yazma öğrenmesinin, kitapla, kütüphaneyle buluşmasının tarihidir. Ülkemizin tiyatroyla, sinemayla tanışmasının öyküsüdür. Yüzlerce yıllık tarihin içerisinden süzülüp gelen kültürel mirasın adeta arkeolojik kazı yapılarak gün yüzüne çıkarılması, halkla yeniden buluşmasıdır Halkevleri. Derlenen bir türküdür, kuşaktan kuşağa aktarılan masaldır, halk dansıdır. Yaşar Kemal'in, Muzaffer İzgü'nün yazarlığa; Gazanfer Özcan'ın, Münir Özkul'un sahneye attığı ilk adımdır. Sadece şehirlerde değil Anadolu'nun en ücra köşesinde insanların buluştuğu sıcak bir Halkodasıdır. Yayınlanan onlarca dergi, yüzlerce kitap, resim sergisi, tiyatro sahnesi, konserdir. Sinemanın en uzak yerlere taşınmasıdır. Kurulduğu 1932 yılından ilk kez kapatıldığı 1951 yılına kadar 478 şube ve 4322 halkodası ile 10 milyon 73 bin 153 kişinin okuma yazma öğrendiği adrestir.
Halkevleri; halkın, kendi kaderini eline alma mücadelesinin adıdır. Bu yüzden emperyalizmin, işbirlikçilerinin, gericilerin her dönem hedefidir. 1950'li yıllarda ABD emperyalizmine ülkemizi bağımlı kılmak isteyen, ilerici her türlü değere düşman kesilen iktidarın Halkevleri düşmanlığı.
Halkevleri, var olmanın öyküsüdür. Halkın içinde, halk için, halkla beraber yürüyebilmektir. 60 ve 70’lere damgasını vuran bağımsızlık, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde emekçi halkın gücüdür. Üniversitelerden ülkemizin dört bir yanına taşan gençliğin, hakkını arayan işçinin, gençlerin, kadınların, çocukların buluştuğu yerdir. 12 Eylül 1980 darbesiyle kapatılan, yüzlerce üyesi, yöneticisi tutuklanan, mal varlıklarına el konulan ama 1987'de küllerinden yeniden doğandır. Kentlerin yoksul mahallelerinde 12 Eylül karanlığından çıkmak isteyen halkın muhalefet evidir. İlerici değerleri sahiplenenlerin, haklarına sahip çıkanların, dertlerine birlikte çare arayanların çatısıdır. Bazen bir halk şenliğidir, bazen yüzlerce kişiyle gidilen pikniklerdir. Halk oyunudur, amatör bir müzik grubudur bazen. Ele ele vermektir, dayanışmadır, tasada ve sevinçte yan yana olmaktır.
Halkevleri 2000'li yılların başından itibaren Ortadoğu'nun yeniden sömürgeleştirilmesine, savaşa, işbirlikçilere ve işgale karşı mücadelenin ön safındadır. Neoliberalizmin başta temel kamusal haklarımız olmak üzere hayatın bütün alanlarını piyasalaştırma saldırısının karşısına eğitimden sağlığa, barınmadan ulaşıma tüm alanlarda hak mücadeleleri ile dikilendir, doğanın talan edilmesine karşı direniştir.
Haklı her mücadelenin içinde olmaktır Halkevcilik. Köylülerin, işçilerin mücadelesine omuz vermektir. Doğasına, parkına, kentine sahip çıkmaktır. İşçi direnişlerine mahalleden taşınan çorbadır, TEKEL işçisiyle kurulan direniş çadırıdır. Soma'da bir madenci evidir.
Halkevleri dayanışmadır; depremin ardından Van'da kurulan çocuk evidir. Her yıl binlerce çocuğun eğlendiği, sanatla tanıştığı yaz okuludur. Her yaştan insanın faaliyetlerine katıldığı Halkevleri en çok da çocuklarındır. Her ay Uçurma Çocuk Dergisi’ni çocuklara ulaştıran, Vakfı ile “Benim kızım okuyacak” hedefini ülke çapında bir koşuya dönüştürendir. Eşit, laik ve bilimsel eğitim mücadelesini okul okul, kent kent örgütleyendir.
Halkevleri sanatçıları düzenlediği halk şenlikleriyle sanatı binlerce insanla buluşturandır. 13 yıldır düzenlenen, yıl içinde onlarca kenti dolaşan İşçi Filmleri Festivali'nin düzenleyicisidir.
Halkevleri, demokrasi için mücadele ederken halk demokrasisini önce kendi içinde tesis etmektir. Birlikte düşünmek, birlikte konuşmak, birlikte karar vermektir. Halkevleri yalnız Halkevleri değildir. Kent doğa mücadelesi örgütleri, forumlar, Hayır Meclisleri, mahalle meclisleri, halk nerede mücadele için örgütleniyorsa o örgüttür.
Ülkemizde yaşayan bütün halkları sevmek, eşitliği, barışı ve kardeşçe yaşamı savunmaktır. Farklılıklarımızı ayrım nedeni değil zenginlik olarak görmektir.
Halkevleri laikliktir. Laiklik mücadelesinin bayrağını yükseltmektir. Kadınların erkek egemenliğine, dinsel gericiliğe ve şiddete karşı özgürlük mücadelesinin örgütüdür Halkevleri. “Halkız biz, bu memleket bizim” demektir. Her kim ki bu ülkeyi ateşe atıyor, haraç mezat satıyor, faşizmle, gericilikle yönetmek istiyor onun karşısına dikilmektir.
Metin Lokumcu’nun yoldaşıdır Halkevleri. Haziran İsyanı'nda onur ve adalet için sokaklara çıkan milyonların yol arkadaşıdır. Gezi Parkı'nda ağaçtır, Berkin'in çocukluğudur, Ahmet Atakan'ın gençliğidir. Mehmet, Ethem, Medeni, Ali İsmail, Abdocan, Hasan Ferit Halkevcilerin kardeşidir. 10 Ekim’de yitirdiğimiz tüm canların, Berna Koç, Ahmed El Haldi ve Necla Duran’ın elindeki özgürlük ve barış bayrağını taşıyandır.
Dile kolay 86 yıl. Sevinçlerin, acıların, zorlukların ama en önemlisi onurun, aydınlığın, mücadelenin tarihi! Çalmayanların, çalanlara karşı mücadele edenlerin; emperyalistlere boyun eğmeyenlerin, onlarla işbirliği yapanlarla mücadelenin; halkı kandıranların değil, kandıranlarla mücadele edenlerin tarihidir. Yani "Gülmek bir halk gülebiliyorsa gülebilmektir" diyenlerin tarihi.
Ne 86 yıllık öyküyü sayfalar alır, ne de bu öykünün kahramanlarının isimleri saymakla biter. Emekten, eşitlikten, özgürlükten, demokrasiden, laiklikten, bağımsızlıktan yana olup da Halkevleri’yle tanışmayan, Halkevleri ile tanıştıktan sonra emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, laikliğin, bağımsızlığın değerini öğrenmemiş insan yoktur.
Halkevleri senin hikayendir, Halkevleri memlekettir.
Halkevleri 86. yaşına tarihinden aldığı zengin mirasla ve geleceğe dönük büyük umutlarla giriyor. Halklarımızın barış ve kardeşlik içinde yaşadığı, haklarımızı kazandığımız, eşit, özgür, laik, demokratik bir ülkeyi kuracağız.
Çağrımızdır, gelin bu onurlu yolu birlikte yürüyelim, memleketin hikayesini birlikte yazalım...