Farklı inanç ve kültürlere sahip olsalar da aynı topraklarda yaşayan halkların bayramları kaynaşır birbirine, bayram herkesin olduğu sürece “bayram” gibi geçer. Yaşadığımız topraklarda; AKP savaş politikalarını hızlandırıyor, analar “biz bayram” kutlamıyoruz diyerek savaşın sona ermesi için eyleme geçiyor, barış eylemcisi Yıldırım Ayhan öldürülüyor, bu coğrafyanın farklı yerlerindeki yoksul evlerine giren gencecik cansız bedenler bayramı yasa dönüştürüyor.
Duvara “devrim” yazan liseliden, Metin Lokumcu’ya sahip çıkan Hopa’lıya; Kürt halkının siyasi temsilcilerinden, halkın haber alma hakkını savunan gazeteciye, derelerin özgür akmasını savunan Derelerin kardeşliği platformu yürütme kurulu üyesinden parasız eğitim isteyen üniversiteliye kadar hakları için mücadele eden, söz söyleyen binlerce insan bayramı demir kapılar ve parmaklıklar arkasında yaşıyor.
Zamlar, yıkım tehditleri, işsizlik ve güvencesizlik, doğanın talan edilmesi…bayram sonrası AKP iktidarının yaşama geçireceği saldırı programı kanun hükmünde kararnamelerle uç veriyor. Ülkeyi KHK’larla, savaş aygıtlarını yenileyerek, baskı ve zorla yönetmeye çalışan AKP iktidarının Ortadoğu’da emperyalist projelerde “görev üstlenme” planlarını uygulamaya soktuğu günlerden geçiyoruz.
Bu bayram bir kez daha gösteriyor; kanla ve savaşla; açlık ve yoksullukla; eşitsizlik ve adaletsizlikle örülü olmayan bir bayram emeğin ve halkların direnişi ile mümkün. Direnişin, mücadelenin ve halkların kardeşçe yaşama ısrarının ülkenin dört bir yanını bayram yerine çevirdiği günler için mücadeleyi yükseltmenin zamanıdır. Herkesin kutlayabildiği bir bayram için tek yol mücadele
Özge Ozan
İstanbul Halkevi Başkanı