Kadın düşmanlarını ve işbirlikçi kadınları kovacağız

Cu, 27/05/2011 - 13:58
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Günlerimiz öldürülen kız kardeşlerimizin arkasından isyan etmekle geçerken, kadın düşmanları da boş durmuyor, acımızı ve öfkemizi arttırıyorlar.

Son 7 yılda yani AKP iktidarı döneminde kadına yönelik şiddetin %1400 artması tesadüf değil. Öyle ki Başbakanından, Başbakanın çok eşli danışmanına, iktidar yandaşlığını kimseye bırakmamak için yarışa giren gazetecisinden akademisyenine bütün kadın düşmanları, içlerindeki zehri artık çok rahat akıtabiliyorlar. Başbakan AKP hükümetinin seçimlerden sonra ustalık dönemine gireceğini açıklarken, AKP sözcüleri, AKP’li belediye danışmanları kadın düşmanlığı konusunda iyice pervasızlaşıyorlar: Gülen cemaatine bağlı kurumlar tarafından geçen Aralık ayında düzenlenen Aile Konferansında alınan kararları birer birer gözümüze sokmaya başlıyorlar.

Son örneğimiz iktidarın tüm topluma dayattığı piyasacı-gerici hayat tarzının nadide bir örneğini sergileyen, hatta bununla kalmayıp bir de kente hizmet sunmakla görevli belediyelerde danışmanlık yapan kadın düşmanlarının işbirlikçisi Sibel Üresin’in incileri…

Sibel Üresin erkekler için çok eşliliğin yasalaşmasını savunan, dayağın kadınların dilini tutmamasından kaynaklandığını iddia eden, kadınların görevinin erkeğe itaat etmek olduğunu söyleyen, böylece kendince uzun evliliğin sırrını açıklayan muhafazakar aile danışmanı; kadın düşmanlığının işbirlikçisi bir aile uzmanı.

Üresin Aile Danışma Merkezlerinde, telkinleriyle kadınları gerici erkek egemen düzenin köleleri haline getirmeye ve her yanından kadın cinayeti, tecavüz, taciz, şiddet fışkıran açıklamalarıyla bu hedefini hayata geçirmeye çalışmaktadır.

Kadınlara karşı örgütlenen özel düşmanlık siyasetinin en önemli araçlarından biri, AKP’li belediyeler tarafından yaygınlaştırılan “Aile Danışma Merkezleri” ya da bir başka deyimle “Kadın düşmanlığı merkezleri”. Bizler bu merkezlerin fiilen, şiddete uğrayan kadınları şiddet yuvası ailelerine geri döndürme, kendilerine şiddet uygulayan kocalarıyla barıştırma merkezleri olarak çalıştırıldığını biliyoruz. Üresin’in açıklamaları, AKP hükümetinin aile içi şiddet konusunda attığını iddia ettiği bütün adımların içi boş yalanlardan ibaret olduğunun yeni bir kanıtıdır. Koca dayağını meşrulaştırıp kadınları şiddet yatağı evlerine geri gönderen bu merkezler ve Sibel Üresin gibileri tarafından eğitilen güvenlik güçleri yüzünden ülkemizde her gün 5 kadın yakınları olan erkekler tarafından öldürülmektedir. AKP kadın düşmanı bir partidir; yüzlerce kadına karşı işlenmiş şiddet suçlarının ortağıdır.

Sibel Üresin gibi pek çok kadın düşmanlığı işbirlikçisinin, kadınların esareti ve hayatı pahasına verdikleri eğitimin odak noktası şudur: Kocandır, döver de söver de, kır dizini otur, şükret. İşte bu anlayış Ayşe Paşalı’nın, Güldünya’nın, daha geçen hafta öldürülen Hülya Tazegül’ün hayatına mal olan anlayıştır. İşte bu anlayış, gücünü  AKP zihniyetinden, “kadın-erkek eşit değildir” diyen Başbakan’dan ve onun da arkasındaki piyasacı cemaatlerden almaktadır. Kadın düşmanlığında balık baştan kokmaktadır.

Buradan Sibel Üresin nezdinde tüm işbirlikçi kadınlara ve kadın düşmanlarına sesleniyoruz:

Kadınların yaşama amacı erkekleri, patronları, AKP’yi ve cemaatleri rahat ettirmek değildir. Tatmin etmek hiç değildir. 

Kadınların yıllardır verdiği mücadelenin kazanımları sayesinde çalışma hakkına sahip olmuş Sibel Üresin suç işliyorsun… Karşınıza aldığınız, saldırdığınız bu ülkede yaşayan halkın kadın yarısıdır. Ve biz kadınlar her geçen gün maruz kaldığımız bu saldırganlık karşısında sinmemekte; aksine daha da fazla birleşmekteyiz.

İşte bakın, daha bir aydır süren “kadın düşmanlığına son, kadınlara sosyal güvence” imza kampanyasında on binler olduk şimdiden. Bilin ki, her gün öldürülen beş kadının vebali boynunuzdadır ve kadınların onlarca eli iki yakanızdadır. Karşılaştığımız ilk anda bu küstahlığınızın hesabını sormaya hazır olan binlerce kadınız, tüm kadın düşmanları korksun bizden! 

Ve son olarak tekrar ediyoruz: Kadınların eşit birer yurttaş olarak şiddetten uzak, özgürce ve kendi seçimleriyle biçimlenmiş bir hayatı yaşama hakları vardır.  

İşte bunun için;  

Buradan tüm kadınları; evli ya da bekâr, çalışan ya da çalışmayan tüm kadınlara sosyal güvence talebiyle başlattığımız, katılan sayısı şimdiden on binleri bulan imza kampanyamıza daha da fazla katılım sağlamaya, kadın düşmanlarına karşı daha da güçlenerek ve büyüyerek birleşmeye çağırıyoruz.

Halkevci kadınlar olarak bundan sonra Sibel Üresin gibilerin çiftliği haline getirilen belediye aile danışma merkezlerini denetleyeceğimizi ve bu merkezlerde hayata geçirilen kadın düşmanlığı siyasetini her fırsatta teşhir edeceğimizi tüm kamuoyuna duyuruyoruz. 

 HALKEVCİ KADINLAR