Kontrgerillayı aklamıyoruz bütün halk düşmanları yargılansın

Pt, 20/10/2008 - 01:00
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Haziran 2007’de başlayan Ergenekon Operasyonu, geçtiğimiz yaz aylarında emekli generallerin ve ardından medyadan, siyaset dünyasından kişilerin hedef alındığı sansasyonel gözaltı ve tutuklama dalgalarıyla devam etti. Ergenekon sanıkları, bugün Silivri’de kurulan mahkemede yargılanıyorlar.

 

Peki bu dava sonucunda ülkemiz kontrgerilladan kurtulacak mı? Darbeler, katliamlar, faili meçhuller, yargısız infazlar, işkenceler, linçler, provokasyonlar, kirli savaş son bulacak mı? Olumlu bir yanıt vermek maalesef mümkün değil.

 

Bu dava kontrgerillayı aklama davasıdır.

 

Kontrgerilla ıskartaya çıkarılan unsurlarını bir kenara atıp, kan ve imaj tazeleyerek yoluna devam etmektedir.

 

Beceriksiz darbeciler içerdedir ama beceriklileri yerlerinde oturmaktadır. Veli Küçük içeridedir ama Hrant Dink cinayetinin diğer sorumluları yerlerinde oturmaktadır. Türk-Kürt çatışması çıkarmak isteyenler güya içeridedir ama provokasyonlar, linç kışkırtmaları devam etmektedir. Hükümetin teşviki ve korumasıyla yargısız infazlar, işkenceler, polis şiddeti, hak ve özgürlüklere yönelik kısıtlamalar artarak devam etmektedir.

 

Bu öyle ilginç bir kontrgerilla davasıdır ki Milli İstihbarat Teşkilatı, Özel Harp Dairesi, NATO, CIA, MOSSAD ve Emniyet gibi malum kurumlara ilişkin somut bir itham nedense yoktur.

 

Bu davaya göre AKP’ye karşı olmaktan büyük suç yoktur.

 

Bu davaya göre kontrgerillanın AKP’ye karşı çıkmaktan başka suçu yoktur, kontrgerillanın halka karşı işlediği suçlar nedense iddianamede yer almamaktadır.

 

Bu dava egemenler arası iktidar kavgasında AKP tarafından kullanılan kozdur. AKP ne zaman sıkışsa yeni bir operasyon dalgası gündeme gelemktedir. Kapatma davası karşısında emekli generaller gözaltına alınmış, Deniz Feneri yolsuzluğu karşısında da daha medyatik, sansasyonel tutuklamalar gündeme gelmiştir.

 

Soruşturmayı yürütenler halkla dalga geçiyor.

 

Dava sosyalistlere, devrimcilere karşı bir saldırı aracı olarak gündeme gelmiştir. Geçmişleri tetikçi yetiştiren Komünizmle Mücadele Dernekleri’ne dayanan gerici-faşistler demokrat ilan edilmiş; darbelerle, darbecilerle göğüs göğse çarpışan, bu topraklarda emperyalizme ve faşizme karşı mücadele bayrağını dalgalandıran devrimciler darbeci ilan edilmiştir.

 

Dava iddia edildiği üzere anti-demokratik güçlerin izini sürmek yerine, onca saldırının ve katliamın sorumlusu diye karşımıza birkaç tane magazin figürünü çıkarmaktadır. Davanın ciddiyeti ortadadır. Bu davayı yürütenler kontrgerillayı ortaya çıkarma derdinde değildir, aksine kafa bulandırarak gizleme telaşındadır.

Halkın soracak hesabı var

 

60’lı yıllardan bugüne emperyalizme karşı mücadele eden devrimcileri, gençleri katleden, Kanlı Pazar’ın, Kızıldere’nin, 1 Mayıs 77’nin, Maraş’ın, 16 Mart Katliamı’nın, 12 Eylül’ün, 2 Temmuz Katliamı’nın, Gazi’nin, Şemdinli’nin, gözaltında kayıpların, işkencelerin faili kontrgerilladır. NATO, CIA, MİT, Emniyet, Özel Harp Dairesi bu organizasyonun asli parçalarıdır; gerici faşist örgütlenmeler tetikçileridir. Halk suçu da suçluyu da çok yakından tanımaktadır.

 

Bugün burada, bu adliyede bir başka kontrgerilla davası görülüyor. 16 Mart 1977’de İstanbul Üniversitesi önünde üzerlerine bombalar ve yaylım ateşi sonucu 7 öğrenci katledildi. Katillerin peşinden giden polisler, polis şefi Reşat Altay tarafından durduruldu. Kendisi sonra hızla yükselecek, ismi Susurlukta geçecek, Çiftehavuzlar’dan Hrant Dink’e pek çok katliama imza atacaktı. Sonradan, katliam planının devletin resmi istihbarat birimlerince bilindiği açığa çıktı.

 

Ama diğer kontrgerilla eylemleri gibi bu da aydınlatılamadı. Bugünkü Ergenekon davasında da konu edilmiyor. Çünkü Ergenekon iddianamesinde 60’lı 70’li yıllarda NATO ve Özel Harp Dairesi’nin “komünizmle mücadele” kapsamındaki eylemleri meşru kabul ediliyor; Ergenekon bu düzeneğin daha sonra yoldan çıkan bir parçası olmakla itham ediliyor. Yani Ergenekoncuların ve benzerlerinin 1 Mayıs 77 katliamı, Maraş-Çorum katliamları gibi eylemleri, bugün bu mahkemede hala bir aydınlatılmaya çalışılan 16 Mart katliamı ve nihayet 12 EYlül soruşturulmuyor, meşru kabul ediliyor, aklanıyor.

 

Biz aklamıyoruz

 

Konrgerilla gerçekten yargılanmak isteniyorsa;

16 Mart Katliamı’nı yapanlar cezalandırılmalı, başta 12 Eylülcüler olmak üzere tüm darbeciler yargılanmalıdır.

 

Madımak’ta insanlarımızı yakanların arkasındakiler yargılanmalıdır,

 

Şemdinli’nin failleri yargılanmalıdır.

 

Engin Çeber’in katilleri cezalandırılmalıdır.

 

Faili meçhuller açığa çıkartılmalı , bu cinayetleri işleyenler yargılanmalıdır.

 

Terörle mücadele yetkisini kullanarak uyuşturucu trafiğini yönetenler, resmi çete kuranlar yargılanmalıdır.

 

Bizler biliyoruz ki; kontrgerilladan ancak halkın örgütlü gücü hesap sorabilir.

 

Nuri Günay

Halkevleri 1. Bölge Temsilcisi

 

: