Konya Savcısından Ankara Katliamını destek verenleri koruyan karar!  Hukuka saygı duymayanlarla mücadelemiz sürecek!

10 Ekim Ankara Katliamı’ndan üç gün sonra Konya Arena stadında katliamda yaşamını yitirenler adına  saygı duruşu yapılmasını ıslıklar ve yuhlamalarla protesto eden, tekbir getirerek saygı duruşunu engelleyenler hakkında yaptığımız suç duyurusu üzerine Konya Cumhuriyet Savcılığı takipsizlik kararı verdi.

Konya Cumhuriyet Savcılığı takipsizlik kararında;

1. “Ya Allah Bismillah Allahuekber” diyerek tekbir getirmek, “milli birlik ve beraberliğimizi tehdit eden durumlarda atılan bir slogan” olarak kabul edilmiştir.
2. Katledilenler için saygı duruşunda bulunmayı ıslıkla, yuhlamayla, tekbirle engelleyerek katledilenlerin değil katledenlerin tarafındayız mesajı verenlerin eylemi, “slogan sırasında DAEŞ propagandası ve şiddet eylemlerini öven bir söz ve davranışta bulunulmamıştır” denilerek açıkça korunmuştur.
3. Savcılık kararında, “ıslık eyleminin neden yapıldığının tespit edilemediğini, bir an için saygı duruşunda bulunmayı protesto için yapıldığı düşünülse dahi ancak saygı duruşuna saygısızlık olarak değerlendirilebilir” diyerek aklımızla dalga geçmektedir.  

10 Ekim’de Ankara’da ülke tarihinin en büyük katliamı yaşanmıştır. Katliamın hedefi 1 Kasım seçimlerinden önce bu ülkede emeğine sahip çıkan, barış için, demokrasi için bir araya gelenlerdir. Solculardır, sosyalistlerdir.

Konya’da katledilen arkadaşlarımız için yapılan saygı duruşunun, tribünlere doldurulan gerici-faşist güruh tarafından ıslıklarla, yuhlamalarla engellenmesi açıkça katliamdan yana tavırdır. Bunun özellikle tekbir getirilerek yapılması ise katliamı gerçekleştirenlere yanınızdayız mesajıdır.

Aynı şey Paris katliamından sonra Başakşehir Fatih Terim Stadyumu’nda oynanacak olan Türkiye-Yunanistan futbol takımları dostluk maçı öncesinde de tekrarlanmış, Paris katliamında ölenler için yapılan saygı duruşu da aynı çevreler tarafından ıslıklarla ve tekbir getirerek engelenmiştir. Bindirilmiş kıtalarla stadlardan yükseltilmeye çalışılan bu tavır örgütlü bir tavırdır. Bizzat AKP tarafından ve aynı zamanda Haziran İsyanı’nda stadlardan yükselen eşitlik, özgürlük, adalet talebinin rövanşı olarak örgütlenmektedir.

Tabi ki bu karara karşı yargı yollarını tüketeceğiz. Hem itiraz hakkımızı kullanacağız, hem de böyle bir karara imza atan savcı hakkında HSYK’a şikayette bulunacağız. Tüm bunları “Anayasa mahkemesi kararına uymuyorum. Saygı da duymuyorum” diyen bir Cumhurbaşkanına sahip bir ülkede yaşadığımızı bilerek yapacağız.  Bu tarih, hukuku ve yargıyı kendi siyasi ve ideolojik amaçlarını gerçekleştirirken tetikçi olarak kullananlara karşı mücadelenin tarihi olarak yazılacak.

Oya Ersoy

Halkevleri Genel Başkanı