Antalya Sarısu’da “Kadınlar Plajı” uygulamasını yarın (24.08.2014) “kadınlı-erkekli-horonlu” protesto etmeye hazırlanan Antalya Halkevi ve Öğrenci Kolektifleri’ne Oral Çalışlar bugün Radikal’deki köşesinde “Laikçi muhafazakarlık "kadınlar plaj"ında...” yazısıyla bir eleştiri yapma gereği duydu.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, geçtiğimiz hafta plaj açılışında “bu bir ihtiyacın yerine getirilmesidir, burada kadınlar özgürleşmektedir” açıklamasında bulunmuş, AKP Antalya Milletvekili Gökcen Özdoğan Enç’te “demokrasi gereği tercih hakkı sunuyoruz” demişti.

Çalışlar, köşesinde özetle, yapılacak protestonun kadın özgürlük mücadelesi ile ilgisinin olmadığından, asıl amacın örtülü kadınların sokakta dolaşmasına tahammülü olmayan bir grup insanın yasakçı zihniyetle yaptığı bir eylem olduğundan bahsediyor. “Yasakçı zihniyet, her yazının alt metni darbeci bunlar” bir liberal türküsüdür bırakamadı, bırakmak istemiyor. Çalışlar’ın, her zamanki hali ancak bize hem cevap hakkı doğdu hem de liberallerin küçük de olsa mide bulandıran vızıltılarını kadınlar olarak keselim dedik.

Çalışlar’ın görmediği/görmek istemediği ancak farkında olarak hizmet ettiği anlayış, özgürlük ve demokrasiyi ağzından düşürmeyen AKP’nin, kadınların kamusal alanda yer alabilmesini “kendi kurallarına” bağlamasıdır. Kadın düşmanlığını neoliberal-İslamcı dönüşümünün temel dayanağı haline getiren AKP’den kadınlara özgürlük ve demokrasi gelmez.

Kadın ve erkek arasına sürekli set çekip, iki cinsin bir araya geldiğinde mutlaka “cinsellik” çağrıştıran bir eyleme girişeceğini topluma işleyen erkek egemen, gerici zihniyetle inadına mücadele edileceğini baştan söyleyelim.

Kadınların sürekli tacize uğradığı toplumsal yaşamı düzenlemenin yolu, kadınları kamusal alanda özel gruplara ayırarak hapsetmek değildir. Eğitim alanında yaşadık; karma eğitim yerine kadın-erkek ayrı okullar yapılmasını kuvvetle tartışan, buradan cesaret alıp “okul merdivenlerinde kızlar erkekler yan yana” diye korkanları gördük. Daha dün çıkan bir haberde Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Kadın Doğum Polikliniği’ne erkeklerin girişi yasaklandı. Toplu taşımayı iyileştirmek yerine kadınlara özel otobüs de benzer bir anlayışın tezahürü oldu. Kızlı erkekli üniversite gördüğünde yoldan çıkacağını düşünen bakanlar var bu memlekette.

Kadınlar güçsüzleştirilerek, değersizleştirilerek şiddete, tacize, tecavüze zemin hazırlanıyor. Kadınlar üzerinde her türlü denetim mekanizması kurulurken kadın davalarında erkek fail “haksız tahrik” indirimi alıyor, sırtı sıvazlanıyor.

Çalışlar, tenezzül edip de cevap verirse soralım, kadınlara yönelik ayrımcı politikaları uygulayanlar ve destekçileri “kadınlar ve erkekler eşittir, bir arada insanca yaşanabilir, asıl sorun bizde” deseler sorunu çözecek noktaya gelmez miyiz? Sizler ve kirli zihniyetiniz aradan çekilse kadınlar dayanışmayla sorunları çözecek ve kadın-erkek bir arada yaşayabileceğiz.

Kadın-erkek eşitsizliğini yaratan nedenlerle yani erkek egemenliği ile mücadele etmeye devam edeceğiz, siz köşenizde durmaya devam etseniz de. 

Halkevci Kadınlar