Halkın saygı, özgürlük ve adalet talepleriyle sokakları doldurduğu, AKP’nin hegemonyasını yerle yeksan ettiği; egemenlerin ise siyaset alanını kirli teknikler ile yeniden dizayn ederek yaşanan “devlet krizini” aşmaya çalıştığı bir tarihsel eşikten geçiyoruz. Bu koşullarda gerçekleşen 2014 yerel seçimleri ne egemenlerin derdine deva oldu ne de AKP’nin ortalığa dökülen yolsuzluklarını, hırsızlıklarını akladı.
Halkın siyaset kurumlarına, yargıya, devlet organlarına güvensizliğinin seçim sistemine de güvensizlik olarak yaşandığı, insanların sabahlara kadar sandık başlarını terk etmediği bir seçim yaşandı.
Açıktır ki 2014 yerel seçimleri, yalanın, talanın, zorbalığın iktidarı AKP’nin çürümüşlüğünü de, toplumda yaratılan saflaşmanın derinleşmesini de gidermeyecek.
Tam tersine henüz seçim sonuçları netleşmeden Erdoğan’ın aile efradını, yolsuzlukların ve adaletsizliğin simgesi haline gelmiş Bilal’i yanına dizerek yaptığı “balkon konuşması”nın da açıkça gösterdiği gibi iktidarını korumak için şiddete, çatışmaya ve savaşa dayanacak. Bu politika ise krizi daha da derinleştirecek.
Bu krize halkın çıkarları doğrultusunda müdahale etmek Halkevcilerin görevi olacaktır.
Evet sokaktayız!
Siz yıllardır beraber yürüdünüz bu yollarda, bu halkın ortak değerlerini, geleceğini beraber sömürdünüz, beraber semirdiniz, beraber öldürdünüz! Beraber hesap vereceksiniz!
Çürümüş iktidarınızı sandık aklamadı, aklamayacak!
Saygı, Özgürlük, Adalet, Barış, Eşitlik isteyen Haziran İsyanı sandığa sığmadı, sığmayacak!
AKP’nin talanına, yalanına, zorbalığına karşı halk, sözünü Haziran'da söyledi: “Bu daha başlangıç mücadeleye devam!”
Halkın çıkarlarından başka çıkarı olmayan solun, sosyalistlerin ise görevi belli:
Halkların eşit, özgür, barış içinde yaşadığı bir ülke kurma mücadelesi sürecek!
Oya Ersoy
Halkevleri Genel Başkanı