Ortadoğu’da yeniden alevlendirilen savaş ve çatışmalar Suriye, Irak, Filistin ile birlikte Türkiye topraklarını da kapsamına alarak ilerliyor. Emperyalistler Ortadoğu'yu yeniden sömürgeleştirmek için kendi ordularıyla doğrudan işgal etmek yerine, bu defa AKP ve Körfez monarşileri aracılığıyla destekleyip büyüttükleri cihatçı terör örgütlerini taşeron olarak kullanmayı tercih ediyorlar. Bu cihatçı çeteler emperyalistlerin dahi yapmaya cesaret edemedikleri katliamları vekaleten yapıyorlar.

ABD, AKP, Katar, Suudi Arabistan’ın desteğiyle bölgemizde boy veren onlarca cihatçı örgüt sınırlarımızda faaliyet gösteriyor. Dinleri, etnik kimlikleri ve mezhepleri nedeniyle halkları katlediyorlar. Katliamlarla etnik ve mezhebi temizlik yapıyorlar. Bu savaş nedeniyle ülkelerinden kaçıp komşu ülkelere sığınan içlerinde tecavüze uğrayan, kaçırılan, zorla evlendirilen on binlerce kadının da bulunduğu 4 milyonu aşkın insan büyük bir dram yaşamaktadır.

AKP’nin de desteğiyle palazlanan IŞİD, Musul’da 49 Türk elçilik görevlisini rehin alarak kendisini destekleyen ve güvenen Davutoğlu ile alay etmiştir. IŞİD, başta Aleviler olmak üzere, Ezidi, Hıristiyan, Kürt, Türkmen ve kendi fanatik selefi çizgilerine katılmayan Sünnileri de katletmektedir. İsrail’in Filistin katliamına ses çıkarmayan bu cihatçı çete Alevileri katlederek cennete gidileceğini iddia etmektedir.

AKP iktidarı savaş suçlusudur

Sınırları cihatçı çetelere açan, cihatçı çetelerin barınma, silahlanma, eğitim ve tedavi süreçlerini üstlenen, MİT TIR'larıyla silah taşıyan, IŞİD’in kaçak olarak pazarladığı petrolü satın alarak vahşeti finanse eden ve bölgemizde savaşın, çatışmaların derinleşmesine neden olan AKP iktidarı savaş suçlusudur.

Bu savaş suçlarının bir numarası Erdoğan, Cumhurbaşkanı koltuğuna oturmuş, suç ortakları Davutoğlu ve Hakan Fidan'a da yeni koltuklar ayarlamıştır.

AKP iktidarı IŞİD gibi katil İsrail’i de beslemekte de ustalaşmıştır. Tayyip Erdoğan İsrail’e karşı meydanlarda sert söylemlerde bulunurken, askeri, ekonomik, diplomatik ilişkilerini azaltmadan sürdürüyor.

Halkların barış içinde yaşama hakkı için savaş tacirlerini durduralım!

Ülkeyi cihatçıların tehditlerine açık hale getiren de, Suriye'de savaşı kışkırtarak 1,5 milyonu aşkın Suriye vatandaşını Türkiye'de mülteci durumuna düşürüp işsizlik, açlık ve linçle karşı karşıya bırakan da Erdoğan ve Davutoğlu'dur, AKP iktidarıdır.

Savaş tacirlerinin oyunlarını ancak halkların direnişi bozabiliyor. Filistinliler, Kürtler, Türkmenler özgürlükleri için direniyor. Devletlere kafa tutan IŞİD Rojava halkının direnişiyle durduruluyor. İsrail'in dev savaş makinesi katliama rağmen Filistin halkının direnişini kıramıyor.

Emperyalizme, savaşa, cihatçı - mezhepçi faşizme karşı AKP iktidarından, diktatörlükten hesap sormak için;

Beton, petrol ve silah üzerine inşa edilen diktatörlüklere karşı halkların barış içinde yaşama hakkını savunmak; direnen Filistin, Kürt, Arap, Ermeni, Ezidi, Türkmen halklarıyla dayanışmak için;

Cihatçı, mezhepçi gericiliğin kadın katliamlarını durdurmak için;

Halklar arasında mezhep çatışmalarını kışkırtanlara karşı halkların kardeşlik ve barış talebini haykırmak için;

Halkların birleşik direnişini örgütleyelim!

1 Eylül Dünya Barış Günü'nde meydanları dolduralım!

Halkevleri