Türkiye Barolar Birliği 17 Eylül'de gerçekleşecek "terörü lanetleme" mitingine katılmaya hazırlanırken unuttuğu kimi hususları hatırlatma görevimiz vardır.

Üyeleri günden güne beyaz yakalı işçilere dönüşüp güvencesizleşirken TBB, emek değil sermaye örgütlerini, insan hakları savunucularını değil toma ve silah üreticilerini kendisine yoldaş seçmiştir. 

Yargı mekanizmasının bir bütün olarak atıl hale geldiği, adalete inancın kalmadığı bir süreçte TBB gibi bir meslek örgütünün adalet emekçisi üyelerini temsilen ilerici demokrasi güçleri ve barış örgütleri ile yan yana gelmesini beklerdik.

Siviller katledilip, coğrafyamız kan gölüne dönmüşken, savaşın yurdundan ettiği insanlık kıyıya vurmuşken, AKP' nin savaş politikalarını meşrulaştıran bir mitingde değil savaşın lanetlendiği alanlarda olmak gerekiyor.

Hukukun, insan haklarının savunucusu olan ve hak mücadelesi veren hukukçuların ancak "kardeşlik ve barış" söylemi ile alanlarda olabileceği düşüncesi ile Türkiye Barolar Birliği'nin çağrısının meslek örgütümüz olmasına rağmen bizi kapsamadığını kamuoyuna duyururuz.

Halkevleri Hukuk Dairesi