Sokak arasındaki seçimler

Ct, 04/04/2009 - 01:00
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

2009 yerel seçimleri AKP’nin gerilediği bir sonuç ortaya çıkardı. AKP’nin, alternatifsiz olmasına rağmen gerilemesi, gerilemeyi daha da çarpıcı hale getirmektedir. Bu, AKP’nin başta barınma olmak üzere, su, ulaşım, ısınma gibi temel hakları gaspetmesine ve çok pahalılaştırmasına dönük bir tepkinin ifadesi olarak da alınmalıdır. Önümüzdeki dönem açısından da “halkın hakları” AKP’nin ‘aşil topuğunu’ oluşturmaya devam edecektir.

Yerel yönetimlerde muhtarlıkların önemi üzerine daha önce epey tartışma yürütmüştük. Yerel yönetimlerdeki neoliberal yeniden yapılanmanın yıkıcı sonuçlarına karşı mücadelede ‘halkın muhtarları’nın rolünün önemini temel alarak uygun adaylar çıkardık veya destekledik. Halkın muhtarı programı “halkın hakları” için mücadele programı doğrultusunda belirlendi. Yani aslında seçim çalışmasında “hak mücadelesinin” zemin çalışmalarını sürdürdük. Bu nedenle çalışmaların değerlendirmesini sadece kazanılan yerler üzerinden değil, çalışma boyunca elde edilen kazanımlar temelinde yapmak daha anlamlı olacaktır.

Aday gösterilen yerlerde ilk karşılaştığımız sorun genellikle birden fazla sol adayın olmasıydı. Bir diğeri mahallelerdeki sosyal yapının hemşerilik, mezhep, milliyet ve siyasal kimlikler etrafında parçalanmışlığı idi. Asıl önemli sorun ise muhtarlığın “halkın hakları” açısından öneminin bilinmemesi veya küçümsenmesiydi. Bu sorunların hepsi ile uğraşmak ve hak mücadelesinin temelini güçlendirecek doğrultuda çözmek önemli bir deneyim ve kazanım oluşturdu (Seçim kazanılamayan yerler için de bu geçerlidir). Birden fazla sol adayı tek adaya indirme kıstası belirlemek yukarıda bahsedilen farklı bölünmüşlüklerden dolayı ‘sol adaylar arasında ön seçim’ yönteminde ortaklaşılamadığında çözülemedi. Ön seçim çalışması sol içi uzlaşmaya halkın dahil edilmesi açısından önemli ve anlamlı bir deneyim oldu.

Halkın hakları açısından muhtarlığın önemi ve işlevi etrafında yürüttüğümüz tartışmalar ve çalışmalar “hak” kavramının birçok adayın (belediye başkan ve meclis adaylarının dahil) programına girmesine neden oldu. Muhtarın kaymakamın adamı veya belediye başkanının adamı rolünden ‘halkın muhtarı’ rolüne geçmesi (‘mahalleye karakol kurduracağım, banka şubesi açtıracağım’… yerine), sağlık ocağı, kreş, okul, kültür merkezi taleplerini savunan muhtar niteliğinin öne çıkması, halkın haklarının meşrulaştırılması açısından önemli bir kazanımdır. Aynı zamanda muhtarlığın halkın yönetime ve yerel talep merkezli de olsa siyasete müdahale kurumu olarak kavranmaya başlandığı da görülmektedir.

Mahallelerdeki parçalanmış sosyal yapı ile uğraşmak, bunun yarattığı sorunu çözmek doğrultusundaki girişimlerimiz de önemli dersler içermektedir. Halk içerisindeki hemşerilik, mezhep, milliyet, siyasal kimlik etrafında oluşan parçalanmışlık durumu seçim zamanları dışında da mevcuttur. Ve bir halk hareketi yaratmak açısından çözülmesi gereken sorunlardandır. Çeşitli ortak talepler etrafında bir araya gelişlerde bu kimlikler kimi zaman halk arasında kimi zaman halkla devrimciler arasında bir duvar özelliği göstermektedir. Aynı mahallede ortak sorunlara ve ortak çıkarlara sahip bu kesimleri bir araya getirmekte hatta bu kesimlere ulaşmakta bu durum zaman zaman engel oluşturmaktadır. Egemen ideoloji bu durumu yönetmenin ve statükoyu sürdürmenin bir aracı olarak yeniden üretmektedir.

Halkevleri Örgütlenme Sekreteri

Samut KARABULUT

: