AKP iktidarının, Başbakan Erdoğan’ın “Kardeşim Esad”tan “Zalim Esed” söylemine döndüğü günden bu yana sürdürdüğü savaş çığırtkanlığı yükselerek devam ediyor. 21 Ağustos’ta yüzlerce insanın hayatını kaybetttiği, yüzlerce insanın yaralandığı kimyasal silah saldırısının ardından AKP ağız birliği halinde “savaş” diyor. 21 Ağustos’ta gerçekleşen kimyasal silah saldırısı bir insanlık suçudur. Ancak olaya ilişkin doğru dürüst bir bilgi orataya çıkmadan saldırıyı Suriye yönetiminin yaptığını peşinen savunmak insanlığa sahip çıkmaktan kaynaklanmıyor. Bu Suriye’ye müdahale hevesidir.

AKP iktidarı uzun süredir Suriye’ye dönük emperyalist müdahalenin başlıca gönüllüsüdür. Başbakan ve Dışişleri Bakanı defalarca dillendirmiş, batılı emperyalist güçlere Suriye’ye müdahale çağrıları yapılmıştır. Diğer yandan tüm dünya tarafından bilinen bir diğer gerçek de Suriye topraklarına büyük çoğunluğu dışardan gelen “cihatçı” gurupların AKP tarafından maddi manevi şekilde desteklendiğidir. Bu grupların gerek Suriye halkına dönük, gerekse Kürt bölgesinde yaptıkları insanlık dışı katliamlar ortadadır. Rojova katliamının ülkemiz topraklarında planlandığı iddiası AKP tarafından çürütülmemiş, bunun için çaba bile gösterilmemiştir. Dolayısıyla insanlıktan bahsedenler, kürsülerde, televizyonlarda göz yaşı dökenler” muhalifler” denilen besleme çetelerin katliamlarına, Rojava katliamına baksınlar.

Şimdi başta İngiltere, Fransa ve ABD olmak üzere emperyalist güçler Suriye’ye müdahale planları yapıyorlar. Müdahalenin "Havadan mı, karadan mı?", "BM kararıyla mı, NATO kararıyla mı?" yapılacağı tartışılıyor. AKP müdahale nasıl, ne zaman, hangi biçimlerle yapılırsa yapılsın “gönüllü müfreze” olarak müdahalede yer almak istiyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Rusya vetosu nedeniyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden (BMGK) ihtiyaç duyulan karar çıkmadığı takdirde Suriye’ye karşı bir “gönüllüler koalisyonu” ortaya çıkabileceğini ve Türkiye’nin bu koalisyonda yer alacağını açıkladı.

AKP iktidarının gözünü emperyalizmin aktif taşeronluğu ve işbirlikçilik bürümüştür.Bu nedenle ülkemizi ve bölgemizi kanlı bir geleceğe sürüklemektedir. İstediği müdahalenin anlamı uzun süreden beri süren savaşın daha da şiddetlenmesi, bütün bölgeye yayılmasıdır. Binlerce gencimizin kardeş katili yapılmasının, ölmesinin önünün açılmasıdır. Başta İncirlik olmak üzere ülkemiz topraklarının emperyalist bir müdahale için açılmasıdır. Bilinmelidir ki savaş büyürse ülkemiz toprakları bu savaşın dışında kalmayacaktır. AKP’nin Suriye politikasından kaynaklı Gaziantep’te, Cilvegözü'nde, Reyhanlı’da bombalar patlamıştır, insanlarımız katledilmiştir. Ceylanpınar ateş altındadır, insanlarımız ölmektedir. Olası bir müdahale ülkemizi bir bütün halinde ateşe atmak demektir.

Ülkemiz halkları emperyalizmin ve işbirlikçiliğinizin ortağı da kurbanı da olmayacak. Rahat koltuklarınızda aldığınız savaş kararlarınızla geleceğimizi karartmanıza izin vermeyeceğiz.

Nuri Günay

Halkevleri Genel Sekreteri