Tayyip Erdoğan’ın “yeni” Türkiyesi eskisinin aynısı gaz, cop, faşizm...

Per, 28/08/2014 - 21:08
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Tayyip Erdoğan’ın yeni Türkiye derken aslında neyi kastettiği bir kez daha görülmüş oldu. Erdoğan’ın emir erleri “cumhurbaşkanımıza hakaret edemezsiniz, bu yüzden yürüyüşünüze izin vermeyeceğiz” diyerek İstanbul’un dört bir yanından gelen halka saldırdı. Bizler faşizme, diktatörlüğe meydan vermeyeceğimizi bir kez daha haykırdık. Tayyip Erdoğan korkusunda haklıdır. Çünkü eşitlik içinde, kardeşçe yaşayacağımız bir ülke isteyenler korkmadan mücadelelerine devam edecekler.

 

Savaş suçlarını, kadın düşmanlığını, hırsızlıkları, katliamları Cumhurbaşkanlığı aklamaz

Diktatörlüğe meydan vermeyeceğiz

18 gün önce yapılan seçimlerin sonuçları bugün resmi gazetede yayınlandı ve Erdoğan artık resmen Cumhurbaşkanı ilan edildi. Görkemli şovlarla devir teslim seremonisi gerçekleştirildi. Çünkü;AKP iktidarı ve Tayyip Erdoğan, Haziran İsyanı’yla ortaya çıkan toplumsal meşruiyet krizinin üzerini “sandık” oyunlarıyla, güç gösterileriyle örtmeye çalışıyor.

10 Ağustos seçimi ile beraber ülke siyasetinde yeni bir döneme geçilmiştir. “Yeni Türkiye” dedikleri, Tayyip Erdoğan’ın bütün yetkileri kendisinde toplamaya çalışacağı, halkın gözünde 550 milletvekilinin işlevinin sıfırlanacağı, parlamentonun daha da işlevsizleşeceği bir Türkiyedir. Var olan yasaların ve hukukun bile işlemez hale getirileceği, yerini “ben yaptım oldu” siyasetinin alacağı daha ilk günden görülmüştür. Seçim sonuçları, 18 gün boyunca Resmi Gazetede yayınlatılmamış, literatüre “seçilmiş cumhurbaşkanı” kavramı eklenmiş, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve AKP Genel Başkanlığı tek kişide: Tayyip Erdoğan’da toplanmıştır. 

Cumhurbaşkanlığı koltuğu, Tayyip Erdoğan’ın iktidarını bir süreliğine de olsa korumasını sağlayacaktır. Ancak meşruiyet krizi artarak devam edecektir.

İktidarları boyunca bu ülkenin yeraltı ve yerüstü varlıklarını yağmaladılar, kamusal hizmetleri sermayenin talanına açtılar, güvencesiz çalışmayı, taşeronu kural haline getirdiler.

Yağma ve talan düzenini “din” perdesi ardına saklamak ve kendi ideolojisi doğrultusunda bir toplum yaratmak için neoliberal politikalar ile gerici politikaları birlikte sürdürdüler. Özellikle sağın tüm gerici birikimini seferber etme stratejisiyle dinci gericiliği tırmandırdığı 3. döneminde kadın bedenine, kadınların tüm yaşamına yönelen saldırılar sıçrama yaptı.

Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin izlediği Ortadoğu politikası bu ülke topraklarını cihatçı çetelerin ellerini kollarını sallayarak girip çıktığı, lojistik, askeri eğitim ve silah yardımı dahil olmak üzere her türlü desteğin sağlandığı bir savaş üssü haline getirdi. Bu ülke toprakları ve halklarımız mezhep çatışması yaratılmasından provokasyonlara kadar İŞİD çetelerinin her türlü tehdit ve müdahalesinin hedefi haline geldi. Bu politikanın sonucunda ellerinde kalan ise sefalet koşullarında yaşamaya zorlayıp can güvenliklerini bile sağlamadıkları bir buçuk milyona ulaşan sığınmacının yarattığı kriz ve elleriyle büyüttükleri İŞİD’in eline rehine düşmek oldu.

Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı, yağma ve talan düzeninin sürmesi, gerici, işbirlikçi, kadın düşmanı politikaların faşizan yöntemlerle devam etmesi demektir. Ancak meydan boş değil!

AKP’nin yağma ve talan politikalarına karşı ülkenin dört bir yanında taş ocaklarından, madenlere, atık tesislerinden HES’lere ÇED toplantılarını yaptırmayan, kentlerine, korularına, bostanlarına, okullarına sahip çıkanlar, halkın hakları için mücadele edenler var!

Güvenceli çalışma hakkı için işyerlerinde direnen işçiler var!

Erkek egemen, gerici, kadın düşmanı sisteme karşı yaşamın her alanında özgürlükleri için mücadele eden kadınlar var!

Haziran İsyanı’nda sokağa çıkarak Erdoğan diktatörlüğüne meydan okuyan milyonlar var!

Buradan bir kez daha ilan ediyoruz! Cumhurbaşkanlığı koltuğu, savaş suçlarını, hırsızlıkları, yolsuzlukları, kadın düşmanlığını aklamaz!

Talan, yolsuzluk ve zorbalık düzenini sürdürmek için diktatörlük yürütmesine izin vermeyeceğiz!

Cumhurbaşkanlığı kılıfı altında karşımıza çıkacak diktatörlüğün hükmünü tanımayacağız!

AKP’den işlediği savaş suçlarının, hırsızlıkların, yolsuzlukların hesabını soracağız!

Gericiliğe, mezhepçi-cihatçı faşizme karşı mücadele edecek, laik, demokratik, eşit ve özgür bir ülkeyi kendi ellerimizle kuracağız!

Oya Ersoy

Halkevleri Genel Başkanı