Samsun’da enerji dağıtımı hizmetleri özelleştirilerek halkın “enerji hakkı” AKP yandaşı Çalık Enerjiye teslim edilmiş durumdadır.
Halka hizmet değil kar peşinde koşan Çalık’ın ilk işi, elektrik başvuru fiyatlarına zam yapmak olmuştur.
Birçok yoksulun ödeyemediği elektrik borçları yüzünden elektrikleri kesilmeye başlamıştır. Teknoloji ilerliyor, GSMH 10 bin dolara çıktı masalları söylenerek “enerji kullanma hakkımız “ gasp edilmektedir.
Parası olana enerji var - parası olmayana enerji yok! Hiçbir vatandaş parası olmadığı için enerjisiz bırakılamaz! Çalık Enerji elektriği kesilmiş vatandaşların elektrik bağlantısını derhal yapmalıdır.
Yoksulların umuduyum diyen AKP elektriği kesilen vatandaşların neden elektriğini ödemediğini araştırmalı ve ayda 180 kilowatt saat elektrik her haneye ücretsiz verilmelidir.
Enerji üretimi ve dağıtımı yerli işbirlikçilere ve uluslararası şirketlere peşkeş çekilirken Samsun “termik santral cehennemi” yapılmaya çalışılmaktadır. Hakkında açılmış olan davalara rağmen görünürde Avusturya, gölge güç Almanya’ya ait OMV Enerji her türlü hukuksuzluğa rağmen inşaatına devam etmektedir.
OMV Elektrik ilk günden beri Samsun’un yerel gazetelerine verdiği reklamlarla basının sesini kesmeğe çalışmıştır. Belediye otobüslerine, duraklara vermiş olduğu reklamlarla halkın gözünü boyamaya çalışmıştır. Büyükşehir Belediyesi’nin bu reklam gelirlerini nasıl ve hangi yöntemlerle aldığını, reklam gelirlerini nereye harcadığını, belediye başkanıYusuf Ziya Yılmaz tarafından kamuoyuna açıklamasını istiyoruz.
Bağımsız olması gereken, halk için bilim üretmesi gereken OMÜ Rektörlüğü, OMÜ Eğitim Fakültesi’nde OMV Elektrik’in kütüphane kurmasını basın yoluyla büyük bir başarıymış gibi halka duyurmaktadır.
Bu düpedüz acze düşmektir.
Termik santraller tüm dünyada küresel ısınma sebebiyken, bu santrallerin zararını kurt kuş bilir ve anlarken, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun OMÜ rektörü Prof.Dr.Hüseyin Akan üniversiteye nasıl termik santral yapılmasına ön ayak olur ve bu cesareti nereden almaktadır?
Bizler OMÜ ve çalışanlarını ülkelerine sahip çıkmaya, rektörlüğü de hibe adı altında almış oldukları parayı geri iade etmeye çağırıyoruz.
Samsun hava kirliliğinde ülkede 3. sıralarda yer aldığı halde, Tekkeköy’de hava kirliliğinden göz gözü görmediği halde kar için gözünü hırs bürüyenler Samsun’un havasını solunmaz hale getirmiştir.
Cengiz Enerji, 21 aralık 2010 tarihinde düzenlemiş olduğu uyduruk ÇED toplantısıyla kapasitesini 850 Megawatt’a çıkarmaya çalışmaktadır. Aksa Enerji firması Tekkeköy’de 450 megawatt, Samsun’un havasını suyunu yeteri kadar kirleten Yeşilyurt Demir Çelik firması da 144 megawat güce sahip termik santral için EPDK’ya başvuru yapmıştır.
OMV Enerjiye ait doğalgaz çevrim santrali Çarşamba, Terme, Ünye halkına ve ekosisteme yeteri kadar tehdit oluşturmaktadır. Hakkında açılmış davalar gereği bu santralin inşaatı derhal durdurulmalıdır.
AKP enerji hakkımızı yerli ve yabancı şirketlere peşkeş çekiyor, yüksek kamu menfaati denilerek yaşam alanlarımız ve doğamız talan ediliyor.
Bizler diyoruz ki o bahsedilen yüksek kamu biziz! Bizlerin yüksek menfaati de “temiz bir çevrede sağlıklı yaşama hakkımızın”-“enerji hakkımızın” güvence altına alınmasıdır.
“Bize enerji gerek, karanlıkta mı oturalım, siz de her şeye karşısınız, iş aş istemiyor musunuz? Bu santrallerin zararı yok” Yalanlarına köydeki inekler bile inanmıyor. Fosil yakıtların küresel ısınma sebebi olduğunu dünya halkları bilirken hala gözümüzün içine baka baka yalan söylemektedirler.
Enerji kendi ülkelerinde kuramadıkları termik santralleri bizim ülkemize kuranlara ve bu pastadan milyon dolarlar kazanmak isteyen uluslararası sermayeye gereklidir.
Yine Karadeniz boyunca yapılmak istenen HES’ler tam bir doğa felaketidir. Yüzyıllarca yaşamı yaratan doğamız şirketlere teslim edilmiş, eline çanta alan HES lisansı almıştır. Sermayenin doğamızı, yaşamımızı talan etmesine geçit vermeyeceğiz!
Ne yazık ki çeşitli vaatlerle kandırılan halkımız topraklarını bu şirketlere satmış derelerinin ve doğanın halini gördükten sonra bin pişman olmuşlardır. Bu şirketlerin Avrupa fonlu çevrecileri, fonu ceplerine koyup il il, köy köy gezmekte halkı kandırmakta ve sermayenin uşaklığını yapmaktadırlar.
AKP yangından mal kaçırır gibi çevreyi talan edecek kanunları çıkarmaya çalışmaktadır. “6094 sayılı Kanun, Tabiatı ve Bio Çeşitliliği Koruma Kanunu, Yenilenebilir Enerji Kanunu” sermayeye doğayı ve yaşamı talan etme yetkisini vermektedir. Sit alanları, ormanlarımız, meralarımız, derelerimiz şirketlere peşkeş çekilmektedir.
Biz yaşam savunucuları bu kanunları kabul etmiyor, reddediyoruz. Sadece biz değil, yaşama hakkı ellerinden alınan tüm yaşam savunucuları bu yasaya şiddetle karşı çıkmaktadır.
“Temiz bir çevrede, sağlıklı yaşama hakkımız” gereği biz bu hakkımıza sahip çıkıyor, görevimizi ve ödevimizi yerine getiriyoruz. Yine aynı maddede “bu hakka sahip çıkmak devletin de görevidir “ denmektedir. Herkesi bu ödevi ve görevi yerine getirmeye çağırıyoruz.
Son olarak :
Samsun hava kirliliği ölçüm cihazlarının halkın denetimine açılmasını istiyoruz, Ölçüm merkezinin kirliliğin yoğun olduğu yerlerde kurulmasını, mobil aygıtlarla şehrin dört bir yanında ölçüm yapılmasını, ölçüm sonuçlarına da güvenmediğimiz için ölçüm denetlemelerinin bağımsız kurumlarca yapılmasını istiyoruz. Ölçüm sonuçlarının da Samsun halkına duyurulmasını istiyoruz.
Ziraatle ilgilenen tüm kurumları, toprak ve bitkilerde yaşanan değişimi araştırmak üzere göreve davet ediyoruz.
Tekkeköy ve civarında yaşanan solunum yolu, kanser vakalarını araştırmak üzere OMÜ’yü görevini yapmaya bilim ve halk için çalışmaya davet ediyoruz!
Tüm ülkede ayda 180 kilowatt saat elektrik herkese bedava olmalıdır.
Temiz Bir Çevrede Sağlıklı Yaşamak Herkesin hakkıdır!
Samsun Halkevi