Son 30 yıl boyunca ülkemizde uygulanan ekonomik yaptırımlar emekli ücretlerini dondururken emeklilerin ulaşım, beslenme, barınma ve sağlık gibi temel haklarını birer birer sömürü kaynağı olarak biçimlendirmektedir. Emekliler bugün yaşamlarını dünya kadar faizler karşılığı kredi kartı borcu ile,yetmedi tüketici kredisi borcu ile, o da yetmedi eş dost ve çevreden sağlayabildikleri el borcu ile sürdürmeye çalışıyorlar.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun emeklilerden yana olması gerekirken, emeklilerle olan parasal ilişkilerini sömürü sisteminin koçbaşı olan bankalara havale etmiştir. İrademiz dışında ve tek yanlı olarak bankaların ve spekülatör sigorta şirketlerinin sömürüsüne terketmiştir. Bankalar bu fırsatı acımasız bir biçimde kullanarak sistemin suç ortaklığını yapıyor. Türkiye'de bankalar 30’u aşkın işlemden haksız kazanç elde etmekte; emekliyi, çalışanı, yoksulu ve tüketiciyi sömürmektedir. Bu uygulamalar sayesinde bankaların kasasında yıllık 20 milyarı aşan haksız meblağ birikmiştir. Bu işlemleri yaparken emeklilere bilgi vermemektedirler. Tek taraflı, emeklinin aleyhine olan şartlarla oluşturulmuş sözleşmeler biz emeklilere dayatılmaktadır. Konut ve ihtiyaç kredisi kullanan emeklilerden yasal zorunluluk olmadığı halde ve bilgi vermeden dosya masrafı, sigorta primi, yeniden yapılandırma ücreti gibi kesintiler yapmaktadırlar. Hesap işletim ücreti, hesap özeti ücreti, hesap kapatma ücreti gibi adlar altında yeni kazanç kanalları yaratmaktadırlar. Bilgi edinme yasasına aykırı olarak bankalardan istenen hesap ekstresi benzeri belgeler talep edildiğinde ayrıca ücret istenmektedir. Türkiye Bankalar Birliği bankalarla iş yapan emekli vatandaşı korumak yerine haksız rekabetin önünü açmakta, yargı kararlarına rağmen bu sömürü çarklarına hız kazandırmaktadır. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin kararlarına göre bankalarca alınan yıllık kredi kartı aidatı, dosya masrafı, yeniden yapılandırma ücreti gibi ücretlerin haksız bir kazanç olduğu tüketiciye iade edilmesi gerektiği belirtilmektedir. Yargının bu kararlarına rağmen bankalar bildiğini okumaktadırlar.
Bankalar bu gücünü siyasi iktidardan alıyor. Uygulanan neo-liberal sömürü, baskı politikaları bankaların böylesine cüretkar adım atmalarının zemin hazırlıyor. AKP emekliyi sosyal güvenlik haklarından yoksun bırakırken, devlet destekli bireysel emeklilik sistemi aldatmacasıyla emeklilik hakkını bankaların ve sigorta şirketlerinin insafına terk ediyor.
Halkevleri Emeklilik Hakkı ve Emekli Hakları Atölyesi bu haksızlığa sessiz kalamaz. Tüketici Hakları Derneği’nin 13-14 Mart 2013 tarihlerinde uygulayacağı bankaları boykot eylemini doğru buluyor ve destekliyoruz. Yürüttüğümüz haklar mücadelesinin önemli bir parçası olarak gördüğümüz bu eylemde, 13-14 Mart tarihlerinde bütün emeklileri bankalarda işlem yapmamaya çağırıyoruz.
Halkevleri Emeklilik Hakkı ve Emekli Hakları Atölyesi