Tuz Koktu! Hırsızlar dışarı, gazeteciler, akademisyenler, aydınlar, suyuna doğasına, kısacası onuruna, ülkesine, halkına sahip çıkanlar içeri…
Hukuk artık AKP’nin baskı ve zor siyasetinin doğrudan aracı olarak kullanılmaktadır. Bir yandan savaşı derinleştiren, operasyonlara devam eden AKP diğer yandan Kürt halkının demokratik alanda mücadele eden ve aralarında seçilmişlerin de bulunduğu binlerce temsilcisini KCK operasyonları ile tutuklamıştır.
Bu saldırı dalgalarının ardı arkası kesilmezken son olarak Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve gazeteci yazar Ragıp Zarakolu’nun da hedef alındığı ve tutuklandığı operasyon artık AKP’nin hiçbir sınırının kalmadığının göstergesidir. Prof. Dr. Büşra Ersanlı’ya yönelik İslamcı gazetelerde yer alan yayınlar; AKP’nin gayrimeşruluğu açık olan bu operasyon ve tutuklamalara ilişkin; kirli savaş tekniklerinden, hedef gösterme stratejisinden medet umduğunu göstermektedir.
AKP faşizmi Gerze’de termik santrale; Hopa’da HES’lere karşı mücadele edenleri; Ankara’da Metin Lokumcu için sokağa çıkanları; bir yandan Kürt halkının siyasi temsilcilerini diğer yandan gazetecileri, bu ülkede barış ve demokrasi mücadelesinden yana saf tutan aydın ve akademisyenleri tutuklama terörü ile karşı karşıya bırakmaktadır.
Uydurma iddianameler; halk örgütlerinin terör örgütü olarak damgalanması, aydın ve akademisyenler dahil olmak üzere AKP’nin gerici, faşist, piyasacı politikalarına karşı çıkan herkesin “terör konsepti”ne dahil edilerek yargılanması; aylarca, yıllarca açıklanmayan iddianameler ve tutukluluk süreleri AKP tarafından “olağan uygulamalar” haline getirilmeye çalışılmaktadır.
Ancak bunların hiçbiri demokratik bir ülkede “olağan” değildir! Üstelik AKP tüm bunları “demokratik anayasa” söylemini yükselttiği bir dönemde yapmaktadır. Açıktır ki AKP demokrasinin ve demokratik bir anayasanın kenarından bile geçemez. AKP faşizmi, hiçbir soruya, sorguya yer bırakmayacak biçimde ortadadır! AKP’nin savaşı kışkırttığı, savaş dışında her seçeneği ortadan kaldırmak üzere harekete geçtiği ortadadır! AKP’nin bu ülkede yaşanan tüm ölümlerden ve acılardan sorumlu olduğu ortadadır!
Ancak AKP faşizmi tutuklama terörü ile; medyası, yargısı ve kolluk güçleri ile bu ülkede hakları için mücadele edenleri, emek, demokrasi ve barış mücadelesi verenleri susturamayacaktır, durduramayacaktır! Bu da ortadadır! Ortak sözümüzdür!
AKP İktidarının her türlü muhalefeti “terör” kapsamına sokmasına yarayan Terörle Mücadele Kanunu kaldırılmalı, muhalefeti sindirme ve cezalandırma aracı haline gelen Özel Yetkili Mahkemeler lağvedilmelidir.
KCK operasyonları ve askeri operasyonlar derhal sona ermelidir!
Prof.Dr.Ayşe Berktay, Prof.Dr.Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu başta olmak üzere bu saldırılarla tutuklananlar derhal serbest bırakılmalıdır!
Kürt sorununda demokratik çözüm halkların iradesi tanınarak oluşacaktır, demokratik çözüm zemini acilen oluşturulmalıdır!
Ülkenin her parçasını faşizmin en kirli haliyle tanıştıran AKP’yi onur davasını yükselten yoksul emekçi halklarımızın mücadele gücüyle aşmaya söz verdik, sözümüzü tutacağız. Şimdi barış kavgasını yükseltmek ve yan yana gelmek zamanıdır.
Halkevleri Genel Başkanı
İlknur Birol