İstanbul’u tüccar zihniyetiyle yöneten Kadir Topbaş ve ekibi ulaşıma yaptıkları zammın hemen ardından “toplu ulaşım haftası” etkinliklerini duyurmaya başladılar. İstanbulluları balık istifi otobüs ve metrobüslerde yolculuk yapmaya zorunlu kılan, otobüs hattı vermedikleri mahallelerde isyan nedeni olan, halk için toplu ulaşım değil rant için 3. Köprü projesi yapan ve tüm bunların üzerine ulaşıma zam üstüne zam yaparak halkın ulaşım hakkını engelleyenler bu “göz boyama” etkinliğinde rahatça “boy” gösteremediler. Çünkü karşılarında ulaşım hakkını savunanları, Halkevcileri, halkın haklarını savunan mimar – mühendisleri buldular. Ulaşım hakkı lafını duymaya tahammülü olmayanlar sempozyum programını değiştirip salondan kaçmakla kalmayıp Halkevcilerin üzerine belediye görevlilerini ve polisleri saldırttılar.
Kurumsal olarak halkın ulaşım hakkını savunmak için Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “toplu ulaşım” sempozyumuna giden Halkevleri yöneticileri ve üyelerini gören Kadir Topbaş ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım sempozyum programını değiştirerek açılışa katılmamıştır. Bununla kalmamış halka açık bir etkinlikte ulaşım politikalarını eleştiren ve ulaşımın hak olduğunu söyleyen Halkevciler ve Politeknik Derneği üyesi mühendisler saldırıya uğramış ve gözaltına alınmışlardır. Saldırıya uğrayarak gözaltına alınanlar arasında resmi başvuru yaparak sempozyuma “delege” olarak katılan Halkevleri İstanbul Şube Başkanı Nuri Günay ve Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Semra Ocak da bulunmaktadır. Paranoyaklaşan kolluk güçleri Halkevleri ile hiçbir ilişkisi bulunmayan, sempozyumu izlemeye gelmiş iki lojistik öğrencisini sadece “tipleri” nedeniyle gözaltına almıştır.
Toplu ulaşım haftasında halkın sesinden korktular!
1-3 Aralık tarihleri arasını “toplu ulaşım haftası” ilan ederken İBB, İETT ve diğer ulaşım birimlerinin milyonlarca kişinin günlük akışını yöneterek “dünya çapında bir iş”e imza attığını duyurdular. Yıllardır İstanbul’u yöneten AKP zihniyetinin temsilcisi Kadir Topbaş aynı milyonların ulaşım hizmetlerinin niteliksizliğine, sağlıksızlığına, kar temelli fiyatlandırılmasına ilişkin sıkıntılarına ise kulak vermiyor. Ulaşım zammının geri alınması ve parasız ulaşım hakkı taleplerine ilişkin hiçbir adım atmıyor. Halkevleri üyeleri bu sempozyuma şu soruları sormak için katılmış ancak soru sorar sormaz susturulmak istenmiştir: “Dünya çapında bir işe imza attığını” savunanlar kamu hizmetini üretmek ve halka sunmakla mı görevlidirler yoksa onlar ulaşımı “kar elde edilecek” bir iş olarak ele alacak girişimciler midir? Gözleri hangi milyonları görmektedir? Sempozyumda irili ufaklı yüzlerce firma temsilcisi yer alırken, halkın sıkıntılarını anlatmak isteyenler neden bir sürek avıyla gözaltına alınmaktadır?
Topbaş nereye kadar kaçacak!
İstanbul’un başına harami kesilen Kadir Topbaş ve ekibine sesleniyoruz! Bizimle bunları konuşmaktan kaçamayacaksın. Hodri meydan! Toplu ulaşıma dair sorunları kapalı salon toplantılarında değil binlerce insanın yığıldığı metrobüs duraklarında tartışın! Besleyip büyüttüğünüz için önünüzde el pençe divan duran şirket temsilcileriyle değil yüreğiniz yetiyorsa aile bireylerinin okul ve işe gidişte harcadıkları para için maaşlarının yarısını veren asgari ücretlilerle tartışın! Ulaşım fiyatlarının yüksekliği nedeniyle mahallelerinden çıkamayan kadınlarla tartışın! Ulaşım hakkını savunan Halkevcilerle tartışın! Ama artık biliyoruz ki sizin halkla ulaşım politikanızı tartışacak yüzünüz yoktur. Bu nedenle ev sahipliğini yaptığınız sempozyumu terk ettiniz ama sonsuza kadar bizlerden kaçabilmenizin olanağı yoktur!
Evet, ulaşım zamlarının geri çekilmesi talepleri “parasız ulaşım” talebine döndükçe, Halkevleri’nin başlattığı sabah-akşam saatlerinde parasız ulaşım talebi yaygınlaştıkça, binlerce emekçinin örgütleri olan meslek ve emek örgütleri bu talebi yaygınlaştırdıkça korkuları artmaktadır. Daha önce parasız ulaşım isteyene “komünist illet” diyen başbakanı takip eden Kadir Topbaş 1 Aralık’ta emek ve meslek örgütlerinin belediye önünde parasız ulaşım talebiyle eylem yapması üzerine “bunlar ancak başka rejimde olur” diye açıklamaya yapmaktadır. Evet bizler “haramilerin saltanatını” değil insanca yaşadığımız, insanca ulaştığımız, haklarımızı aldığımız bir rejim istiyoruz, doğrudur korkunuzda haklısınız!
Büyükşehir Belediyesi’nin kar etmenin bir yolu olarak gördüğü ulaşım bizim için zorunlu bir ihtiyaç ve haktır. Bizler bu ülkenin emekçileri, öğrencileri, emeklileri, kadınları, işsizleri, halkın haklarını savunan Halkevcileri olarak bir kez daha söylüyoruz. İBB derhal ulaşım zammını geri çekmelidir! 3. Köprü projesi iptal edilmelidir! Sabah ve akşam işe geliş ve gidiş saatlerinde ulaşım parasız olmalıdır. Ulaşım haktır! Sadaka değil hakkımızı istiyoruz, alacağız! Sesimizden ve sorularımızdan korkuyorsanız şimdiden söyleyelim: İstanbul’da kabusunuz olmaya emekten yana tüm örgütlerle birlikte ulaşım hakkını savunmaya devam edeceğiz!