Geçtiğimiz Pazar günü Bozüyük’de İznik’te yaşananlar; geride kalan aylarda Trabzon’da, Seferihisar’da, Eskişehir’de tanık olduğumuz görüntüler; son derece tehlikeli bir tırmanışı işaret ediyor. Türkiye, gözünü kin ve nefret bürümüş kalabalıkların sokaklarda insan avına çıktığı, akıl ve vicdanın yerini sürü psikolojisine bıraktığı gerilimli bir dönemi yaşıyor.
“Vatandaş tepkisi” olarak adlandırılan ve bir anlamda “normalleştirilmeye” çalışılan linç eylemleri; gerçekte barış, kardeşlik, eşitlik temelinde insanca bir yaşama dair umutlarımızı karartmaya çalışan faşist, ırkçı provokasyonlardır !
Bu provokasyonların önceden planlandığı ve “titizlikle” örgütlendiği açıktır. Aynı Trabzon’da yaşananlar gibi; “birileri”, “ya batıdan tepki yükselirse” diyerek işareti vermiş; “birileri” tetikçiliği üstlenmiş; “birileri”, bozkurt işaretleri yaparak olay mahallinde toplanmış ve güvenliği sağlamakla yükümlü “birileri” de, saldırılar sırasında birden ortadan kayboluvermiştir.
Biliyoruz ki; ülkemizde barışa, kardeşliğe, eşitliğe düşman karanlık güçler yine sahnededir. Kan ve nefretle beslenen, yaşanan acılardan ve ölümlerden siyasi rant elde etmeyi umanlar sahnededir.
Geçmişte Maraş, Çorum, Sivas ve Gazi katliamlarını yaratanlar; vatanseverlik maskesinin arkasına sığınarak bu vatanı, bu vatanın çocuklarının kanıyla kirletmeye çabalayanlar sahnededir.
Ülkemizin yakın tarihinde apaçık görüldüğü üzere, emperyalist güçlerin tetikçiliğini üstlenerek aydınımıza gencimize kurşun sıkanlar, toplum içinde nefret tohumları ekerek sömürü ve yağma düzeni karşısındaki demokratik güçleri boğmak, suskun ve bölünmüş bir toplum yaratmak amacına hizmet edenler yine sahnededir.
Hiç kimse bizi, yaşanan linç olaylarının, halkımızın doğal bir tepkisi, bir hassasiyetinin ifadesi olduğuna inandıramaz. Yaşanan olaylardan çıkarı olan çeşitli odaklar, planlayıcısı ve uygulayıcısı oldukları kirli ve kanlı eylemlerini halkımıza ihale etmeye kalkışmasın !
Bizler sahnedeki aktörleri çok iyi tanıyoruz. MHP’nin ve “Ülkü Ocakları”nın başını çektiği faşist güruh, bu oyunda yine en ön saflarda görünse de; gerçekte onların arkasındaki aktörleri de, amaçlarını da biliyoruz. Sivil faşistlerin düğmeye basılınca harekete geçtiğine ve yine düğmeye basılınca durduğuna, en son Mersin-Trabzon provokasyonları olmak üzere defalarca tanık olan bizler, gerçek suçluları tanıyoruz.
Trabzon provokasyonunun ardından, Seferihisar’da, Ayvalık’da ve en son olarak Bozüyük’de ve İznik’de yaşananlar, “linç eylemleri”nin artık bir yönetim/iktidar enstrümanı olarak sıkça kullanılacağını göstermektedir. Emperyalizmle bütünleşmek için ülkemizde gerçekleştirilen darbelerin, 70 lerde NATO’ya bağlı “Gladio” teşkilatı kapsamında oluşturulan faşist çetelerin, bu çetelerin gerçekleştirdiği kitle katliamlarının ve kimin tarafından örgütlendiği geçtiğimiz günlerde bir üst düzey asker tarafından da itiraf edilen “Hizbul-kontra”nın tezgahçıları kim ise; son olayların arkasında da onlar vardır. Onlar, dört ay önce ırkçılara “Yürü ya kulum” diyerek provokasyonu başlatanlardır.
Hükümete, Genel Kurmay ve Cumhurbaşkanı başta olmak üzere bütün devlet yetkililerine sesleniyoruz !
Altı boş “sağduyu” çağrılarının artık bir anlamı kalmamıştır. Türkiye halkları arasında düşmanlığı körükleyen linç eylemlerini engellemeyenler; bizzat resmi idareciler ve kolluk güçleridir. Provokasyonu ve düşmanlığı pekiştirecek açıklamalar yapanlar; yine devletin en üst kademelerinden “yetkililer” dir.
Uyarıyoruz !
Demokratikleşme taleplerine karşı bir şantaj malzemesi olarak “iç savaş” ve “linç” kartlarının kullanılmasının sonucu bu topraklarda binlerce yıldır bir arada yaşayan halkların bir birine düşman edilmesi olacaktır.
Bu korkunç gidişin vebali, bu kirli siyaseti uygulayanların ve buna engel olmayanların boyunlarındadır !
Bu nedenle bizler Halkevciler olarak, “sağduyu” çağrısı yapmanın yeterli olduğuna inanmıyor; bu kirli ve kanlı oyunu bozmak için bütün demokrasi güçlerini göreve davet ediyoruz.
Halkevciler; faşizme, ırkçılığa ve gericiliğe karşı duruşundan, barış ve kardeşlik mücadelesinden asla taviz vermeyecektir.
Ülkemizi ve insani değerlerimizi eli kanlı çetelere ve onların iplerini tutanlara teslim etmeyeceğiz !
Kamuoyuna saygı ile duyururuz.
Av. Ender Büyükçulha / Genel Sekreter