Yalana, talana, hırsızlığa, zorbalığa ARTIK YETER!
Eşitlik, Özgürlük, Adalet İSTİYORUZ!
11 Ocak’ta Ankara'dayız!
11 yıldır halkın emeğini, ortak zenginliklerini, geleceğini beraberce yağmaladılar, kamusal hizmetleri sermayenin talanına açtılar.
11 yıldır yollarını beraber buldular. Beraber yürüdüler. Beraber yürüttüler. Beraber saldırdılar. Beraber öldürdüler. Beraber sömürdüler…
11 yılda onlar daha zengin, biz daha yoksul…
“Üç kat büyüdük, o da yetmez” dediler, iş asgari ücretliye gelince "846 lira yeter" dediler. Üç çocuk yap dedikleri işçiye “Kaynak yok” deyip ayda 846 lira verdiler.
Okul kapısında, hastane kapısında, otobüs kapısında önce para dediler. Ayakkabısız çocuklarla dolu ülkemizde evlerinden çıkan ayakkabı kutularına 11 bin 500 asgari ücretlinin maaşını sığdırdılar.
11 yıldır onlar yolsuz, biz işsiz…
Eşlerini, çocuklarını, yeğenlerini, eniştelerini “iş” sahibi yaptılar. 5 milyon kişiyi işsiz bıraktılar. Kendi ağızlarıyla söylediler; Cemaat ne istediyse verdiler. İşçinin emeğini, köylünün deresini, öğrencinin okulunu, hastanın ilacını, emekçinin evini elinden aldılar. Teşvik isteyen patronlara milyarlarca dolar verenler, hakkını isteyen işçiye gazla, copla, TOMA’yla saldırdılar.
Ülkeyi dev bir şantiyeye çevirip inşaat patronlarını, oğullarını, yeğenlerini zengin ederken yoksulu evinden, mahallesinden ettiler. Onlar villalarda yaşarken 40 günlük çocuğun camı kırık evlerde zatürreden öldüğü bir düzen yarattılar.
11 yıldır faiz lobisiyle, caiz lobisiyle el ele verdiler.
Aldığı maaşla geçinemeyen halkı bankaların kucağına ittiler. 2002’de bankalara tüketici kredisi borcu olan 1 milyon 655 bin kişi vardı, 2012’de bunu 13 milyon 231 bin kişiye, toplam borcu da 38 katına yükselttiler.
"IMF’ye borcu bitirdik" diye hava atarken, dev kamu işletmelerini satıp savdılar, parasını yediler. Dış borcu kat kat artırdılar. Ülkeyi 360 milyar dolar borçlandırdılar.
11 yılın sonunda yeni hazırladıkları bütçede aslan payını, halka karşı iktidarlarını korumakla görevlendirdikleri askere, polise, cezaevine verdiler. Her şeyimize dil uzatıp rüşvete ve soyguna gelince sesi kısılan Diyanet’in bütçedeki payını 4 kat artırıp 5,5 milyara çıkardılar.
11 yıldır onlar sefahat içinde yaşarken, bizim payımıza ölüm düştü.
Patronlar para ayırıp güvenlik almadığı için iş kazalarında 10 binin üstünde işçi öldü, “Güzel öldüler” dediler. Gezi Direnişi’nde 6 gencimiz öldü, “emri ben verdim, kahramanlık destanı” dediler. Uludere’de 50 lira cep harçlığı için kaçağa giden 34 genci bombalayanlara teşekkür ettiler. Ama milyon dolarları götüren kendi çocukları gözaltına alınınca, aynı polisleri bu defa çete ilan edip görevden aldılar.
11 yılda 15 bin muhalifi birlikte içeri tıktılar; aynı mahkemeler kendilerine dokununca feryat figan edip “adalet” yok demeye başladılar.
Hırsızlığın, adaletsizliğin, haksızlığın hesabını ancak haklarına sahip çıkan bir halk sorar. Biz sorarız.
Halkevleri olarak;
AKP’nin ve Cemaat’in el ele verip öldürdükleri gençlerimizin hesabını sormak için;
Talan ettikleri emeğimizin, kentlerimizin, mahallelerimizin, doğamızın hesabını sormak için;
En temel yaşamsal haklarımıza sahip çıkmak için;
Bu yalan, talan, hırsızlık ve zulüm düzenine karşı Eşitlik, Özgürlük ve Adalet için;
11 Ocak’ta KESK, DİSK, TTB, TMMOB’nin “Bozuk düzende sağlam çark olmaz” şiarıyla düzenlediği “Özgürlük, Barış, Demokrasi, Adalet ve Emek Mitingi”nde buluşuyoruz!
Oya Ersoy
Halkevleri Genel Başkanı