BASINA VE KAMUOYUNA
Filistin ve Lübnan’da insanlık yok ediliyor. Savaş Filistinli çocukları, Filistinli anneleri sadece evsiz barksız, yersiz yurtsuz bırakmakla kalmıyor. Ne zaman, nerede düşeceği belli olmayan bombaların altında ölümü bekleyen halk bir lokma ekmekten yosun, ilaçsız susuz en temel ihtiyaç maddelerine hasret yaşamaya ve direnmeye çalışıyor.
Halkevci yürekler ezilen halklar nerede olursa orada çarpar.
Halkevleri olarak yoksulluğun ne demek olduğunu çok iyi bilen halkımızı Filistin ve Lübnan halklarının mücadelesini desteklemeye ve dayanışmaya çağıran bir kampanya başlattık. Kampanyamız sadece ilaç, su, gıda maddeleri gibi maddi desteklerle sınırlı değil. Kampanyamızda ülkemizi de ateş çemberi içerisine alan Condolezza Rice’in pervasızca söylediği gibi Orta Doğu haritasının yeniden çizilmesinin ne anlama geldiğini halkımızla tartışacağız. Bir Orta Doğu ülkesi olan Türkiye için kurulan tuzakları, emperyalizmin yeni liberal saldırılarla ne yapmak istediğini ortaya koyacağız.
İslami kesimlerin timsah gözyaşları ile devlet ve hükümet desteğini de yanlarına alarak olayı özünden saptırdıklarını emperyalizmin ezilenlere ve emekçilere dönük yüzünü gizlercesine sorunu Müslümanların mağduriyetine indirgediklerini biliyoruz. Bu nedenle kampanyamızın savaşa karşı sol bir muhalefetin oluşmasına ve bu eksende bir mücadele programının gelişmesine katkı sunmasını da amaçlıyoruz. Kampanyamızı tüm ilerici devrimci güçlerin kampanyasına dönüştürmek istiyoruz. Emperyalizmin ve işbirlikçi bölge hükümetlerinin her türlü engellemelerine karşın bunu başarabilecek birikim kararlılık ve gücümüzün olduğuna inanıyoruz.
Bugün buradan tüm dostlarımıza yüreği barıştan ve insanlıktan yana çarpan tüm kişi ve kurumlara başlattığımız “Yaşasın Filistin, Filistin Yaşasın” kampanyamıza katılmaya çağırıyoruz.
Kampanya boyunca onbinlerce bildiri dağıtılacak, afişlemelerle halk kampanyaya katılmaya çağırılacak, kent merkezlerinde ve mahallerde değişik kitle ekinlikleri gerçekleştirilecek, halk yürüyüşleri, film gösterileri ile kampanyamızın zeminini genişletmeye çalışacağız. Dayanışma etkinlikleri kapsamında ilaç, çocuk maması ve kuru gıda toplanarak Filistin ve Lübnan’a ulaştırılacaktır.
Girdiğimiz her evde, yürüdüğümüz her sokakta, ilaç için, su için, un için, kapısını çaldığımız her yerde İsrail’le tüm anlaşmaların feshedilmesini, Türkiye’den işgale asker gönderilmemesini, Türkiye’deki ABD üslerinin derhal kapatılmasını halkımızla birlikte haykıracağız.
YAŞASIN FİLİSTİN, FİLİSTİN YAŞASIN
Abdullah Aydın
Halkevleri Genel Bşk.
**************
YAŞASIN FİLİSTİN FİLİSTİN YAŞASIN
ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin tetikçisi İsrail Filistin’de ve Lübnan’da büyük bir insani ve maddi yıkım gerçekleştirdi.
Temmuz ayında başlayan saldırılarda şimdiye kadar binden fazla insan hayatını kaybetti ve ölenlerin % 30’u çocuklardan oluşuyor.
Bu savaş, bu katliam din- medeniyet savaşı diye yutturularak dünya halklarının ilgisi azaltılmaya çalışmaktadır. Diğer taraftan şeriatçı kukla Arap rejimleri de bunu sadece din savaşı gibi sunarak kendi soyguncu krallıklarının sürdürülmesine yarar hale getiriyorlar. Filistin ve Lübnan halklarının geleceğinin yok edilmesine seyirci kalıyorlar.
İsrail’in terör saldırılarının, emperyalist ülkelerce “kendini savunma hakkı” olarak görülmesi onların iğrenç adalet anlayışını gözler önüne seriyor.
Bir tarafında emperyalist ülkeler, İsrail ve işbirlikçi kukla Arap rejimleri, diğer tarafta yoksulluğa mahkum edilmiş halklar var. Dini siyasete alet eden gelenekten gelen AKP hükümeti ve başbakan ise katliam karşısında sıradan bir vatandaş gibi sızlanarak sorumluluklarını gizlemeye çalışıyor.
Oysa; israil’le askeri anlaşma imzalayanların başında, bugünlerde İsrail’e karşı mitingler düzenleyen Saadet Partisi’nin lideri ve Tayyip Erdoğan’nın hocası Necmettin Erbakan gelmektedir. İsrailli iş adamlarıyla gece yarıları iş bitirenler AKP’li bakanlardır. İsrail’in tetikçiliğini yaptığı Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir ortağı da AKP hükümetidir. AKP ve diğer devlet birimleri İsrail’i sözde kınıyor gerçekte ise askeri, siyasi işbirliğini devam ettiriyor.
Başbakan, İsrail’in saldırılarının daha ikinci gününde Barış Gücüne asker göndermeyi önermiştir. Bu da gösteriyor ki Irak’a asker gönderme tezkeresini halkın tepkileri karşısında Meclisten geçiremeyen AKP şimdi yeni maceralara hazırlanıyor. Emperyalistlerin Büyük Ortadoğu Projesine tetikçilik yapmak tekelci sermayeye askerlerimizin kanı üzerinden rant sağlamaya hevesleniyorlar. İsrail’in katliamları karşısında aciz kalan ve hiçbir şey yapamayan, açıkça ABD’nin emperyal saldırganlığını meşrulaştıran bir organ olmaktan öteye gidemeyen Birleşmiş milletler kararına dayanarak dahi olsa Türk askeri hiçbir yere gönderilmemelidir. Son yaşananlardan da biliyoruz ki artık BM bir karar almışsa bu Amerikanın istediği içindir.
Başbakana ve diğer devlet organlarına sesleniyoruz ikiyüzlü söylemleri bırakın. Barış isteyenlerin, Filistin’e ve Lübnan’a gerçekten sahip çıkanların talepleri bellidir.
Çünkü bu katliama seyirci kalmak, bölgemizin karanlığa sürüklenmesine seyirci kalmak ve çocuklarımıza karşı suç işlemektir.
Bizler Halkevciler olarak Lübnan ve Filistin halkının yanında olmak ve onlarla dayanışmak için, bulunduğumuz her yerde bu günden itibaren Filistin ve Lübnan’lı kardeşlerimize göndermek üzere yardım toplayacağız. Çünkü gün Filistin ve Lübnan Halkı için direnme günü, bizim içinde direnişe ortak olma ve dayanışma günüdür. Bizler bir yandan kapı kapı sokak sokak yardım toplayacağız, bir yandan da sahte gözyaşı döküp sızlananların ama işbirliğine devam edenlerin yakasına yapışacağız. Buradan tüm halkımızı kampanyaya destek olmaya çağırıyoruz. Bir kutu ilaç bir paket kuru gıda, bir paket çocuk maması ile kampanyaya destek verin.
YAŞASIN FİLİSTİN, FİLİSTİN YAŞASIN
YAŞASIN HALKLARIN DAYANIŞMA VE KARDEŞLİĞİ
Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı
İlknur Birol