Vakit TAMAM! Omuz omuza direneceğiz, kazanacağız! Eşit, özgür, laik, barış içinde bir ülke kuracağız!

Çar, 09/05/2018 - 11:35
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

İçinde bulunduğumuz baskın seçim süreci, on altı yılda ülkemizi her anlamda derin bir çöküşün içine sürükleyen Erdoğan-AKP iktidarının siyasal iflasının bir sonucudur. 24 Haziran baskın seçim kararı, esas olarak Erdoğan iktidarını güvence altına almaya yönelik bir hamledir. Vakit “T A M A M” dır, bu hamle, Türkiye demokrasi güçleri tarafından “omuz omuza” karşılanmalı, ülkemizin içine sürüklendiği bataktan çıkması için Erdoğan iktidarına son verilmelidir.

Sorun Erdoğan-AKP iktidarında, çözüm soldadır

Bugün ülkenin yaşadığı toplumsal, politik, ekonomik yıkıma çözüm, ne bu yıkımın 16 yıllık sorumlusu Erdoğan-AKP iktidarı, ne de sağ “alternatifleri”dir. Çözüm, yıkımın temelini oluşturan neoliberal programa, emperyalizm işbirlikçiliğine, siyasal İslamcılığa, kadın düşmanlığına, şovenizme ve Kürt sorununda çözümsüzlük politikasına esastan itirazı olan bir seçenektedir, soldadır.

Asli görevimiz, bu enkazı kaldırıp ülkeyi yeniden kurmak; bunun için emeğin kolektif çıkarlarını, kadın özgürlüğünü, laikliği, eşitliği, özgürlüğü ve barış talebini içeren devrimci bir program etrafında ülkenin tüm demokrasi güçlerini, halkı seferber edecek bir mücadele çizgisini örgütlemektir. Seçim sürecinin nasıl geçirileceği de sandık tutumu da bu görevi temel alan ve sandık sonrasını gören bir perspektifle ele alınmalıdır.

Bu ülke, görünümü Erdoğan diktatörlüğü biçiminde olan bir “tek adam rejimi” ile yönetilemez, izin vermeyeceğiz.

24 Haziran’a giderken sokaktayız!

Halkevleri, 24 Haziran’a giderken sokakta olacaktır. Erdoğan iktidarının gayrimeşruluğunu, işsizlikten eğitimdeki çöküşe, savaş siyasetinden kadınlara yönelik baskının tırmanışına ülkede yaşanan yıkımdaki sorumluluğunu teşhir edecek; eşitlik, özgürlük, laiklik ve barış taleplerini gündemleştiren bir eylem çizgisi izleyecektir. İfade, propaganda, örgütlenme, basın ve eylem özgürlüğünün aktif savunusu ile Türkiye halkının Erdoğan iktidarına karşı olan iradesini özgürce ifade edeceği bir seçim ortamı yaratılması için mücadele edecektir. Erdoğan iktidarının borazanı medyayı teşhir edecek ve devlet olanaklarının seçimde iktidar lehine kullanımına karşı duracaktır. Sandık tutumundan bağımsız olarak tüm demokratik halk güçleri ile omuz omuza Erdoğan iktidarının muhalefete yönelik saldırı, baskı ve tehditlerinin bertaraf edilmesi için mücadele edecek, 24 Haziran sonrasını da gören ortak mücadele zeminleri kurmaya çalışacaktır.  

Erdoğan yenilmeli, AKP-MHP ittifakı geriletilmelidir!

24 Haziran’da sandıkta halkın Erdoğan diktatörlüğünü reddetme iradesini göstermesi, AKP-MHP ittifakının geriletilmesi eşit, özgür, laik, barış içinde bir ülke kurma mücadelesini güçlendirecektir.  

Bu bakımdan sandık zemininde demokratik muhalefet için ilk hedef Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turunda yüzde 50’nin altında bırakılması ve AKP-MHP ittifakının Meclis çoğunluğunu almasının engellenmesidir. Tablo açıktır. Bu sonucu elde etmek ve kazanmak mümkündür.  

Cumhurbaşkanlığı birinci tur seçimine giderken Erdoğan cephesini zayıflatacak, Erdoğan iktidarı karşısındaki halk iradesinin sandığa güçlü biçimde yansımasını sağlayacak bir tutum izlenmeli, Türkiye halklarının “omuz omuza” direnme ve “birlikte kazanma” iradesi güçlendirilmelidir.

HDP barajı geçmelidir

Meclis dağılımını belirleyecek genel seçimler için de tablo netleşmiştir. Erdoğan’ın Meclis’te kaybetmesi için HDP barajı geçmelidir. Siyasal partiler tarafından yapılan ittifakların ardından İYİ Parti, Saadet Partisi, MHP, BBP ve hatta DP bile Meclis’te yerini almakta, anti-demokratik seçim barajı ise sadece HDP’nin karşısına dikilmekte ve Kürt halkı Meclis’te siyasi olarak temsil edilememe riski ile karşı karşıya bırakılmaktadır. HDP’nin baraj engelini aşması Meclis’te demokratik temsilden yana olan her Türkiyeli seçmenin sorumluluğu, AKP-MHP ittifakının Meclis çoğunluğunu almasının engellenmesinin ise temel koşuludur. Aksi takdirde AKP-MHP ittifakı mecliste çoğunluğu kazanarak moral ve siyasi üstünlükle cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerine girecek, Kürt halkını dışlayan bu tablo Erdoğan iktidarı lehine bir durum yaratacaktır. Demokrasi güçleri bu ülkede geleceği, demokrasiyi, bir arada yaşamı, kardeşliği inşa etmeye dair iradesini göstermeli, Kürt halkının Meclis’te temsili sağlanmalıdır. Halkevleri, demokrasi mücadelesinin bir gereği olarak ve AKP-MHP ittifakının Meclis’te çoğunluk olmasını engellemek üzere barajı aşması için HDP’yi destekleyecektir.

Açık ki 24 Haziran baskın seçim sürecinde adaletsizliğin en önemli simgelerinden biri de cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın haksız tutukluluğudur. Demirtaş, derhal özgür bırakılmalıdır. Demokratik muhalefetin içinden bir isim olarak Demirtaş’a verilen destek, milyonların temsilcisi olmasına rağmen siyaset yapma hakkının sınırlanmasında kendisini gösteren baskı siyasetine yönelik tepkiyi görünür kılacaktır.

Seçim sürecinde, bugüne kadar çeşitli dönem ve gündemlerde Erdoğan iktidarına karşı mücadelenin içinde yer alan geniş demokrat halk kitlelerinin tutumlarında belirleyici olan CHP ve HDP temsilcileri de söylem ve pratiklerini belirlerken cumhurbaşkanlığı ikinci turunu ve Erdoğan iktidarına karşı verilmesi gereken ortak mücadeleyi göz önünde bulunduran ve  halkın “birlikte kazanma” duygusunu büyüten bir sorumlulukla davranmalıdır.  Bu koşulda 24 Haziran-8 Temmuz sürecinin Erdoğan tarafından kirli araçlarla manipüle edilmesini engellemek, Erdoğan’ın karşısındaki demokrat adayı desteklemek üzere güçlü bir ortak tutum örgütlemek mümkün olacaktır. İkinci turun kazanılması ancak Erdoğan iktidarına “hayır” diyen halk güçlerinin moralli ve sokak gücünü de elinde turan bir bütünlük sağlaması ile mümkündür.

Halk TAMAMlayacak

7 Haziran seçimlerinden sonra Meclis çoğunluğunu sağlayamayan Erdoğan-AKP iktidarının seçim sonuçlarını kabul etmeyerek hangi baskı, yıldırma ve savaş ortamı yaratma oyunlarına başvurarak ülkemizi yeniden seçime götürdüğü ve 16 Nisan referandumunun sonucunu hile ile belirlemesi hafızalarımızdadır. Mesele sadece sandıkta “kazanmak” değil kazanımı yani halkın demokratik iradesini koruyabilmektir. 24 Haziran akşamı da halkın büyük çoğunluğunun kendisinin karşısında olduğunu gören Erdoğan iktidarının başvuracağı her tür hile, seçimi yok sayma, baskı ve anti-demokratik siyasi manevralarını da omuz omuza boşa çıkartmayı hedefleyen bir öngörü ve hazırlık ile davranmak, meydanı boş bırakmamak demokrasi güçlerinin sorumluluğudur. Halkevleri bu konuda üzerine düşen sorumluluğu alacaktır. 

Bu memlekete sözümüz var. Eşit, özgür, laik barış içinde bir ülkeyi kuracağız! Erdoğan yenilecek, halk kazanacak!

Özgürlük, eşitlik, laiklik ve barış için omuz omuza!

Faşizme karşı omuz omuza!

Memleket için omuz omuza!

Dilşat Aktaş - Nuri GünayHalkevleri Eş Genel Başkanları

 

Dilşat Aktaş - Nuri Günay

Halkevleri Eş Genel Başkanları