“Başkanlık sistemi” ya da “partili başkanlık” adı altında fiili diktatörlüğün kurumsallaştırılma adımlarının hızlandırıldığı, mezhepçilik ve milliyetçilik temellerine oturtulan gerici-faşist bir rejimin güvencesi altında kadın düşmanlığının; vahşi kapitalizme özgü emek sömürüsünün; yolsuzlukların; kentlerin ve doğanın yağmasının; başta Kürtler olmak üzere Suriye halkına, Alevilere yönelik savaş politikalarının; sola, bilim insanlarına, gazetecilere yönelik saldırıların tırmandırılarak sürdürüldüğü bir dönemden geçiyoruz.
AKP/Saray iktidarı tarafından diktatörlüğün kurumsallaştırılması için gaza basıldığı bir süreçte gerçekleştireceğimiz 24. Genel kurulumuz; faşizm, gericilik ve savaş üzerinden yükselen, sermayenin sömürü programını dizginsizce uygulayan çürümüş diktatörlüğe karşı eşitlik,özgürlük, demokrasi, barış ve laiklik mücadelesinin ihtiyaçlarını ve programını tartışacağımız bir genel kurul olacaktır.
Şiarımız “Diktatörlüğün karşısında BİZ VARIZ!”
Biz; bu ülkede çalmayan, çırpmayan, emeğiyle geçinen, onuruyla yaşayan emekçileriz.
Biz; Yaşamlarımızın gericilikle kuşatılmasına karşı özgürlüklerimiz için isyanı örgütleyen kadınlarız.
Biz; Doğanın, kentlerimizin, derelerimizin, ormanlarımızın, zeytinliklerimizin, okullarımızın, yaşam alanlarımızın yağmalanmasına karşı direnenleriz.
Biz; Üniversitelerimizde AKP destekli cihatçı örgütlenmeleri barındırmayan üniversiteli gençleriz.
Biz; Bu ülkenin laikleri, Alevileri, solcuları, sosyalistleriyiz.
Artık Kral çıplak, saflar net!
Bir tarafta rantçılar; fırsatçılar; kadın düşmanları; işçi düşmanları; katliamlardan, savaştan beslenenler; tecavüzcülerin, çocuk istismarcılarının bile arkasında dizilmekten imtina etmeyenler; her türlü pisliklerini, çürümüşlüklerini dini ideolojileriyle meşrulaştırmaya çalışanlar.. diğer tarafta eşit, özgür, laik, demokratik bir ülkede yaşamak isteyen milyonlar... Gericilik üzerinden yükselen diktatörlüğü durduracak tek güç de burada. Önemli olan kendi safımızı harekete geçirecek çizginin oluşturulması, mücadele hattının, yol ve yöntemlerinin belirlenmesi.
İslamcı gericiliğin yarattığı toplumsal tahribatlar, laiklik karşıtı icraatlar, kadın düşmanı politikalar, mezhepçilik, demokrasi karşıtı uygulamalar, emek karşıtı politikalar, toplumsal barış umudunu imha eden savaş çizgisi, AKP karşıtı blok içerisinde yeni dönemin sinir uçları; karşı bloğun kriz alanlarını, bizim için ise mücadele dinamiklerini oluşturuyor.
Tam da bu nedenle gerek genel kurula giderken gerek genel kurul günü gericiliğe ve faşizme karşı mücadele; artık sınırlarımızın içinde yaşanan bir savaş haline gelen Suriye savaşı ve Kürt halkına karşı yürütülen savaş; kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesi ana tartışma konularımız olacak.
Ayrıca biliyoruz ki AKP bir sınıfın, sermaye sınıfının programının uygulayıcısı. Sermayenin yağma, talan ve sömürü programını gericiliği kurumsallaştırarak sürdüren diktatörlüğe karşı işyerlerinde, kentlerimizde, mahallelerimizde, yürüteceğimiz hak mücadeleleri AKP’nin arkasında saflaştırılan emekçi kitlelerde önemli gedikler açacaktır. Zonguldakta maaşları ödenmediği için kendilerini yerin altına kapatan madencilerin aileleri gibi... HES’lere karşı direnen köylüler gibi.. Barınma hakkına sahip çıkan kent yoksulları gibi...
Diğer yandan Haziran isyanından çıkardığı dersle karşıtlarını “Kürt savaşı” ile politik olarak parçalayarak, faşizmle, katliamlarla, her türlü baskı ve zor yöntemini pervasızca kullanarak sindirerek diktatörlüğünü kurumsallaştırmaya çalışan Saray iktidarına karşı mücadele ve örgütlenme tüm bu mücadele dinamiklerinin birleştiği ana siyasal hattımızı oluşturacak.
Diktatörlükle mücadelenin, onun çizdiği sınırlar içerisinde muhalefet ederek olmayacağı açık. Mücadele programını belirlemek kadar önemli olan, bu ülkenin sosyalistleri olarak bizlerin bu diktatörlüğü yıkma iddiasını kuşanmasıdır. Ve tüm mücadelesini bu hedef üzerinden belirlemesi, karşısına çıkan her tür engeli aşma kararlılığı göstermesidir. Halkevleri Genel Kurulu bu kararlılığın genel kurulu olacaktır.
Sonuç olarak Halkevleri olarak, Erdoğan eliyle Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en köklü dönüşümünün yapılmaya çalışıldığı bu dönemde gerçekleştireceğimiz genel kuruldan diktatörlüğe karşı topyekün bir direnişin yaşamın her alanında ve anında örgütleneceği bir mücadele programı ile çıkacağız.
Gericilik, faşizm ve erkek egemenliği üzerinden yükselen diktatörlüğe karşı mücadelemiz, yeni bir ülkeyi kurma iddiamızdır. Eşitliğin, özgürlüğün, kardeşliğin, laikliğin düzenini biz kuracağız.
Evet! Diktatörlüğün karşısında BİZ VARIZ!
Yeniyi yarattık. Yaratmaya devam edeceğiz… yine yaratırız.
Oya ERSOY
Halkevleri Genel Başkanı