İsrail’in Gazze’deki katliamına ve AKP hükümetinin işbirlikçi tutumuna karşı tepkiler yoğunlaşırken Trabzon’dan gelen bir eylem haberi sol açısından tehlikeli bir eğilimi gözler önüne serdi.
“Filistin Bizi Sordu, Geleceğim Dedim” sloganıyla 4 Ocak Pazar günü gerçekleşecek mitingin katılımcıları arasında AKP, MHP, BBP, Saadet Partisi gibi gerici faşist partilerin yanı sıra CHP, DSP ve ÖDP gibi sol/sosyal demokrat partiler de yer alıyor. Mitinge destek veren imzacı “sivil toplum kuruluşları” arasında ise bir tarafta KESK, İHD gibi demokratik kurumlar diğer tarafta da Ülkü Ocakları, Alperen Ocakları, Anadolu Gençlik Derneği gibi faşist-gerici örgütlenmeler dikkat çekiyor.
Kafalar iyice karışmış, aşure çorbaları birbirine karışmış
Bir dönem savaş karşıtı mücadelede İslamcılarla ittifak yapmayı prensip haline getiren liberal sol daha sonra da “darbe” olasılığına karşı bu kesimlerle sokaklarda boy göstermişler, 12 Eylül savunucularıyla kol kola “öz-öz-özgürlük” talep etmişlerdi. Benzer şekilde CHP, DSP gibi partiler de 22 Temmuz genel seçimlerine kadar AKP’ye karşı MHP ile ittifak halinde görülmüşlerdi.
Trabzon’da gelinen noktada solun her iki sapmasının tek bir alanda buluşması dikkat çekiyor. Hrant Dink’in öldürülmesiyle ile ilişkisi apaçık olan bir partiyle; Maraş, Çorum, Sivas gibi bir çok katliama imzasını atan parti ve örgütlerle “katliam protestosu” yapmanın solculukla nasıl bağdaştırıldığı bilinmiyor.
İsrail ile askeri işbirliğinin en kritik imzalarını atan Refah Partisi’nin, İsrail ile hava savunma alanında işbirliğini geliştiren AKP hükümetinin Filistin halkına karşı işlediği suçların unutturulmaması için çabalaması gereken solcuların, bu kesimlerle kol kola eylem yapması kafa karışıklığını aşan bir şuursuzluk örneği olarak tarihe geçiyor.
3 ay önce ABD-İsrail-Türkiye ortak hava tatbikatıyla, Gazze’ye ölüm yağdıran katil pilotların Türkiye semalarında eğitimine olanak veren; İsrail’e sipariş ettiği uçaklarla bu ülkenin hava gücüne Türkiye’nin kamu kaynaklarını sunan; İsrail’in ısrarlı talebi sonucu Lübnan’a asker gönderen AKP hükümetinin işbirlikçi tavrını protesto etmesi gereken solcuların, ortak mitingle “cinayet işbirlikçiliğini aklama” şaşkınlığına düşmesi affedilir bir hata gibi görünmüyor.
AKP döneminde İsrail ile sıkı fıkı ekonomik ilişkiler geliştiren MÜSİAD gibi sermaye örgütleriyle ortak bir eylem yapmak ise emperyalist-Siyonist saldırganlığın sınıfsal özünün hiçbir şekilde anlaşılmadığını gösteriyor.
Faşizmin ve gericiliğin karanlık dünyasına hapsedilmeye çalışılan Trabzon’da, solun Filistin konusunda ilerici sol güçlerle ortak hareket ederek emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı geniş bir cephe örgütlemek yerine gerici faşist işbirlikçileri temize çıkaracak bu hatada ısrar edip etmeyeceği bilinmiyor.