Yurdumun mutlu günleri mutlak gelen gündedir...

Pt, 26/04/2010 - 01:00
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Selam olsun 2007, 2008 ve 2009’da Taksim Meydanı için gazlara, coplara aldırış etmeden direnenlere.  

Selam olsun Taksim’de devlet işçilere saldırırken “her yer Taksim”  diyerek Türkiye’nin dört bir yanında isyan bayrağını açanlara. 

Valiliğin 1 Mayıs’ı insansızlaştırılmış Çağlayan Meydanı’na hapsetme çabalarına karşı, her türlü engellemelere rağmen fermanları yakıp 2004’te Saraçhane’ye çıkanlara selam olsun.  

Selam olsun 1996’da kontrgerilla saldırısında Kadıköy’de kaybettiklerimize…  

Selam olsun 1989’da Taksim Meydanı’na girerken katledilen emekçi Mehmet Akif Dalcı’ya ve selam olsun 1990’da Dalcı’nın yolunda Taksim’i zorlarken polis kurşunuyla felç edilen Gülay Beceren’e…  

Selam olsun 1977’de Taksim’de yitirdiklerimize, selam olsun 1978’de meydanı  boş bırakmayıp kontrgerilladan hesap sormak için Taksim’e çıkan yüz binlere…  

Başımız dik, alnımız ak… Emekçiler direndi ve kazandı… AKP iktidarı Taksim’i resmi olarak da 1 Mayıs alanı olarak tescil edilmek zorunda kaldı!  

1 Mayıs mücadelesinin hepimize öğrettiği tek bir şey var: Birleşirsek, direnirsek, kazanırız... 

Taksim’i kazananlar için şimdiki görev 1 Mayıs’ı işçi sınıfının tarihine, ideolojisine ve politik gücüne yakışır bir tarzda kutlamaktır. Çünkü  1 Mayıs “ancak bu böyle gitmez” diyenlerin bayramıdır”… 

Son bir yılda “ancak bu böyle gitmez” diyenler “güvenceli iş ve insanca yaşam” kavgasında önemli adımlar attılar. Taşeron sağlık emekçileri, Tekel işçileri, Marmaray işçileri, Samatya hastanesi işçileri, itfaiye işçileri, İSKİ işçileri güvenceli iş talebinin yükseldiği ve yer yer kazanımların da sağlandığı direnişlerinden sadece bir kaçı… Halkevciler başta olmak üzere insanca yaşam mücadelesi verenler, ulaşımdan barınmaya, su hakkından parasız eğitime ve sağlığa, engelsiz bir yaşam hakkından ormanlarını, sularını savunmaya, hak mücadelelerini yükselttiler.  

Şimdi ülkenin dört bir yanında neoliberal ve gerici AKP iktidarını sarsan gerçek gücü, halkın hak mücadelelerini 1 Mayıs’a taşıma zamanı. Hak mücadeleleri bayrağını “AKP’ye kul, sermayeye köle olmayacağız” sloganıyla yükseltmenin zamanı. Tüm darbe kurumlarını, halka karşı baskı kurumlarını “ele geçirerek” kendi iktidarı ve sermayenin çıkarları için yenileyen, 12 Eylül Anayasası’nı  da bu amaçlara uygun hale getiren iktidara meydan vermeme zamanı. AKP’nin “açılım”, “demokratikleşme”, “özgürlük” kılığına sokmaya çalıştığı her girişimin ayrımcılığa, otoriterliğe, faşizme, gericiliğe ve savaşa yol verdiğini göstererek, özgürlüğün, eşitliğin, barışın gerçek yolunu göstermenin zamanı.  Çünkü 1 Mayıs“Gün gelir gün gelir zorbalar kalmaz gider…” diyenlerin bayramı. 

Kısacası, şimdi hak mücadelelerini, çoban ateşlerini emekçilerin yeni bir yaşam, yeni bir ülke, yeni bir dünya özlemiyle bütünleştirme zamanı… Bu özlemin üretenin yöneten olmasıyla hayata geçeceğini haykırmanın, daha da açık bir ifadeyle daha gür sesle “sosyalizm” demenin zamanı… Çünkü 1 Mayıs “devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı”…

2010 1 Mayıs'ında bu şanlı yolda yürümekten onur duyan bizler alanlarda olacağız...

Ankara, Kocaeli ve İstanbul 1 Mayıs 2010'da Taksim'de olacak.

Bursa, Eskişehir, İzmir, Muğla, Antalya, Mersin, Niğde, İskenderun, Hatay, Sivas, Zonguldak, Sinop, Samsun, Giresun, Trabzon, Rize-Pazar, Hopa, Artvin olmak üzere toplam 20 noktada Halkevciler kendi kentlerindeki meydanlara hak mücadelelerinin gür sesini taşıyacaklar...

Yolumuz açık olsun...

İlknur Birol

Halkevleri Genel Başkanı