Doğayı Talan Yasalarını uygulatmayacağız!

Per, 10/02/2011 - 17:30
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu bugün (10 Şubat Perşembe) düzenlediği basın açıklamasıyla AKP iktidarının çıkardığı Yenilenebilir Enerji Kanunu’nu ve meclis gündemindeki Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasa Tasarısı’nı protesto etti

Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu, “Uyarıyoruz! Doğayı Talan Yasalarını Uygulatmayacağız” pankartı arkasında Galatasaray Lisesi önünde bir araya geldi. “Tabiatı yok eden yasaya hayır”, “AKP elini doğadan çek”, “Su yaşamdır satılamaz” sloganlarıyla başlayan eylemde ilk konuşmayı Özge Ozan yaptı.

Konuşmasında siyasal iktidarın emeği güvencesizleştirme ve doğayı talan etme yasaları için, sermayenin çıkarları için Meclisi çalıştırdığını ifade eden Ozan,  bugün tüm Türkiye’de emekçilerin ayağa kalkmasına rağmen torba yasayı Meclis’e getiren AKP iktidarının Yenilenebilir Enerji Kanunu’na eklediği madde ile doğa talanının önünü açtığını; Meclis gündeminde olan Tabiat ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasa tasarısının ise bu talan politikalarının bir diğer ayağı olduğunu vurguladı. Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu’nun ve vadilerinde doğayı sermaye saldırısına karşı korumak için direnenlerin yasalara, saldırı kararlarına karşı direneceğini tüm saldırıların bu direnişle durdurulacağını belirtti.

Çevre düşmanı Çevre Bakanı Veysel Eroğlu’nun bugün Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde doğamızı, yaşamımızı, üniversitemizi sermaye talanına açamayacaksınız; üniversitemizin kapıları doğa katliamcılarına kapalı diyen ülkenin onurlu üniversitelilerinin; Öğrenci Kolektifleri’nin eylemine polisin saldırdığını duyuran Ozan;  bu saldırıyı protesto ettiklerini, mücadele edenleri saldırılarıyla engelleyemeyeceklerini ifade etti.

Orman ve tarım alanlarının yok edilmesinin yolu açılıyor

STHP adına basın açıklamasını okuyan Kızılca Yürür ise Yenilenebilir Enerji Kanunu’nun (YEK) süratle meclisten geçirildiğini, ek bir önerge ile koruma alanlarının (milli parklar, muhafaza ormanları, yaban hayatı geliştirme sahaları ve doğal sit alanları)nın enerji bahanesiyle şirketlere açıldığını, koruma alanlarının yok edecek bir adım atıldığını, HES projelerinin önüne çıkan yasal engellerin kaldırılmak istendiğini vurguladı. Yürür, açıklamada “Hali hazırda ülke topraklarının yarısında tam yüzde 54'ünde maden arama lisansları dağıtılmış durumdadır. Şu an mecliste görüşülen Tabiatı ve Biyoçeşitliliği Koruma Yasası ile maden şirketlerinin orman ve tarım alanlarını yok etmesinin yolunu açmak hedeflenmektedir” dedi.  

Yürür Tabiatı ve Biyoçeşitliliği Koruma Yasası’ndaki Tohumculuk Yasası’nı destekleyen içeriğe dikkat çekerek yasayla ilaç tekellerinin çıkarlarının gözetildiğini dile getirdi.

Yürür açıklamasını şu sözlerle bitirdi; "SİT alanlarında ve Milli Parklarda, suların akışını değiştirecek ve bu suların beslediği yaşama son verecek HES ve barajlara izin vermeyeceğiz. Doğal Koruma alanları burada yaşayan canlıların ve halkların çıkarları hiçe sayılarak, dönüştürülemez ve kullanıma açılamaz. Bu, ülkemizdeki doğal yaşamın sonunu getirecek, dönüşü olmayacak derecede yıkıcı bir adım olacaktır ve bu adımı yasal düzenlemelerle desteklemekten çekinmeyen hükümet, bizim hükümetimiz değildir, ancak sermayenin hükümeti olabilir."