Ankara Hopa Davası'nın 2. duruşması bugün yapıldı. Eşkıyalar mahkemeye yakalarında Sivas'ta katledilenlerin fotoğraflarıyla girdi. Davacı olan Emniyet personeli duruşmaya katılmadı. Dava 19 Haziran'a ertelendi.
Ankara'daki Hopa Davası bugün Ankara Adliye'sinde Sivas Davası'nın hemen ardından yapıldı. Davacı Emniyet görevlilerinden 3'ü mazaret göstererek kalanı ise mazaretsiz davaya katılmadı. CHP grubundan milletvekilleri davayı izleyenler arasındaydı.
İlk savunmayı yapan Avukat Ayhan Erdoğan "Türkiye'de saldırıya uğrayanların yargılanıp, saldıranların zamanaşımıyla serbest bırakılmasının iki örneğini yaşadık. Zamanaşımından dolayı üzüntü içindeyiz. Bu dava da Metin Lokumcu'nun öldürülmesinin ardından üzüntü içinde olanların davası" diyerek başladı. İzmir'de karakolda yaşanan işkencenin görüntülerini mahkeme heyetine sunan Erdoğan, "Polis hep saldırmakta. Hep darp etmekte ama polis hakkında soruşturmalar açılmamakta. Halkın ensesinde boza pişiriyorlar" dedi. Avukat Erdoğan, "AKP önünde basın açıklaması neden yapılamaz? CHP önünde yapılabiliyor. Bu polis AKP'nin polisi midir?" diye sordu. Sözlerine "Bu dava AKP'nin Hopa'daki karşı çıkışı hazmedemeyip, hesaplaşmasıdır. Olay bu çocukların ölen birine sahip çıkması, Hopa'da da HES'lere karşı çıkmasıdır. Hesaplaşma yargı üzerinden yapılmaktadır" diyerek devam eden Erdoğan derhal beraat istediklerini belirtti.
Avukat Arzu Becerik ise, Metin Lokumcu'nun gaz bombasıyla öldürüldüğünün TTB raporuyla kanıtlandığını aktardığı savunmasında, "Soruşturmada gaz kullanımı gündeme getirilmek istenmedi" dedi. Becerik, "Polisin gaz kullanımında ayarı, ölçüsü yoktur. Tek ölçü polisin hırsıdır. Verilmek istenen mesaj şudur: 'Sokağa çıkıp eylem yaparsanız ölebilirsiniz.' Bir insanı öldüren polislerin yargılanmayıp, buunu protesto edenlerin yargılanması toplumdaki karşıtlıkları keskinleştirir" dedi.
Daha sonra yine gaz bombalarıyla ilgili söz alan Avukat Emre Baturay Altınok polisin gaz kullanımına ilişkin örnekler verdiği savunmasında şöyle konuştu: "Olaydan sonra ne kadar gaz kullanıldığını sorduk. Yanıt: 'Yetkili amirin belirlediği kadar' oldu. Mahkemeden de bu soruların sorulmasını talep ediyoruz."
Avukat Ender Büyükçulha ise görevsizlik talep etti. Büyükçulha bu davanın meşruluğu sorgulanan özel yetkili mahkemede görülmesinin neden olduğunu anlamadığını söyledi. Bir dönem Halkevleri Genel Sekreterliği, bir dönem Genel Başkan Yardımcılığı yaptığını söyleyen Büyükçulha, "Ben bir terör örgütü yöneticisi miyim? İktidara duyulan tepkinin yeri Özel Yetkili Mahkeme midir?" diye sordu.
Avukat Deniz Özbilgin "Davadaki sanıkların okumuş insan olduğunu söylemiştik. O nedenle bu davayla birlikte yargılanarak kitap ve yayınların da verilmesini talep ediyoruz" dedi.
Davaya verilen yarım saatlik aranın ardından Mahkeme Heyeti; görevsizlik talebinin daha önce görüşüldüğüne ve kararının verildiği için yeniden görüşülmesine yer olmadığına, davaya gelmeyen emniyet görevlilerine celp gönderilmesine ve yasal haklarının hatırlatılmasına, ne kadar biber gazı kullanıldığının sorulması talebinin reddine, kitapların geri verilmesinin reddine ve davanın 19 Haziran 2012'ye ertelenmesine karar verdi.