Sayın Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, 

Yeni üniversite öncesi eğitim sistemimiz, ki hemen her yasadan çok çok daha önemli olduğunu düşünüyorum, ülke açısından, Türkiye toplumu açısından çok ciddi, yaşamsal boyutta sorunlar içermektedir. Konunun uzamanlarınca birçok yerde yazılanları toparlarsak: 

1) Eğitim fakültelerinin, konunun diğer uzmanlarının, 
2) Bu eğitim sisteminde yer alan öğretmenlerin ve onların örgütlerinin, 
3) Üniversite hocalarının, yazarların, sanatçıların, 
4) Bu okullara çocuğunu gönderen anne babaların, 
5) Bu okullarda eğitim gören öğrencilerin, 
6) Ana muhalefet partisinin, diğer partilerin, 

GÖRÜŞLERİ dikkate alınmamıştır ve 

7) DİĞER inanç, din ve mezhep sahiplerinin, 
8) Bu ülkenin DİĞER insanlarının, 

büyük kısmının görüşü alınmamış ya da görüşleri, istekleri dikkate alınmamış, konu yeterli ve doyurucu boyutta toplumun tüm kesimlerinde tartışılmamış, görüşülmemiştir. 

4+4+4 böyle yasalaşmıştır. Bunun altının oldukça kalın çizilmesi gerekir. 

SAKINCALARI NELERDİR?: 

Eğitim yönünden: 

1) Okul öncesi eğitimde olması gereken 5 yaş grubu ilk 4 yıla (ilkokul grubu’na) dahil edilmişdir, çoçuklarda sağlık sorunları yaratacağı aşikardır, 

2) 8 yıllık zorunlu eğitim uygulaması ile kazanılan 6,5 yıl olan ve gittikçe artan okulda bulunma süresini tekrar geri çekecektir, belki 3 yıla kadar indirecektir, 

3) Çocukların ilk 4 yıldan sonra iş gücü olarak kullanılmasına yol açacak, işçi çocuk haline getirebilecek, ucuz çocuk işçi yaratacak, çocuk sömürüsünü ve tacizini artıracaktır, 

4) Kız çocuklarda okullaşma oranını ciddi boyutta düşürecektir, çocuk gelinler yaratacaktır, 

5) Toplumun eğitim seviyesini olması gereken seviyeden aşağı seviyelere düşürecektir, 

6) Özellikle yoksul kesimin çocuklarının eğitim seviyesini, yaşam becerisini çok çok düşürecektir, 

7) Dershanelerin artmasına yol açacaktır, eğitimdeki ticarileşmeyi artıracak, besleyecektir, 

İnanç ve bilim yönünden: 

8) Aynı kefeye konmuş olan inanç ile bilimin çatışmasını, üstünlük kavgasını yaratacaktır, hem inanca hem bilime büyük zarar verecektir. Unutmayalım her inaçtan çocukların bulunduğu bir yerdir bu okullar, imam hatipler gibi homojen değildir. Yine unutmayalım, bunlar çocuktur, her şeyi hemen oyuna çevirirler, ateizmle dalga geçerken inançla da, kendi inancından başka inançlarla da dalga geçebilir, geçecektir. Önemli sayıda gelişmiş ülkede okullarda öğrenci, öğretmen üstünde ya da etrafta/ortalıkta dini simgelerin görünmesinden kaçınılması için alınan caydırıcı tedbirlerin, dini simge gayri teşvikinin nedenini düşünmek gerekir. Tarih boyunca nefret, kin, düşmanlık duygularının nasıl yaratıldığını ve beslendiğini de düşünelim! Bu uygulama sonuç olarak Türkiye toplumunun en önemli çimentosu olan laiklik ilkesini çok ciddi bozacak, yok edecektir, 

9) “Kuran” ve “peygamberin hayatı” dersleri sadece bir dinin sadece bir mezhebinin yorumu ya da DEVLETİN RESMİ yorumu olacağından devletin inançlar arasında ayrımcılık yapması anlamına gelecektir. 

(Bu dersleri böyle tek anlayıştan ve yaklaşımdan sunmak, kitlesel şıranga, kitlesel dikte etmek öğretmek darlıktır, Kuran'a ve Peygamber'e saygısızlıktır. Kuran ve Peygamber onlara inanan herkesin onları sevdiği ve anladığı gibidir, Allah bu ayrıcalığı tek tek kullarına vermiştir. Bu zenginliktir ve bahşedilmiştir.) 

Bu durumda devlet mezhep ayrımcılığı yapıyor olacaktır. İnançlara eşit mesafede, tarafsız LAİK DEVLET uygulamasına aykırıdır. 

Sonuç olarak inanç açısından, DİĞER inançlara saygısız , inanç asimile edici/yok sayıcı, ayrımcı, MEZHEPÇİ, insana saygısız, çarpık, toplumu CAHİLLEŞTİRİCİ, toplumu bölücü bir eğitim yasası ya da canavarı yaratılmak üzeredir!!! Ülkeyi ve toplumu parçalayıp darmadağın edecektir demek kesinlikle abartmak değildir, bu ihtimal çok yüksektir... 

TÜRKİYE buna layık değildir, bu ulkeyi ve insanını seven herkesin bu yasanın hayata geçmesini önlemek GÖREVİDİR! 

Bu ülkeye, bu topluma, çocuklarına, inancına, bilimine kıymayalım lütfen!!! 

Bir değeri olabilir umuduyla, durum nacizane, kendi açımdan bilgi ve görüşlerinize saygıyla sunulur, 

Prof. Dr. Zülfü Aşık 
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi