Barınma Hakkı Meclisi 17 Ağustos depreminin yıldönümü nedeniyle bir basın metni yayınladı. 13 yıl önce yaşanan depremin hala unutulmadığının vurgulandığı açıklamada rant odaklı kentsel dönüşüm projelerinin sonlandırılması istendi.
Açıklamanın tam metni şöyle;
“Afet”, “deprem”, “risk”, “kentsel dönüşüm” gibi kelimeler bundan 13 yıl önce Ağustos’un 17’sinde yaşanan depremin ardından sıkça tekrarlanır oldu.
17 Ağustos 1999 günü yaşanan deprem bizden 50 bin canı aldı, 100 bine yakın yurttaşımızın yaralanmasına neden oldu. 600 bin civarında insanımız evsiz kaldı.
Bu rakamlar 17 Ağustos 1999’dan sonra yeni rakamlara bıraktı kendini. Yeni depremler, yeni afetler, yeni ölümler, yeni evsizler.
Bizim için acıyı ve öfkeyi ifade eden bu rakamlar AKP’nin belediye başkanları, valileri, bakanları, milletvekilleri için ise rantı ve hırsı ifade eder oldu.
Bu rant ve hırs o kadar büyük ki; Arızlı’da depremden etkilenen yurttaşlarımıza hibe edilen konutların gasp edilmesine kadar vardı.
Depreme karşı önlem almak, gerekli yatırımları gerçekleştirmek için hepimizden zorla alınan deprem vergileri duble yollara yatırıldı, “birileri” zengin edildi.
Depreme ve afetlere savaş açtık diyerek çıkardıkları kentsel dönüşüm yasaları binlerce insanı evinden etti, borçlandırdı, inşaat tekelleri zengin edildi.
Kentsel Dönüşüm Yasaları yetmedi “Riskli alanların dönüştürülmesi” adı altında büyük bir talan ve vurgunu sağlayacak “Afet yasası” çıkarıldı.
“Depreme riskli yapıları yıkacağım, yerine güvenli konutlar inşa edeceğim” diyerek oluşturdukları TOKİ; büyük bir inşaat tekeline dönüştü; yapılan evler ise insanların ölümüne neden oldu.
Dere yatağına ev olmaz diyerek yıktıkları gecekonduların yerine TOKİ evleri yapıldı ama ilk büyük selde onlarca insanımız yaşamını yitirdi.
AKP’nin attığı her adım yüzlerce insanın felaketine neden oldu.
Deprem, sel ve benzeri doğa felaketleri karşısında “Allah’ın takdirine” sığınan AKP, önleme gelince cebini düşünmekten geri adım atmadı.
17 Ağustos’ların yaşanmaması için AKP’nin toplanan deprem vergilerinin nereye gittiğini, bugüne kadar afetlere karşı neden herhangi bir önlem almadığını cevaplamalı,
Samsun’da dere yatağında bulunan gecekonduları “riskli yapı” diyerek yıkan, yerine ise TOKİ bloklarını diken, yaşanan ilk selde zemin ve giriş katlarını su basıp onlarca yurttaşımızın ölmesine neden olan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın neden cezaevinde olmadığını, halen görevinin başında olduğunu cevaplamalı.
Cevaplamak yetmez, başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bütün sorumlular hakkında adli işlem başlatılmalıdır.
Bu konuda bizlere düşen görev sorumluların peşini bırakmamakla birlikte yeni afetlere yol açacak olan rant odaklı kentsel dönüşüm projelerini durdurmak olacaktır.
Barınma Hakkı Meclisi