Hatay Halkevi’nin çağrısıyla bir araya gelen yüzü aşkın barış yanlısı halk toplantısında buluştu
Hatay’ın birçok ilçesinden ve ayrı ayrı 17 mahalleden gelen halk, Hatay Halkevi’nin düzenlemiş olduğu “Savaş Değil Barış, Kentimizde Huzur İstiyoruz” başlıklı halk toplantısında buluşarak Suriye gündemini ve Suriye’deki olayların kente nasıl yansıdığını ve çözüm yollarını belirledi.
Hatay Halkevi Başkanı Eylem Mansuroğlu’nun açılış için yaptığı bir konuşmayla başlayan toplantıda Hatay’ın Yayladağı, İskenderun ve Antakya ilçelerinden gelen katılımcılar bulundukları yerden Suriye’deki olayları değerlendirdi.
Toplantı sırasında söz alan katılımcıların konuşmaları şu şekilde oldu:
4-C’li Tekel işçisi İmam Yargıcı “Ben Hatay’a Samsun’dan geldim. Buraya gelirken bana Hatay’ın hoşgörü, kardeşlik ve barış kenti olduğunu söylediler. Fakat son zamanlarda Suriye’de yaşanan olayların kente yansımasına baktığımda kentin bu misyonunun yavaş yavaş yok olduğunu görmeye başladım” diye konuştu. Aynı zamanda kentin birçok yerinde muhaliflerle yaşadığı sorunlara değinen Yargıcı, Reyhanlı’da, muhaliflerin yerleşim alanlarını doldurduğu için Reyhanlı Meslek Yüksek Okulu’na okuma amaçlı gelen öğrencilerin ev bulamadığını ve bunun gibi sorunların çok fazla olduğunu belirtti.
Hatay merkezden katılan Lümeys Dede 12 Eylül’de Hatay’da valinin yasaklamalarına karşı yapılacak olan büyük yürüyüşe değinerek şunları aktardı: ‘’Önümüzde bir 12 Eylül süreci var. Bu süreci 1 Eylül’deki mitingden daha iyi örgütlersek işte o zaman valiye gereken cevabı vermiş oluruz” dedi. Dede sözlerine şöyle devam etti: “Sadece demokratik kitle örgütleriyle değil, meclis içerisindeki kendisine ilerici diyen partileri de bu yürüyüşe katarak onların da ellerini taşın altına sokmalarını sağlamalıyız.”
İskenderun’dan katılan Eğitim-Sen çalışanı Fatoş Zayıf: “İskenderun’da da muhalifler gün geçtikçe çoğalıyor. Henüz halk bu durumun tehlikesini hissetmiyor ve bizim halkımızda başına gelmeden harekete geçmemek gibi kötü bir alışkanlık var. Bu durumu ise en kısa zamanda çözmeliyiz. Bu tip barış çalışmaları yaygınlaştırılmalıdır.”
Yayladağı’ndan gelen bir katılımcı: “Yayladağı’nda ilk başta halk muhaliflerin gelmesinden şikayetçi değildi. Fakat yaşanan hırsızlıklar, tacizler ve taşkınlıklar halkı rahatsız etmeye başladı. Artık kendi sokaklarımızda rahat rahat dolaşamıyoruz. Oradaki halk bilinçsiz ve ne yapacağını bilmiyor. Buradaki demokratların ve ilericilerin orada da bugünkü gibi bir toplantı yapması gerekiyor.”
Konya’da öğrencilik yapan Antakyalı bir öğrenci: “Ben kentimi, arkadaşlarıma hoşgörü kenti olarak tanıttım. Fakat dün Konya’dan hocalarım geldi ve kentin durumunu gördüklerinde şaşırdılar ve bu beni çok utandırdı.”
Hatay Alevi Kültür Derneği temsilcisi: “Kentteki yaşanan olaylar sadece alevileri değil tüm Hatay halkını ilgilendiriyor. Bizim tüm Hatay halkı olarak bu olaylara tepki göstermemiz gerekiyor. Aynı zamanda bir hukuk bürosu oluşturmalı ve yaşanan olayları belgelemeliyiz.”
Adana Halkevi üyesi Yasin Aytaç: “Hatay’da yaşanan olaylar Maraş’taki olaylarla benzerlik gösteriyor. Bu yaşanan süreçte ülkenin dört bir yanında yaşanan olayları biliyoruz. Malatya’da Alevilere yönelik saldırılar, başka illerde Alevilerin evlerin işaretlenmesi, cemevlerine yapılan saldırılar AKP zihniyetinin sokağa yansımasıdır. Hatay’daki olayların Maraş’taki olaylara benzememesi için halkın örgütlenmesi ve olabilecek herhangi bir faşist saldırıya karşı birlik olması gerekiyor.”
Antakya’dan katılan ve SSK hastanesi civarında oturan bir başka katılımcı: “SSK hastanesi civarında oturuyorum. Bu yaz SSK hastanesi acil servisi kapatılmaya çalışıldı. Fakat halkın tepkisi üzerine bu yapılamadı. Eğer halk buna tepki vermeseydi acil servisle beraber tüm servisler kapatılıp Özgür Suriye Ordusu’nun hizmetine verilecekti. Bunu başaramayınca kooperatif ortasında bu amaçla bir apartman kiralandı ve hastaneye çevrildi. Şu an bu amaçla kullanılıyor. Aynı zamanda Hatay Devlet Hastanesi’nde yaralı olan paralı askerler orada çalışan genç doktorlara ve hemşirelere tacizde bulunuyor. Bizler ise sağlık hizmetinden yararlanamaz olduk. Bu sorun sadece belli bir kesimin değil tüm Hatay halkının sorunudur. Bu soruna karşı tüm Hatay halkı birlik olmalıdır.”
Toplantının ardından Hatay’da geniş çaplı barış temalı bir çalışma programı oluşturulmasına karar verildi. Çalışma kapsamında barış temalı bir futbol turnuvası düzenlenmesine, mahallelerde barış konulu söyleşiler yapılmasına, “Savaş değil barış, kentimizde huzur istiyoruz” talepli afiş çıkartılmasına, yayın ve internet blogunun hazırlanmasına karar verildi.
Toplantıda ayrıca bir imza kampanyası düzenlenmesine karar verildi. İmza metninde şu taleplerin yer alması konuşuldu:
- Askeri kamplar kapatılsın,
- Paralı askerler, eli kanlı katiller, El-Kaideciler sınırdışı edilsin,
- Mülteci kampları halkın denetimine açılsın.
- Sınır kapılarının kapanmasıyla kepenk indirecek seviyeye gelen esnafın kredi, SSK, Bağ-Kur borçları silinsin,
- AKP ABD’nin taşeronluğundan vazgeçsin.