Ankara Mamak’ta eşi tarafından katledilen Zülfü’nün davası gerçekleşti. Ankara Kadın Platformu Adliye önünde bir basın açıklaması yaptı.
Zülfü, 17 Eylül günü Ankara Mamak’taki evinde eşi tarafından 7 kere kurşunlanarak katledildi. Zülfü’nün katledilmesi ile ilgili davanın görülmesine Ankara’da başlandı. Zülfü için bir araya gelen Ankara Kadın Platformu 10.30’da Ankara Adliyesi önünde önce basın açıklaması yaptı, ardından duruşmayı izlemek üzere mahkeme salonuna geçti.
’Katilin değil, yaşam hakkı mücadelemizin yanında olun’
“Zülfü’nün katili kocası. Tahrik değil, taammüden cinayet” yazılı pankart taşıyan kadınlar adına basın açıklamasını Emel Ekin okudu. Kadına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin artmasının en önemli nedenlerinden birinin iktidarın kadın düşmanı politikaları olduğunu belirten Ekin, yargının da bu konuda kadınları değil, erkekleri koruyan kararların arttığını belirtti. Kadın dayanışmanın önemine dikkat çeken Ekin, kadın sığınaklarının artırılması, kadına yönelik şiddeti engelleyen yasaların hayata geçirilmesi yönünde somut adımlar atmaya çalıştıklarını ifade etti.
Zülfü ile ilgili davada da savcının, Zülfü’nün kocasından yana taraf olduğunu ve haksız tahrik indirimi istediğini hatırlatan kadınlar, “Kadınların yaşam hakkını değil, aileyi koruyan zırva düzenlemelerden vazgeçin. Tacize ve tecavüze uğrayan kadını yargılamaktan artık vazgeçin ve adaletin, gerçek adalet olmasını sağlayın. Zülfü’nün cinayeti “töre saiki” ile hafifletilmeye çalışılmaktadır. O nedenle namus cinayeti değil apaçık tasarlanmış cinayettir. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için bugün bir adım atın ve Zülfü’yü öldüren kocasının yanında değil, biz kadınların yaşam hakkı mücadelesinin yanında olun” çağrısı yaptı.
’Tek sorumlu kadını değil, aileyi koruyan Fatma Şahin’dir’
Ekin’in ardından basın açıklamasına katılan milletvekilleri söz aldı. BDP Kars Milletvekili Mülkiye Birtane, erkek egemen sisteme karşı cinsel, ulusal ve sınıfsal olarak ezilen kadınlar, dayanışma ve mücadele ile bu sistemi sonlandırmayı hedeflediğini söyledi. Bugüne dek önemli bir mesafe kat ettiklerini belirten Birtane, basın açıklamasında taşınan “Erkek vuruyor, devlet koruyor” dövizinin savcının iddianamesinde de görülebileceğine dikkat çekti.
CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur Fatma Şahin’in aileden değil, kadından ve kadına yönelik şiddetten sorumlu bakan olması gerektiğinin altını çizdi. Onur, “Lüks otel odalarından, konferans salonlarından mesaj vererek bu şiddete son veremezsiniz. Bakan Fatma Şahin ve tüm AKP’li kadın milletvekilleri, mecliste kadına yönelik şiddetle ilgili araştırma önergelerine yüzleri kızarmadan ‘hayır’ oyu veren bütün kadın milletvekilleri bu adliye kapısına gelmediği, sokaklarda kadınlarla yürümediği müddetçe biz her gün yeni Zülfü vakaları yaşayacağız” dedi.
CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlı Aka da şiddet konusunda kabinedeki tek kadın bakan Fatma Şahin’in çalışmalarının bir halkla ilişkiler etkinliğinden öteye gitmediğini vurguladı. Kadına yönelik şiddeti sonlandırma ile ilgili yasal düzenlemenin adının son anda “Aileyi koruma ve şiddeti önleme” adına dönüştüğüne dikkat çeken Aka, birey olarak kadının ailenin içerisinde eritilmesine, kadının adının silinmesine tepki gösterdi.
Aydın, yazar ve sanatçılar Zülfü davasında adalet istiyor
Basın açıklamasında son sözü Halkevleri Kadın Sekreteri Dilşat Aktaş aldı. Aktaş, kadına yönelik şiddete ve Zülfü’nün katledilmesine ilişkin aydın, yazar ve sanatçıların imzaladığı metni okudu. Aktaş metne imza veren isimleri şöyle sıraladı: Ayşen Gruda, Bennu Yıldırımlar, Ceren Moray, Deniz Türkali, Elif Ergezen, Eylem Yıldız, Feryal Öney, Güzin Çorağan, Handan İpekçi, İlkay Akkaya, Jülide Kural, Mizgin Müjde Arslan, Nergis Öztürk, Nur Sürer, Pınar Aydınlar, Türkü Hazer.
Eyleme katılan kadınlar “Kadına yönelik şiddete son!” yazılı kokartlarla duruşma salonuna geçti.
Katil şaşırdı, mahkeme heyeti düzeltti
Saat 10.50'de başlaması gereken duruşma saat 13.30'da başladı. Mahkemede Zülfü'nün katili Musa Öztürk, "haksız tahrik" indiriminden yararlanmak amacıyla çok sayıda iddia ortaya attı. Eşinin kendisini aldattığını ve tartışmalarda hakaret ettiğini öne süren Öztürk, eşi yüzünden psikolojik bunalıma girdiğini ve cinayeti de bu sebeple işlediğini iddia etti.
Savunmanın ardından Öztürk'ün çok sayıda olay ve tartışmaya tanıklık ettiğini söylediği oğlu Seçkin Öztürk tanıklık yaptı. Babasının beyanlarına paralel bir ifade veren Seçkin Öztürk, avukatların sorduğu soruları yanıtlarken ise farklı ve çelişkili sözler sarf etti.
Duruşmada savcının ve mahkeme heyetinin Musa Öztürk'ten yana bir tavır takınması da dikkat çekti. Savcı, "haksız tahrik indirimi" isterken, mahkeme heyeti de özellikle kadın avukatların savunmasına fırsat vermezken Musa Öztürk’ün çelişkili ifadelerini avukatının müdahaleleri ile düzetltmeye çalıştı. Duruşma sonunda Zülfü'nün telefon dökümlerinin istenmesi, katilin değil, maktulun yargılanır hale geldiğinin bir göstergesiydi. Kadın avukatlar mahkeme heyetinin tutumuna tepki gösterdi.
Mahkeme Musa Öztürk'ün tutukluluğunun devamına, davanın ise 24 Ocak'a ertelenmesine karar verdi.
Ayrıca Adliye önünde yeniden Zülfü’nün katili kocası ile karşılaşan kadınlar, ellerindeki şemsiyeyi göstererek “kadın düşmanı Musa Öztürk biz kadınlara hesap vereceksin, iki elimiz yakanda olacak” dediler. Bunun üzerine güvenlik güçleri Musa Öztürk’ü hızlıca araca bindirerek, Adliye önünden uzaklaştırdılar.