Yaklaşan Su Sorununa Karşı Ankaralılar Harekete Geçti!

Ct, 07/07/2007 - 08:00
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

4 Temmuz Çarşamba günü Mimarlar Odası Ankara Şube’de bir araya gelen Ankaram Platformu’nun gündeminde “su” vardı. Çeşitli meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarının katıldığı toplantıda Ankara’da seçimler sonrası beklenen susuzluk ve bununla ilgili acil eylem planı tartışıldı. 
Daha önce pek çok sebeple bir araya gelen, Ankara’nın sorunlarını kendine sorun edinen Ankaram Platformu su sorununun görünür hale gelmesi sonucu geçtiğimiz haftalarda yaptığı toplantılarda su sorununu masaya yatırdı. 
Mimarlar Odası Ankara Şubesi adına toplantıyı yürüten M. Ali Özgün su sorununu küresel ısınmaya havale eden zihniyetin insanları yağmur duasına çıkarmadan önce sorunun nereden kaynaklandığının tespit edilmesi gerektiğini vurgulayarak, sorunun asıl muhataplarının ASKİ ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek olduğunu ifade etti. 
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) tarafından yaptırılan Temmuz 1995 tarihli Master Plan Raporuna ya da Ocak 2002 tarihli Ankara Su Temini Projesi Gerede Sistemi Revizyon Fizibilite Raporuna veya bizzat ASKİ tarafından Yüksek Projeye hazırlatılan rapora bakıldığında su sorununun asıl sorumlularının kim olduğunu ortaya çıktığının vurgulandığı toplantıda, Belediyenin Ankara’ya Kızılırmak’tan su getirme projesinin yanlışlığı üzerinde duruldu. 

Hazırlanan raporlara göre Ankara'nın su sorununun 2027 yılına kadar Gerede sistemi projesi ile çözülmesi, projenin birinci aşamasının da 2003 yılına kadar tamamlanması öngörülüyor. Buna göre, Kızılırmak projesi ancak 2027'den sonra hayata geçirilebilir. Kızılırmak projesinin geç devreye sokulmak istenmesinin nedeni ise, nehre akıtılan kanalizasyon, tarım ilaçları ve sanayi atıklarını arıtabilecek yeterli teknolojik donanımının şu an için mevcut olmamasıdır. 
Melih Gökçek tarafından alelacele inşasına başlanan proje ise, söz konusu alt yapı eksikliğinden yoğun kirlilik içerdiği gibi, diğer projelere oranla yüzde 27,5 daha pahalı. 
Ankara’nın su sorununun bundan 2 yıl önce tespit edildiğinin belirtildiği toplantıda, durumun kimi siyasi çevreler tarafından siyasi ve ekonomik rant amaçlı kullanıldığı, bu sebeple sudan gelen paranın suya değil, köprülü kavşak ve yollara harcandığı böylelikle susuzluğa gebe bir kent ortamının nasıl yaratıldığı anlatıldı. 
Toplantıda halkın temel haklarının yoksunluğunu kendine rant olarak geri döndüren bu zihniyetin Ankara’da hayata geçirdiği başlıca uygulamaları da değerlendirildi. Buna göre, 
kiralanan tankerlerle kentin bahçe ve park sulamalarının ücret karşılığı belediye tarafından yapılmasını öngören bu uygulamanın başlıca hedefinin belediyeye kazandıracağı rantın yanında, yaklaşan susuz günlere de psikolojik hazırlık olduğu ifade edildi. Ayrıca bundan önce bilinçsiz su tüketiminin önüne geçmek için halı yıkamayı yasaklayan, yıkayana para cezası kesen Melih Gökçek ve ekibinin bu uygulamasının yoksul mahallelerde yaşayanları temizlikten mahrum bıraktığı ancak lüks otellerin jakuzilerinde ve bahçelerinde harcanan suyun hesabını sormadığını, böylelikle su ihtiyacının eşit kullanımının önüne geçildiği vurgulandı. 
Toplantıya katılan Mamak Halk Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Arif Kandemir, Mamak-Araplar Mahalle halkının, yıllardır su ihtiyacını mahalledeki kaynak suyundan karşıladığını ancak, bölgenin 2006 yılında kentsel dönüşüm proje alanına girmesi sebebiyle, su kaynağının ASKİ tarafından üzerine beton dökülerek kapatıldığını söyledi. Söz konusu sorun, toplantı bileşenleri tarafından, su kıtlığının yaşanacağı öngörülen şu günlerde acilen çözülmesi gereken bir durum olarak ele alındı. Buna göre, su kaynağından alınan suyun analizlerinin sonuçlarına göre de bölge halkının yeniden kullanımına açtırılmaya karar verildi. 
Susuzlukla savaşın başlayacağı bir döneme girildiğinin üzerinde duran Çayyolu Platformu başkanı Engin Uç, Kızılırmak su tahlillerinin kötü çıkmış olmasına rağmen projenin hayata geçirildiğini ve durdurulamadığı sürece de kirli su yüzünden halkın çeşitli salgın hastalıklarla karşı karşıya kalacağını ifade etti. Uç, “Bu zihniyet yüzünden susuyoruz, susuz kalacağız.” dedi. 
Toplantıya Halkevleri - Halkın Hakları Forumu - Su Hakkı Atölyesi Çalışma Grubu adına Su ve Kanalizasyon Çalışanları Derneği (Suka-Der), Şehir Plancıları Odası (ŞPO) ve Halkevleri temsilcileri de katıldı. Yaptıkları atölye çalışmalarıyla su hakkını bilince çıkarmaya çalıştıklarını, sorunu kamusal alana uygulanan yıkım politikaları etrafında değerlendirmek gerektiğini ifade ettiler. Ayrıca sorunu bir yönetim sorunu olarak ele almak gerektiğini belirterek yaklaşan seçimler öncesi hiçbir siyasi partinin su politikasının olmadığını, burada yapılacak çalışmaların hedeflerinin arasında halkın taleplerini örgütleyecek politikalar üretmek olması gerektiğini söylediler. 
Ankara’da yaşanacak su kesintilerinin seçim sonrasına bırakılmasının arkasında yine siyasi rant güdüldüğü, halkın mağduriyetinin ekonomik çıkara çevrildiği, çok somut yerel örneklerle ifade edilen toplantının sonucunda Ankaram Platformu bugüne kadar harcadığı performansın üzerine çıkılması ortak fikri ile, seçimlerden önce sorunu muhataplarının yüzüne atılacak bir tokat gibi görüp, çalışmalarını güçlendirmeye karar verdi. 
Temmuz ayının ortasında “su” konulu bir panel yaparak, yaklaşan su sorununun ne olduğu ve nasıl mücadele edilmesi gerektiği konusunda görüşlerin paylaşılacağı ve değerlendirileceği, ardından sonuçlarının kamuoyuna duyurulacağı kitlesel etkinlikler düzenlemeye karar verildi. 
*Sendika.org