Sosyalist aydınların, akademisyenlerin, gazetecilerin, sanatçıların ve kurum temsilcilerinin yer aldığı 100 kişinin imzasıyla yayımlanan metinde emeği çalanlara, kentleri, doğayı, laikliği, kardeşliği, özgürlükleri yok etmeye çalışanlara karşı sokakta direnme ve sandıkta HDP’den yana tercih yapma çağrısı yapıldı. Metnin, önümüzdeki günlerde ortak imzaya açılacağı duyuruldu.
1 Kasım’da yapılacak seçimler öncesi aralarında aydınların, akademisyenlerin, gazetecilerin, sanatçıların ve kurum temsilcilerinin yer aldığı 100 kişi ortak bir metin kaleme alarak emeği çalanlara, kentleri, doğayı, laikliği, kardeşliği, özgürlükleri yok etmeye çalışanlara karşı sokakta direnme ve sandıkta HDP’den yana tercih yapma çağrısı yaptı.
Suruç Katliamı’nın ardından tüm boyutlarıyla kışkırtılan ve yoksul halk çocuklarının ölümüne neden olan savaşın Saray tarafından çıkarıldığının belirtildiği açıklamada savaşın son bulması ve silahların susturulması talep edildi.
Metinde şu ifadeler öne çıktı:
“ Yangın yerine dönmüş ülkemizde, seçimleri sultanlık sevdası için kullanmak isteyen, bu amaç uğruna ülkeyi iç savaşın eşiğine getirenlere; barajlar, baskılar ve tutuklamalarla Kürt siyasetini Meclis dışına itmeyi hedefleyenlere sesleniyoruz:
1 Kasım’da bir seçim yapmamız isteniyorsa buradan ilan ediyoruz, tercihimiz açıktır.
Seçimimiz Saray’ın yıkılması, kardeşliğin kazanmasıdır.
Çağrımız bu seçimi yapanların, en geniş halk kesimleri ile birlikte 1 Kasım sonrasına da taşan kararlı bir mücadeleyi ve dayanışmayı ülkenin dört bir yanına yaymasıdır.
Çağrımız, sokakta, işyerinde, okulda mücadeleyi yükseltme, sandıklarda oyları koruma çağrısıdır.”
100 çağrıcının imzasıyla yayımlanan ve ilerleyen günlerde ortak imzaya açılacak metnin tam hali:
Saray Yenilecek, Halk Kazanacak!
Sarayından kardeş kanı akıtmaya ferman çıkaran sultan özentisi de, iç savaş kışkırtıcılığı yapan dalkavukları da çok iyi bilsin ki; bu memleketin onurlu ve direngen insanları ve bu insanların trajediye dönüşmeye başlayan bu kanlı oyunu bozacak gücü var.
Çünkü bu ülke toprakları emperyalistlere ve faşistlere karşı direnen, Ortadoğu coğrafyasında laiklikte ısrar eden, Haziran ayını akıllara direniş diye kazıyan emekçi halkımızın güçlü mücadele geleneğini içinde barındırıyor.
Yaşamın, başlangıcından itibaren türlü seçimlerden ibaret olduğunu, içindeki yerimizi ve safımızı bu seçimlerin belirlediğini biliyoruz. Sandıktan ibaret olmayan bu “seçimlerde” tercihini sermaye karşısında emekten ve insandan yana yapanlar olarak; ekonomik, siyasal, kültürel talandan beslenen; adaletsizliği, hak-hukuk tanımazlığı, kadın düşmanlığını kural edinmiş; insanların gülümsemesine dahi tahammülü olmayan bu sultan özentisi karşısında direnmeyi seçiyoruz.
Savaşın tüm boyutlarıyla kışkırtıldığı, çocuk cesetlerinin buzdolaplarında saklanmak zorunda kalındığı günleri yaşıyoruz. Halklarımızın kardeşlik ve barış umudu tabutlar içinde parça parça toprağa gömülüyor. Sokağa çıkmayı yasaklayacak, fiili sıkıyönetim ilan edecek, HDP binalarını ve kitabevlerini yakacak, Alevileri tehdit edecek, halkı aç, susuz, ilaçsız bırakacak, Türk-Kürt gençlerini ölüme gönderecek kadar gözü dönmüş bir saldırganlık karşısında seçimimizi kardeşlikten yana yapıyoruz.
Seçimimizi; eşitlik mücadelesinde kadınlardan, HES direnişlerinde köylülerden, üniversite mücadelesinde öğrencilerden, sermayeye karşı emeğin mücadelesinde işçilerden yana yaptığımız gibi; Türk – Kürt savaşını kışkırtanlara karşı kardeşçe bir arada yaşayacağımız bir ülkeden yana yapıyoruz.
Yangın yerine dönmüş ülkemizde, seçimleri sultanlık sevdası için kullanmak isteyen, bu amaç uğruna ülkeyi iç savaşın eşiğine getirenlere; barajlar, baskılar ve tutuklamalarla Kürt siyasetini Meclis dışına itmeyi hedefleyenlere sesleniyoruz:
1 Kasım’da bir seçim yapmamız isteniyorsa buradan ilan ediyoruz, tercihimiz açıktır.
Seçimimiz Saray’ın yıkılması, kardeşliğin kazanmasıdır.
Çağrımız bu seçimi yapanların, en geniş halk kesimleri ile birlikte 1 Kasım sonrasına da taşan kararlı bir mücadeleyi ve dayanışmayı ülkenin dört bir yanına yaymasıdır.
Çağrımız, sokakta, işyerinde, okulda mücadeleyi yükseltme, sandıklarda oyları koruma çağrısıdır.
Çağrımız, Türk-Kürt kardeşliğini ve birliğini baltalayan, yoksul halk çocuklarının ölümüne neden olan savaşın son bulması, silahların susturulması çağrısıdır.
Çağrımız seçimimizi sandıkta HDP’den yana yapma; laikliğin son kırıntılarını, emeğimizi, kentlerimizi, doğamızı, kardeşliğimizi, özgürlüklerimizi yok etmeye çalışanlara karşı sokakta direnme çağrısıdır.
Abdullah Aydın, Adil Yalçın, Ahmet Yıldız, Akan Çelik, Ali Çerkezoğlu, Ali Ergin Demirhan, Ali Mert, Ali Özyurt, Ali Yiğit, Alper Dizdar, Arzu Çerkezoğlu, Aslı Erdoğan, Ayhan Erdoğan, Aynur Ermiş, Ayşegül Tözeren, Baki Düzgün, Barbaros Tantan, Barış Atay, Can Soyer, Cihan Uzunçarşılı Baysal, Cihan Ziya Tuğal, Coşkun Canıvar, Deniz Dülgeroğlu, Deniz Kıyafet, Dilek Tunalı, Doğan Halis, E. Ahmet Tonak, Emine Girgin, Emre Gürcanlı, Eriş Bilaloğlu, Erkin Özalp, Ertan Yılmaz, Esra Sert, Faruk Eren, Ferda Koç, Fergül Yücel, Funda Başaran, Gazi Çağlar, Gül Köksal, Gülendam Şan, Gülsüm-Sami Elvan, Gürsel Kaya, Hakan Mıhçı, Halis Koç, Haluk Yurtsever, Hamide Yiğit, Hande Arpat, Hasan Demir, Hayri Erdoğan, Hüseyin Demirdizen, Hüseyin Kargın, İbrahim Eke, İbrahim Kara, İbrahim Ulutaş, İlhan Akalın, İlhan Yiğit, İlkay Akkaya, İmre Azem, İnönü Alpat, Işıtan Gündüz, İsmet Akça, Kasım Akbaş, Kemal Aytaç, Mahir Ulutaş, Mehmet Ali Levent, Mehmet Ümit Erdem, Merih Cemal Taymaz, Metin Bakkalcı, Metin Çulhaoğlu, Metin Özuğurlu, Mücella Yapıcı, Murat Kocaman, Mustafa Görkem Doğan, Mustafa Peköz, Mustafa Sönmez, Neriman Usta, Nihal Kemaloğlu, Nuray Yılmaz, Nurdan Çaypınarlı, Osman Köse, Özgür Urfa, Özlem Yılmaz, Pınar Hocaoğulları, Savaş Al, Sayat Tekir, Sema Solaklı, Şebnem Oğuz, Serdar Aslan, Şinasi Dursun, Tahsin İşbilen, Taner Gören, Tayfun Budak, Tuncay Çelen, Yaşar Ayaşlı, Yıldız İlhan, Yusuf Doğan Çetinkaya, Zafer Ayden, Zeynep Çelik, Ziynet Özçelik, Zuhal Çetin Özkan.